Bölüm yazıyım dedim wattpad çöktü
Suyu ılıklaştırıp içine girdiğinde aklında sadece birkaç saat önce yaşadıkları vardı. Yüzünü kendine yakın duvara dönmüş başından akan suya kendini bırakmıştı.
Onu mahveden çocuğu düşündü. Bazen öyle bakıyordu ki Erdem onun için ölebilirdi bile. Günden güne ona duyduğu aşk artıyordu. Bu önü geçilemez bir hisken bunun ona zarar vereceğinden bir haberdi.
Sırtında omzunun biraz altında hissettiği öpücükle duraksadı. Sırtına baskılayan yumuşak sıcak dudaklar kendini oradan ayırmamıştı. Arkasını dönüp bakmadı. Belinden öne doğru gelen eli hissettiğinde hareketsizliğine devam etti. Önündeki el birden penisini kavradığında beklemediği hamleyle inledi.
Hayal mi görüyordu gerçek miydi emin değildi. Özgür arkasında mıydı?
Kendini çevirdiğinde ona istekle bakan Özgür'ü gördü. "Tekrar mı istiyorsun?" Arsızca gözlerine bakmaya devam etti Özgür Erdem'in. "Yoksa neden geleyim?"
Bakışları birbirlerinin gözlerinden dudaklarına kaydı. Erdem ellerini kaldırarak önündeki yüzün yanaklarına koydu. Bu hareketi sürekli yapıyordu.
Dudaklarının buluşması uzun sürmezken Özgür Erdem'i adımlatarak soğuk fayansa yapıştırdı. Üstlerinden akan ılık su ikisinin de başından aşağı dökülüyordu.
Erdem ellerini Özgür'ün yüzünden çekip kalçasına yerleştirdi. Biraz daha parmaklarını kaydırsa deliğine ulaşabilirdi ama hareket etmedi. Avucunu dolduran sıkı kalçaları sıktığında Özgür derince inledi. Bununla birlikte Erdem'in dudağını ısırmıştı.
"Erdem.. hadi.." gözlerini Özgür'ün gözlerine getirdi. Ona istekle bakan çocuk hiç yardımcı olmuyordu. O gözleri tekrardan görmek içinde bir şeyleri kopardı Erdem'in. Parmaklarını hareket ettirerek delikten içeri soktu. "Hala ıslak. Benim ıslaklığımla."
Özgür'ün bu yüz ifadesini görmek için dakikalarca konuşabilirdi.
"Ayaktasın. Canın yanacak." uyarısında bulunma gereği duymuştu Erdem. "Onu sorun ediyor gibi mi duruyorum?" Kesinlikle durmuyordu. İstediği tek şey Erdem'i hissetmek gibi duruyordu.
Parmaklarını çektikten sonra Özgür'e sert bir öpücük verip ters döndürdü. Vücudunu cama yasladığında Erdem tam arkasındaydı. Ellerini önündeki bedenin sırtında gezdiriyordu. Tıpkı Özgür'ün ona yaptığı gibi sırtına öpücükler bırakıyordu.
Dudaklarını yavaşça aşağı kaydırdı. Beline temas eden dudaklarla kendisini cama daha da yasladı Özgür. "Ahh." Arkasındaki bedenin ne yaptığını göremiyordu.
Kalçasının üstüne de bir öpücük kondurduğunda Erdem dizlerinin üstüne çökmüş haldeydi. Tuttuğu kalçada kendisine yer açmak istercesine hareket etti. "Erdem.. ahhh..." Dili Özgür'ün deliğini bulmuştu. "Erdem. Lütfen.." diliyle hareketlerine devam ederken Özgür kendinden tamamen geçmişti.
"Efendim aşkım." Birkaç saniyeliğine ayrıldığı yere tekrar yerleşti. "Lütfen. İçime gir lütfen."
Birkaç saat önce almış olduğu zaferle daha rahat hareket ediyordu Erdem. Sevişmeyi olabildiğince uzatabilirdi ona kalsa. Ama kulağına gelen sesleri yoksayamazdı.
Diz çöktüğü yerden ayağa kalktı. Aletini kavrayıp birkaç kez sıvazladı. Hiç bekletmeden Özgür'ün deliğine konumladığında önündeki bedenden kesik bir inleme geldi. Nefesini kesiyordu.
Özgür'ün beline ellerini koyup kendini yavaşça içine itti. "Ahhh." İkisi de yeterince ıslak olduğu için içindeki hareketleri daha kolaydı Erdem'in. Sardığı belinden de destek alarak gel gitlerine devam etti. Her seferinde vurduğu noktayı kaydırarak en derinine girmeye çalışıyordu Özgür'ün. Bu sayede ikisinin de aldığı zevk doruklara ulaşırdı.
"Aghh." İkisinden de yayılan inleme tüm banyoya yayıldı. Erdem hızını giderek arttırdığında Özgür gücünün bittiğini hissediyordu. Penisindeki el ona çok fazla gelirken iki taraflı yaşadığı zevkle gözleri kaymıştı. Biraz daha ayakta kalırsa Erdem'in kucağına doğru bayılabilirdi.
Erdem hızını arttırdı. Aleti titrerken kendisini Özgür'e son kez bastırarak patladı. Özgür de boşaldığında kendisini yavaşça çekerek yere oturdu Erdem. Özgür de aynı hareketi tekrarlamıştı.
Nefes nefese kalırlarken Erdem dudaklarını araladı. "Seni çok seviyorum Özgür."
"Ben de seni çok seviyorum."
Gözlerini araladığında yanında uyuyan Özgür'e baktı. Gelen telefon titreşimleriyle uyanmıştı. Bir sürü mesaj ve arama vardı telefonunda.Özgür'ü uyandırmamaya çalışarak yatağından kalktı. Oda havuza bakıyordu ve gece odayla havuzu ayıran camları sonuna kadar açmışlardı. Hava aşırı sıcak olmuştu.
Sürgülü camları kapatıp ses çıkartmak istemediği için havuzun en uç köşesine gitti. Sırtını odaya dönerek Ali beyi aradı. Şirketle ilgili mesajlar ve aramalar tatil boyu onu bırakmamıştı. "Alo." "Efendim evlat." Birkaç çalışta açılmıştı telefon.
Konuşmayı uzatmak istemediği için direkt konuya geçti Erdem. "İstifa ettiğimi söylememe rağmen şirket mesajları geliyor." Sinirli çıkmıştı sesi. "Sen istifa dilekçeni ilettin. Kabul edip etmediğime ben karar veririm evlat."
Bu da ne demekti şimdi. Erdem'in aklı giderek karışırken şirketten kurtulamamış olmanın gerginliği geldi üstüne. Telefonu kapatmamıştı. İkisi de konuşmadan duruyordu. Telefonda yankılanan tek ses Erdem'in sıkıntılı nefesleriydi.
"Bu ne demek?" "Son sözü ben söylerim demek." Üvey babasının hayatı üzerinde bu kadar baskı kurması onun ağzını yüzünü dağıtma isteği uyandırıyordu Erdem'de.
"Bana gövde gösterisi yapıp oğluma göz koymandan ne anlamalıyım?" Erdem duyduğu şeyle duraksarken telefondaki ses devam etti. "Gururlu gibi gözüküp çok gurursuz olduğunu mu?"
Yaşadığı şokla ve yediği hakaretle olduğu yerde kalırken telefonun karşısından duyduğu şey boğuk bir kahkahaydı. "Ben de öyle düşünmüştüm."
Telefonu şezlonglardan birine atarak yanına oturdu. Öne eğilerek elini yüzüne kapattı. Nasıl öğrenmişti hiçbir fikri yoktu ama öğrenmesi hiç iyi olmamıştı. Birkaç defa sıvazladı yüzünü.
Kafasını kaldırdığında Özgür havuzun diğer köşesinden ona bakıyordu. Gözlerinde daha önce görmediği yabancı ifadeyle tanışırken sadece sustu Erdem. Özgür birkaç adımda yanına geldi.
"İstifa ettin ve ben bunu tesadüfen öğreniyorum öyle mi?" Birkaç hızlı adımla Özgür Erdem'in yanına geldi. "Bak söyleyecektim. Tatilimizi bozmak istemedim." Gerçekten de böyle düşünmüştü. "Bir de tatilden önce mi istifa ettin."
"Özgür.."
"Siktir git Erdem."
Koca bi hassiktir