Ümmetim Ümmetim!
Ya Rab senden Ümmetimi isterim.
Kızım Fatıma'yı kurban vereyim.
Ümmetsiz cenneti ben neyleyim.İmam namazı kıldırdıktan sonra dua etmeye başlamıştık. Bir gözüm hala süveyda'da olduğu için imamın vaaz vermeye başladığını o seslenmese fark etmeyecektim.
-Kıymetli cemaat. Alemlere Rahmet olan, Yüce Allah'ın "Levlake levlake lema halaktü'l eflak" yani sen olmasaydın hiçbir şeyi yaratmazdım buyurduğu, gaye-insan ve ufuk-Peygamber Efendimiz HZ.Muhammed Mustafa (s.a.v) Uhud savaşı sırasında yaralandığı vakit mübarek dudaklarının arasından dünyanın en güzel diş sırasından biri düştü.
Allah Rasulünün mukaddes dudaklarından kan boşalırken duaları; Ya Rab, benim kavmimi affet! Onlar bilmiyorlar. Eğer bu dua olmasaydı ne olurdu?
Toprağa bir damla Peygamber kanı damlarsa ne olur?Vallahi öyle bir Peygamberimiz var ki.
Seni senden çok düşünen biri var. Ümmeti ümmeti diye boşalan gözyaşları var. Bir silkelenin, bir kendinize gelin. HZ. Muhammed Mustafa ile el sıkışıyoruz. Ayrılmak yok. İmanınız onunla tamamlanıyor kardeş. La ilahe illallah-MUHAMMEDER RASULULLAH!
Eșhedü en la ilahe illallah,
-VE EȘHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN ABDÜHU VE RESULÜ!
Hadi sıkıysa Müslüman olun Muhammed Mustafa'ya sarılmadan ha. Yarın dirildin böyle gözlerini ovușturarak, toprakları omuzlarından atarak. Aaa nereye geldik, ahiretteyiz. Şaşırıp kaldın. Nereye gideceksin kardeş. Cennet nerede, cehennem nerede, sırat nerede, mizan nerede?
Nereye gideceksiniz ya...
Ya Rasulüllah neredesin, kurbanın olayım yardım et. Senin bir sancağın vardı nerede o demeyecek misiniz?
Adam olun, kendinize gelin.
Muhtaç olduğunuza iyi sarılın.Peygamberim bana sefaatçi olur. Peygamberimiz ümmetine şefaatçi olacak. Siz kimsiniz? Faiz yiyenler mi onun ümmeti, zina edenler mi, yalan söyleyenler mi, namaz kılmayanlar mı. Siz kimsiniz? Ben onun ümmetiyim diyen varmı? Onun getirdiklerine iman ettim, onunda sünnetini bırakmadım. Harama yaklaşmadım, helali keyfe karıştırmadım diyen varmı aranızda?
Hanginiz layıksınız ona ümmet olmaya? Ahirette nasıl şefaat isteyeceksiniz? Utanmayacak mısınız?
Ya Rasulullah, ben namaz kılımıyordum, senin sünnetlerin ile de işim yoktu. Falan akşam şu dizim vardı onu izledim. Geç bitti uykum geldi namaz kılamadım. Ev almam gerekiyordu komşularım bu zamanda alınması lazım dedi faiz aldım. Her gün telefonumdaki mesajları kontrol ederim ama kuran okuyamam. Geceleri kalkar ders çalışırım ama teheccüd kılmam. Diyet yaparım ama oruç tutamam Ya Rasulullah açlık zor gelir bünyeme. Sınavlar için sayfalarca konu ezberlerim ama Arapça ayet ezberlemek çok zor. Hem benim kalbim temiz. Bilmem diploma almam lazım şuan İslami ilimler ile ilgilenemem. Gelecekte aç kalmamam lazım çalışmam lazım, para kazanmam lazım. RABBİNİZ DİLEMEZ İSE BAȘKA KİM VERİR SİZE RIZKI!!!Ama sen bana yardım et beni cennete koydur. Rabbime söyle o seni seviyor sen söylersen izin verir. Ne olur Ya Rasulullah mı diyeceksiniz?
Azıcık kendinize gelin. Komada bir ümmet ile karşı karşıyayız. Adeta ayakta uyuyorsunuz. Bu gidiş nereye
Tekvir/26
Aracınızı sonu ölüm olan garaja Müslümanca park edin.Tüylerim diken diken olurken dişlerimin titrediğini ancak fark ettim. Biz ne yapacaktık. Ayvayı yemiş olmalıydık. İçime korkunç bir acı düşerken bir yandan da Rabbimin ne kadar merhametli olduğunu kendime hatırlatmaya çalışıyorum.
Azabıma dilediğimi uğratırım, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu, takva sahibi olanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inanlara yazacağım.
A'raf/156...
Süveyda ile vedalaşıp eve gelmiştim. Yarın okul vardı. Çarşafımı çıkartıp gitmek zor olacak. Ama süveyda'nın dediği gibi bu yol çile yolu. Sabretmem gerekiyor.
Uzun ve yorucu günün ardından yatağıma uzanmış telefonumu elime almış ve yunus emre dizisinden kaldığım yeri açmıştım. Bir mesele hakkında hüküm vermeleri gerekiyordu. Yunus medresede okuduğu için ilminin olduğunu ve bu konuda yardım edebileceğini söyledi şeyhine.
-Bilirim dersin yani?
Ve yunus cevap verdi.
-Bilirim şeyhim.
Neden bu kadar gergin bir sahne yapmışlardı ki. Sanki çok büyük bir suç yapmış gibi gerilim müziği koymuşlardı arka plana. Yunus biliyordu işte. Aklıma takılan çok sahne vardı. Mesela yunus bir rüya görmüştü. Rüyasında Hacı Bektaș-ı Veli Hazretleri vardı. Ondan buğday ister o ise himmet verelim derdi.
Yunus illede buğday isteyince eşeği yükünce buğday vermişler ama yunus pişman olup geri gelmiş ve himmet istediğini söylemişti. Hacı Bektași Veli Hazretleri de; Biz senin anahtarını Tapduk Emre'ye verdik. Git nasibini onda ara, demişti.Yunus anahtar istememişti ki. Himmet istemişti. Anahtarını başkasına verdik demek ne oluyordu? Düşünmem gereken çok yer vardı. Benim de anahtarım var mıydı? Pekala varsa kimdeydi? Yunus anahtarının kimde olduğunu biliyordu. Ben bilmiyordum. İşin en tuhaf tarafı yunus Tapduk Emre'nin huzuruna vardığı zaman olmuştu.
-Buğday isteyene buğday, nefes isteyene nefes. Neye talip isen onu verirler.
Tapduk Emre, yunusun rüyasını bilmiyordu ama sanki haberi varmış gibi bunları söylemişti.
-Sen yunus isen, ya kadı yunus nerededir?
-Öldü şeyhim.
-Kadı efendi öldü demek. Ya sen nasıl geldin o vakit?
-Öldüm şeyhim. Öldüm, öldümde geldim.
-Dergahımıza ölüler giremez yunus. Kimileri ölmeye kimileri olmaya gelir. İkisi içinde diri olmak gerekir. Dergah dediğin 4 duvar yunus. Duvarını dahi biz ördük. Sanmaki dergahta keramet vardır.
Yanık konusu geliyor bir yerden. Bir dakika benim kafamdanmıș. Bütün bunlar ne oluyordu? Allak bullak olmuştum. Ölmekden kasıt neydi acaba. Nefsini öldürmekten bahsediyordu büyük ihtimal ile. İyide ölmek nefsini ezmek ise, olmaktan kasıt neydi?
Dergahta keramet yok demişti. O zaman medresedede keramet yoktu. Peki asıl talip olunması gereken husus neydi?
Kendimi çokda yormamak için izlemeye devam ettim. Bu seferde Tapduk Emre, yunusa "Ben bilmem" zikri çekmesini istedi.
-Her kim sana bir soru sorar ise, bir konu hakkında fikrini ister ise, ben bilmem de.
Nefsini öldürmek bu oluyordu. Şimdi biraz önceki sahnenin gerginliğini idrak edebilmiștim. Yunus bilirim demişti ama bilen söylemez, söyleyen bilmez idi.
Ve yunus emre ile adım atma zamanı gelmiști.
_____
İyi okumalar.
Lütfen yorum yapmayı unutmayın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla-L
Narrativa generale"Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?" "Şems-i Tebrizi"