Erdem havaalanına geçtiğinde gördüğü şey siyah uzun bir limuzindi. Şoförü kaputa yaslanmış gelecek uçağı bekliyordu. Erdem hemen arabasını o arabanın yanına park edip arabadan indi. Saate baktığında annesi birkaç dakikaya burada olacaktı.
Özgür'ün arabasının gelişini gördüğünde durduğu yerde dikleşti. Üstünü düzeltme ihtiyacıyla temiz arabasının yansımasından kendine baktı. Özgür'le araları nasıldı hiçbir fikri yoktu ama yine de ona güzel görünmek istiyordu.
Özgür beyaz arabasını Erdem'inkinin yanına park ettiğinde herkes hazırdı. Şoför cebinden çıkarttığı sigarayı Erdem'e uzattı. "Eyvallah." Sonra da Özgür'e.
Basın geleceği için birkaç koruma gelmiş küçük bir set koymuştu. Park edilen arabaların yanlarına korumaların da arabaları eklendiğinde 7 araba olmuştu. Kameramanlar son düzenlemelerini yapıyor mikrofonları ayarlıyordu.
Erdem elindeki sigarayı yere atıp topuğuyla ezdi. Jetin gelişine dair haberler verilmişti. Birkaç dakika sonra jet arkadaki boş piste indi. Açılan merdivenle annesi ve Ali Ulusoy el ele gözükmüştü. Birkaç kişi hemen kadına yardım ederek merdivenden inmesini sağladı.
Durdukları yerde mikrofonlar onlara doğrultulmuştu. Annesi ve Ali Ulusoy önde yan yana duruyor, Erdem annesinin yanında Özgür de babasının yanında duruyordu.
"Öncellikle hayırlı olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz. Çok yakın zamanda evlendiniz. Neler söylemek istersiniz." Adam kadının tuttuğu elinin üstüne kameraların önünde bir öpücük kondurdu. "Gençler evlenin." dedi yaşlı adam gülerek. "Hayatım yeni yeni anlamlanıyor. Onsuz ben bir hiçmişim."
Boğazını temizledikten sonra devam etti. "Sizi bugün buraya bu saatte toplamamın sebebine gelirsek. Öncelikle geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Nevbahar'la birbirimize zaman ayırmak birlikte yaşamak için şirketi oğullarıma bırakma kararı aldım. En kısa sürede işleri toparlayıp iki hisse olarak şirketi çocuklarıma bırakıyorum."
*
"Ne saçmaladı o adam havaalanında öyle!" Konuşma bitince eve gelinmiş Erdem annesini odasına çağırmıştı. Bu konudaki fikirlerini annesi biliyordu ve bildiği halde böyle bir şeye nasıl izin vermişti aklı almıyordu. "Oğlum o adam senin baban sayılır. Neden böyle yapıyorsun."
"Parasını da şirketini de istemiyorum." Kadın şaşkın gözlerle Erdem'e bakarken Erdem sinirden bağırıyordu. "Anne bu konudaki fikrimi bile bile sustun." Kadının istediği tek şey oğlunu o başarılı şirketin başında görmekti. Eğer bir aile oldularsa bu başarıda Erdem'in de hakkı vardı. Başarıya başarı koymak için çabalamalıydı.
Erdem biraz daha sakinleşmişti. Konuşmadan sonra arabasına basıp eve gelmişti. "Bugüne kadar benim olmayan hiçbir şeyi istemedim. Bir şeyi istiyorsam ya benimdir ya benim olucaktır anne." Kadının yanına geçip yatağa oturdu. "O şirket benim değil. O para da benim değil. Böyle yaşamak istemiyorum."
Tıklanan kapıyla ikisi de gözlerini kapıya çevirdi. "Gelebilir miyim?" Özgür kapıda bekliyor gelmek için izin istiyordu. "Gel tabi." dedi Erdem. Özgür'ün kapıda olduğunu gören annesi ayağa kalktı. "Siz konuşun çocuklar ben çıkıyım."
Kadın çıkıp kapıyı kapattığında odada Erdem ve Özgür durmuş birbirlerine bakıyordu. "Neden geldin?" İkisinin son konuşmasında Erdem öptüğü için özür dilemiş Özgür de ona soğuk yapmıştı. Araları kötüyken Özgür'ün neden odaya geldiğini Erdem anlayamamıştı.
Terleyen avuç içlerini pantolonuna dokundurarak sildi Özgür. Beyninden geçen binbir senaryodan birincisini yapmaya hazırlanıyordu. Son kez kapıya dönüp kapalı mı olduğuna baktı. Birkaç adımla aralarındaki mesafeyi kapatıp elini Erdem'in ensesine attı.
Dudaklarını baskılıyan dudaklarla ne olduğunu anlayamayan Erdem olduğu yerde kalmıştı. Özgür'ün diğer elini de boynunda hissetti. Bu sefer sarhoş olmamasının da verdiği hisle gözlerini kapattı Erdem. Dudaklarını baskılayan dudaklardan aldığı tat vücudunu yakıp geçerken ellerini önündeki bedenin beline sardı Erdem.
İnce beli kendine bastırmasıyla Özgür'ün kısık bir inlemesi yayıldı odaya. Öpüyor diline dokunuyor ağzının içinde kendisini hissediyordu. Erdem önündeki dudaklardan ayrılıp alnını alnına yasladı Özgür'ün. "Özgür..." kesik kesik aldığı nefesler odada yankılanıyordu. "Naptın sen."
"Benim de haberim yoktu." Erdem anlamayan gözlerle baktı Özgür'e. "Ben de sen gibi ilk defa duydum babamı." Erdem'le annesinin konuşmalarını duymuştu Özgür. "Babamla konuşup biraz daha zaman vermesini isteyeceğim."
"Zaman bir şeyleri düzeltemez Özgür. İstemiyorum." Bu konuda kararlıydı. O şirkete adımını bile atmayacaktı.
"O zaman biz de komple sikip atalım." Dudaklarını tekrar Erdem'in dudaklarıyla buluşturduğunda bu sefer ilk çekingenliği yoktu Özgür'ün. Daha sert ve haz veren öpücükler konduruyordu. Sert bir şekilde Erdem'in üstüne kendini bastırdı ve Erdem'in geriye adımlamasını sağladı.
Erdem yatağa oturduğunda hızlı hareketlerle kucağına yerleşti Özgür. Nefesinin bittiğini hissetse de ayrılmadı Erdem'den. Belini ve sırtını okşayan eller ona daha fazla şehvet veriyordu. Aşağıdan gelen sesle birbirlerinden ayrıldılar. "Yemek hazır."