Bombayı atıp kaçıyorum
Elinin altındaki el frenini sert bir şekilde indirdi Erdem. Gördüğü manzara gözünün önünden gitmezsek arabasına atlayıp mahalleye gelmişti. Yan koltuğa uzanıp torpidodaki evin anahtarını aldı.
"Erdem!"
Önce Özgür'le birkaç saniye göz göze gelmişti. Özgür'ün titreyen göz bebeklerini görmüştü. Sonra önünde diz çökmüş Bora'yı gördü. Eski sevgilisi sevgilisinin önünde diz çökmüş ona bir şey veriyordu. Elindeki hediyeyi görmesi ise onun için son nokta olmuştu.
Özgür Erdem'in peşinden koşmuş ama yetişememişti. Sevgilisinin arabaya bindiğini gördüğünde tereddüt etmeden kendi arabasına atladı.
Bazen kendinizi bir girdabın içinde bulduğunuz anlar olurdu. Ne kadar çırpınırsanız çırpının çıkamayacağınız girdaplar. Özgür de bunların birinin içinde hissediyordu. Yaşadığı her şey yaptığı her şeyi elinden kaymış o girdaba sürüklenmişti.
Erdem'i kolundan tutup çekmesiyle yüz yüze geldiler. "Bırak Özgür"
"Bağırma bana!" Erdem belki de farkında değildi ama sesi korkutucu derecede yüksek çıkıyordu. Daha önce Özgür bu ses tonunu duymamıştı. İrkildi.
Kolunu hapsedilen avuçtan çekti hızlıca. Şu an çok sinirliydi ve bunu Özgür'e yansıtmak istemiyordu.
Demir giriş kapısını açıp binaya girdi. İkinci kat olan evlerine çıkmak için merdiveni kullanmıştı ki asansör bekleyecek hali yoktu.
Arkasında onu takip eden bedeni bildiği için ne kadar kızgın olsa da açtığı evin kapısını aralık bıraktı. Tüm eşyalar yerli yerinde duruyordu evde. Arda arada uğradığı için hala yaşanabilir bir yerdi burası. Masanın üstündeki bitmiş içki şişelerini saymazsak.
Özgür renkli gözleriyle yeniden Erdem'in önüne geçti. "Tamam. Tamam özür dilerim tamam." Gözlerini Erdem'in gözlerinden çekmiyordu. Gözlerini görmeliydi ki ne yaşadığını hissetmeliydi.
Deminki bağırmalarına nazaran sakinlemişlerdi. "Özür dilerim onu içeri almamalıydım onunla konuşmamalıydım hediyesini almamalıydım."
Uzun süren sessizliğin ardından Erdem araladı dudaklarını.
"Onu çağırmana kızmadın onunla konuşmana da kızmadım sadece onun seni bu kadar iyi tanıması sinirimi bozdu." Nefesi Özgür'ün yüzüne sürtünürken devam etti. "Kendimi onunla kıyasladım. Elindeki bilekliği görünce deliye döndüm."
"Ondan daha iyi olmalıydım. Daha güzel bir hediye almalıydım. Belki de her şeyimi önüne sermeliydim. Ama onunla aynı seviyede olmamalıydım."
Öfkesi daha çok kendineymiş gibi konuşuyordu Erdem. Onun bu hallerini şaşırmış şekilde izleyen Özgür ağzını açamamıştı bile. Odanın içinde sesi duvarlardan yankılanırken bir yandan da adımlar atıyordu Erdem. Kızgınlığı anca böyle atabilirdi üstünden.
Duygularını çoğu zaman açıkça gösteren birisi olmamıştı Erdem. İnsanın gerçek duyguları öfkelendiğinde açığa çıkıyordu ve Özgür'ün gözünde Erdem şu an çok değişikti. Zar zor hatırladığı annesinin yüzü geldi gözünün önüne. Onun için her şeyin en iyisini yapmaya hazır olan yüz ifadesi.
Annesinden sonra ilk defa birinde aynı gözleri görüyordu Özgür.
Dayanamayan bir ifadeyle kollarını Erdem'in boynuna sararak dudaklarına yapıştı. Bu öpüşme diğerlerinden sert ve hızlıydı ki gecenin nereye gideceğinin haberini veriyordu. Erdem'in gözünden yansımasını gördüğünde durması imkansızdı. "Napıyorsun?" dedi Erdem boğuk bir sesle.
Onu duymazdan gelerek öpmeye devam etti. Bir eli Erdem'in ensesindeyken diğer eli yeni traş olmuş saçlarının arasında geziyordu. Artık sıvıları tamamen birbirine karışmıştı. Özgür aldığı kan tadıyla yavaşladı. Erdem dudağını kanatmıştı.
Aynı kan tadını Erdem de aldığında dudakları kıvrıldı. Siniri hala atamamış bir ifadeyle ellerini önündeki bedenin kalçasına yerleştirdi. "Ahh." Özgür'ün çıkarttığı inleme anlık durmasına sebep olurken hoşuna giden sesle daha fazla sıktı.
Kendine dokunan onca erkeğin arasından Erdem'in dokunuşları onu kendinden geçirecek derecedeydi. İlk defa bir erkekle beraber olmasına rağmen yaptığı temaslar vücudu kor alevlerle yakıyordu. Erdem'in dokunuşlarıyla dudaklarını ayırdı.
Nefes düzeni sık bir hale bürünürken ayakta durmaya zorlandığı için Erdem'in iki omzuna geçirmişti tırnaklarını. Deliğinin etrafında gezen ellerle sertleştiğini hissediyordu. Aralarında kumaş olmasına rağmen hissettiği eller çıplak tenine değiyordu sanki.
"Çok güzelsin Özgür." Gözleri birleşti. Birbirlerine büyülenmiş gibi bakıyorlardı.
"Sıra bende." Meraklı bakışlarının ardından Özgür'ün ne yapacağını merak ediyordu. Aralarındaki ilişki boyunca birbirlerini ilk defa bu kadar mahvolmuş gördükleri için yaptıkları hareketler yavaş ve teyitliydi.
Bir elini yeniden ensesine atarak dilini Erdem'in ağzına gönderdi. Diğer eli çoktan Erdem'in kotunu bulmuş düğmesini ve fermuarını açıyordu. Eli bulduğu sıcaklıkla ısındı. Bu temas ikisini de yakmıştı ki Erdem gözlerini kapattı.
Kısıtlı hareketlerinden kurtulmak istercesine önce Erdem'in dudaklarından ayrıldı. Sonra da tuttuğu aleti pantolondan çıkardı. Başını Erdem'in omzuna yaslamışken parmaklarının arasında penisi vardı. Gözleri yerdeydi çünkü aklından biraz sonra yapacakları geçiyordu.
Eliyle yaptığı gelgiti durdurdu Özgür. Dizlerinin üstüne yere çöktüğünde Erdem ona nasıl baktığından bir haberdi.
Birkaç minik emeklemeyle Erdem'in önüne geldi. Önce önünde gördüğü aleti eline aldı. Dudaklarına götürürken yaşadığı heyacanla kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Başını ağzına almasıyla Erdem'den hırıltılı bir inleme geldi.
Yaşadığı zevk ona çok fazla gelirken başını arkaya atarak ayakta durmaya çalıştı. Özgür'ün ağzının ısısıyla ve ıslaklığıyla kendinden geçercesine inliyordu.
Özgür tamamını ağzına aldığında gitgelleri yavaşlamıştı. Salyaları dudaklarının etrafından akıyordu. Ağzının içinde gittikçe büyüyen penisin verdiği zevk gözlerinin kararmasını sağlıyordu. Artık yorulan ağzıyla hareketlerini yavaşlattı.
Kafasının arka kısmında hissettiği elle afallamıştı. "Bana bak." Özgür dediğini yaparak bakışlarını Erdem'e kaldırdı. Çok kısa sayılmayacak saçlarını sıkan el saçları kavrarken hükmedici hareketlerine devam ediyordu.
"Agh." Erdem onu kendine itmesi boğazında takılı kalan bir öğürmeye sebep olmuştu. Erdem hissettiği darlıkla kontrolünü tamamen kaybetmişti. Özgür'ün kafasını hareket ettirerek en derine giriyor yavaşça kendini geriye çekiyordu.
Ona bakan Özgür'le gözleri birleştiğinde gözlerindeki ıslaklığı gördü. Bunun onu durdurması gerekirken Erdem daha da hızlandı. Her vuruşunda Özgür'ün göz bebeklerinin kaydığı görüyordu.
Girdiği girdap onu daha da derine çekerken durmadı. Tekrar çıktı tekrar girdi. Patlamak üzere olan penisini Özgür'ün dilinde hissetti. Damarlarını baskılayan dili onu tahmin ettiğinden de fazla zevk veriyordu. Özgür tırnaklarını baldırlarında hissettiğinde dai durmadı.
"Özgür..." Akıttığı meniler önündeki bedenin ağzını ve yüzünü kaplamıştı. Elini uzatarak Özgür'ün ayağa kalkmasını sağladı. Ona baygın gözlerle bakan Özgür içindeki yeni duyguları alevliyordu.
Elini Özgür'ün çenesine koydu Erdem. Fazla baskı uygulamadan Özgür'ün yüzünü kaldırıp göz göze gelmelerini sağladı. Büyük eli önündeki yüzde daha da büyük durmuştu. Baş parmağıyla dudağının kenarında duran sıvıyı sildi. "İyi ki doğdun sevgilim."