Aşk

32 4 5
                                    

Aşk hep sağ kalacak, biz viran olduk.

Efsaneyi hatırlıyor musun? diye soruyor.
Dileğinin gerçekleşmesi için kağıttan bin tane turna katlamalısın.

Başlarda birbirine tutuşturulmuş kitabımın dokuz yüz doksan dokuz sayfası vardı.

Şimdi?

Yalnızca kapağı kaldı.

Hiroşima,1945

Japonya kültürü, dili ve bir çok eşsiz yemeği ile ünlü olduğu kadar efsaneleri ile de ünlü. Galiba canımı en çok yakan efsane bu oldu. Birde ilk kar efsanesi var tabii. Sanırım ben güneşin içine hapsoldum. Çünkü kar yağmak bilmiyor.

-Naz, gerçekten küresel ısınma oluyor galiba. Ayyy, bittim ben.

Haftasonu olduğundan ve bir haftadır sınavlara girdiğimizden dolayı odadan çıkmamış ve yan gelip yatmıştık. Kendimi çok yorgun hissediyordum. Hem bedenen hemde...

-Umarım öyle olur diyesim var ama beni vurabilirsin sanırım, bu yüzden demeyeceğim.

Yavaş yavaş akıllanıyor.

Derken koridordan sesler gelmeye başladı. Sanki bir kargaşa çıkmış gibiydi. Kendimi zar zor yataktan kaldırmaya çalışırken bir anda kapı açıldı. Adı Nazlı olan -ama benim ona Nazlı diyemediğim- arkadaşım iki elinde valizler ile odaya girdi. Hayırdır dercesine bir bakış attıktan sonra naz'a döndüm. Galiba yüreğine inme inmişti.

-Selamün aleyküm. Ben haber veremedim tabi size. Ben artık pansiyonda kalacağım da. Müdürümüz kimi tanıyorsun dedi bende senin ismini verdim. Bu yüzden bu odaya gönderdiler. Malum yeni geldim ve senden başka arkadaşım yok.

Benlik bir sorun yoktu da...
Da işte.

Boğazımı temizleyip ayağa kalktım ve elindeki valizleri alıp ona yardımcı oldum.

-Aleyküm selam. Estağfurullah ne demek. Hoş geldin.

Ben sıcak yaklaşmak istesem dahi odanın diğer köşesinde bulunan Naz, avının üzerine atlamaya hazır bir şekilde Nazlı'ya bakıyordu. Rabbim yardımcım olsun. Amin.

...

Akşama doğru yemeğe inmiş ve yeni oda arkadaşımızı da masamıza davet etmiştik. Bundan sonra da anlaşılacağı üzere bizimle beraber oturacaktı. Naz'ın ondan çok haz etmediğini hissetmiş olacak ki yanlız benimle konuşuyordu. Arada bir kabalık etmemek içinde Naz'a sorular soruyor ama cevap olarak ters bakışlar kazanıyordu.

Odaya çıktığımızda ise okuduğu ve yanında getirdiği bütün kitapları bana göstermiş sonrada rafa dizmeye başlamıştı. Pek tabiki benim kitaplarıma da el atmış, onunda okumuş oldukları hakkında yorum yapmış ve bana kitap önerisinde bulunmuştu.

İyi kız, hoş kız.
Ama çok hızlı.
Hızlı ve hoş.

-Ee şimdi ne okuyorsun?

Yine hikayesini ve katliamı merak ettiğim için aldığım bir kitabı ona verdim.

-Kağıttan son turna kuşu.

-Aaaa hikayesini biliyorum. Sonunda çok ağlamıştım. Özellikle de o son bank sahn-

-Dur dur! Ben daha bitirmedim. Spoiler istemiyorum.

-Ay, özür dilerim. Az daha gidiyordu.

Önemi olmadığını belirtecek bir gülümseme bıraktım ortaya. Saate baktığımda 22:39 olduğunu fark ettim. Yatsı namazını kılmamız gerekiyordu. Yatsı namazını saat 00:00 dan sonraya bırakmak mekruhtu. Naz'a abdest almaya gitmemiz gerektiğini söyledikten sonra birlikte ayağa kalktık. Ama Nazlı bizimle gelmiyordu.

Vaveyla-LHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin