Uçak Yunanistan'a iniş yaptığında sıcak bir hava karşılamıştı onları. Sabah günün doğumuyla İstanbul'dan uçak kalkmış birkaç saate Atina'ya inmişti.
"Nasıl hissediyorsun?" Özgür Erdem'e döndü. "Heyecanlıyım." Bir an önce otele yerleşip denize gitmek istiyordu Özgür. Hep rahatına düşkün birisi olmuştu. Yaşadığı özgür hayatın da buna katkısı vardı.
Uçaktan indiler. Valizleri kabine getirdikleri için ekstra beklemelerine gerek kalmamıştı.
"Hangisi sence?" Havaalanındaki araç kiralama yerine gelmişlerdi. Erdem'in büyülenerek baktığı arabalarla seçmesi daha da zorlaşıyordu. Çocukluğundan beri arabalara hep ilgisi olmuştu. Bir galeride çalışmasının sebebi de buydu denebilirdi.
Beyaz üstü açık bir araba tercih ettiler. Özgür valizleri koyup Erdem'in yanına yerleşti. Bu tatil ikisine de çok iyi gelecekti bunu hissediyordu.
Otelin konumunu telefonuna girdiğinde çok yakın olduklarını gördü Özgür. "Burdan sola aşkım." Erdem sinyal verdi. Hızlıca otele gelmişlerdi.
"Rezervasyon için kimlikleri alabilir miyim?" Kadın İngilizce konuşuyordu. İkisi de kimliklerini uzattı. "Buyrun 111 numaralı oda. Koridorun sonunda." Teşekkür ettiler.
Burası küçük odaları olan odalarının için özel havuzu olan bir oteldi. Yunanistan'da bunlardan sıklıkla görebilirdiniz. Beyaz mimarisiyle denizin hemen dibindeydi.
"Erdem çok güzelmiş burası." Odayı görmesiyle Erdem'in boynuna atlaması bir oldu Özgür'ün.
Boynunda hissettiği şeyle Erdem'in onu öptüğünü anladı. Yavaş yavaş duvarlarını yıkıyordu Erdem. Ve bunu hissetmek Özgür'e iyi geliyordu. Gerçek birer sevgili olduklarını hissediyordu.
Yanına aldıkları iki küçül valizi hemen dolaba yerleştirdiler. "Kahvaltı için bir şeyler istiyorum." Soru cümlesi gibiydi aslında. "İste. Acıktım." Geceden beri bir şeyler yememişlerdi.
Erdem odaya kahvaltı için yiyecekler söylerken Özgür de işlerini halletmiş yatağa uzanmıştı. "Yatak yumuşacık." Özgür'ün dediğine gülümsedi Erdem. Nasıl oluyordu da bu kadar küçük şeylerden mutlu oluyordu Özgür.
"Bir an önce havuza girmek istiyorum." Özgür geceden beri aynı şeyi söylüyordu. "Gireriz yavrum."
Eline aldığı mayoyu yatağa koydu. Şortunu giyip tişörtle gezmesinde bir sakınca yoktu. Oteldelerdi sonuçta. "Bunu giymekte kararlı mısın?" Erdem Özgür'ün elindeki şorta baktı. Bu biraz. Biraz fazla küçük duruyordu. "Evet. Neden?"
"Biraz küçük geldi bana da." Açıklamasında bulundu Erdem. Özgür Erdem'in söylediğiyle şorta tekrar baktı. Gayet normal bir şorttu. Banyoya yürüdü üstünü değiştirmek için.
Üstünü değiştirdiğinde kahvaltı gelmişti. Bir garson getirdiği kahvaltılıkları masaya diziyordu. Erdem de büyük ihtimalle cüzdanını arıyordu. Garson tüm kahvaltılıkları koyduktan sonra tekerlekli masayı sürdü. Erdem'in verdiği 100 euroyla odadan ayrıldı.
"Çok lezzetli görünüyor." Özgür masaya bakarak kurmuştu cümlesini. Erdem gözlerini önündeki beyaz tende ve bacaklarda gezdirdi. "Evet. Bence de."
Erdem'in ima ettiği şeyi anlamadığı için masaya doğru yürüdü Özgür. Hızlıca kahvaltı yapmak istiyordu.
"Annemle konuşmuşsunuz." Erdem'in sesiyle tüm dikkatini verdiği kahvaltıdan ayrıldı. "Evett." İtiraf etmeliydi ki konuşmalarından sonra üstünden bir yük kalkmıştı. Aralarındaki yakınlığı inşa etmeye başlaması onu mutlu etmişti. "Dertleştik biraz. Seni şikayet ettim."
Erdem birkaç saniye duraksadı. "Beni mi?" "Hıhı. Dedim oğlunuz beni çok üzüyor." Sonra da güldü Özgür. "Çekecekmiş kulaklarını."
"Annem kıyamaz bana." Söylediğine Özgür yüzünü buruşturdu. "Anne kuzusu erkek mi. Benden uzak olsun." "Anne değil. Annemiz." diyerek Özgür'ü düzeltti Erdem.
"Bu kadar konuşmak yeter. Hadi havuza girelim." Özgür konuşmasının ardından ayaklandı. Konsolun üstüne koyduğu güneş kremini alarak kendinisi kremlemeye başladı. Erdem ise önce resepsiyonu arayarak masanın toplanmasını istedi. Sonrasında da dolaptan şortunu aldı.
Havuzun başına geldiğinde Özgür çoktan havuza girmiş yüzüyordu. Bembeyaz bir teni vardı. Sarı saçları ve renkli gözleri vardı. Güzeldi. Erkeklere göre normalin üstünde bir güzelliği vardı. Belki de o yüzden bu kadar tutuldum diye düşündü Erdem. Belki de o yüzden sırılsıklam aşık oldum.
Özgür'ün yanına havuza girdiğinde onu gören Özgür yanına yüzdü. Aslında çok büyük bir havuz değildi burası ama rahatça yüzülebilirdi.
Kaç saat havuzda kaldılar veya çıkıp güneşlendiler bilmiyorladı ama tam karşılarından güneş batıyordu. Erdem ellerini Özgür'ün beline sardı. Kırmızı gün batımında teni parlıyordu Özgür'ün. "Seni seviyorum."
"Seni seviyorum Erdem." Gözleri birbirlerini ezberlerken Erdem sıkışını sertleştirdi. Yavaş yavaş önündeki bedenin yüzüme kayarken ona karşılığını Özgür vermişti. Dayanamayacak bir şekilde dudaklarına yapıştı Erdem'in. Tadını seviyordu. Tadına kendi tadının karışmasını ayrıca seviyordu.
Belindeki eli yavaşça aşağı indi Erdem'in. Dar şortun üstünde sıktığı kalçayla Erdem'in ağzına doğru inledi Özgür. Ama bu öpüşmelerine engel olmamıştı.
Elinin altındaki sıkı kalça onu ne kadar zorlasa da dayanmak zorundaydı. Özgür istemeden böyle bir şey yapamazdı. Erdem elini tekrardan beline çıkarttı Özgür'ün.
Sesli bir şekilde ayrıldıklarında ikisi de nefes nefeseydi. Özgür destek almak istercesine Erdem'e yaslandı. Ama Erdem de ondan farklı değildi.
Bu kadar kolay birbirlerinden etkilenmeleri ikisinin de tutkusunu arttırıyordu. Aralarında çekim arttıkça dayanması daha da zor oluyordu.
"Özgür.." ıslak elini Özgür'ün yüzüne götürdü. "Bu kadar güzel olman.. Aklımı başımdan alacak seviyede."
Elinde bir buz gibi eriyen Özgür'le gerçekten de aklı başından gidecekti. "Ne yapacağız seninle." Özgür elini Erdem'in yüzüne sürterek gözlerini araladı. "Ne yapalım?"
Günü birbirlerine sarılarak batırdılar.
Geliyor gelmekte olan hazır mısınıızz