Çarşaf-ı Şerif

89 8 3
                                    

Ey çarşaflılar!
Sizler Türkiye'nin kalelerisiniz.

∞/1

Ağlayarak sana geldim Rabbim. Sen kapına geleni eli boş bırakmazsın. Sana güvendim, sana dayandım. Beni bir an olsun bana bırakma.

Amin.

Göz göze geldik ve kalbim hiç atmayacak gibi atmaya başladı. Yapabilir miydim? Yapardım, neden yapamayayım ki? Rabbim için yapardım, Peygamberim için yapardım, İslam için yapardım.

Göz yaşları daha ne kadar akabilir bir insanın? İşte o dereceye geldim.

Ellerimin arasına aldım ve ona baktım. O benim yoldaşım. Cennete beraber gireceğim dostum. Yol gösterenim. O her ne yaşarsam yaşayayım sığındığım, kendimi kollarına atıp ona sarıldığım yârim.

O islamın son sancağı...

O bu kadar değerli iken benim gibi biri onu taşıyabilir miydi ki? Olurdu canım. Dolabın karşısında boş boş ağlamayı kesip odaya gittim ve Çarşaf-ı Şerif'imi giymeye karar verdim.

Karar verdim vermesine ama bu nasıl bir şey bilmiyorum. Başı ayrı sonu ayrı köşede. Tek anladığım kısmı sanırım etek olan yer ama onu da nasıl giyeceğimi bilmiyorum.

En az 5 dakikalık bir bakışmadan sonra bunun bu şekilde olmayacağına karar verdim. Telefon diye bir icat vardı değil mi? Harika! arama kısmına Çarşaf nasıl giyilir yazdım.

Bu bu güne kadar aradığım en tuhaf şey olabilir.

Ama çıkan bir sürü sonuç içinde hangisini seçeceğimi bilmiyorum. Yaa cidden önemi de yok. Bastım bir videoya ve izlemeye başladım. Sonunda anladığım zaman kendimi dahi ilan etmemi kimse sorgulamadı.

İlk olarak etek kısmını giydim. Ve arka tarafa doğru sarkan baş kısmını alıp iki ucunu başımın arkasından bağladım. Son olarak arka parçayı öne doğru atmam gerekiyordu.

Hadi, bu artık son.

Son parçayı attım ve artık tamamen çarşafın içindeydim. Gözlerim doldu yine. Bu, bu özgürlük bambaşka. Kuşlar gibi oldum adeta. Hayatım boyunca kendimi hiç bu kadar hür hissetmedim galiba.

Ne demişti Üstad Necip Fazıl;
Ben, senin esirinim! Ve benim için hürriyetin son kemal haddi, hakikate esarettir.

İnsan olarak, hürriyetini bulmak isteyen, hakikate esir olsun! Ve sen, benim için bizzat hakikatin.

Rabbimin hakikatine esir olmuştum ve işte artık hür biriydim.

Gözyaşlarım çarşafıma düştüğü zaman ağladığımı ancak fark ettim.

Özgürlük, Rabbinin emirlerini uyguladığın zaman gerçek olur ancak, aksi takdirde bu özgürlük değildir. Sonu cehennem mahkumluğuna çıkar.

Benim özgürlüğüm Rabbinin Dur dediği yere kadar.

Annesin karnından çıkmış bebek gibi hissediyorum kendimi. Yeniden doğmuş gibi sanki. İslama doğmuş gibi sanki...

Şimdi rehberime koşmam lazım. Kurana... Bana bu şekilde giyinmenin en iyisi ve ayete en uygun olanın bu olduğunu öğrenmek için.

Vaveyla-LHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin