Bir ateş yakacaksa beni kalbimden,
Senin aşkının ateşi yaksın.Şu aralar -süveyda sağolsun- şiirlere merak sarmıştım. Bence şiir hislerin kaleme dökülmüş hâlidir. Ve şiir vücuttan bir organ olsaydı, kalp olurdu. Beyin de makale, deneme falan olurdu galiba. Acaba öyle mi olurdu? Duyguları tasvir edecek bir kelime bulamıyorum henüz. Galiba, biraz eksik kalıyor lisan. Birine duyduğun muhabbeti anlatamazsan eğer, kelimeler utanmalı bence kendinden.
Bazı hisler kelimeleri fethetmiştir.
Nurullah Genç ise bayağı ustalaşmış. Hisleri kağıda bu kadar güzel dökebilmek büyük bir emek istiyor olmalı. Beni yakışına şiiri gerçekten çok güzeldi. Eğer gerçekten yanıyor olmasaydım.
Yatağımda bir o yana bir bu yana dönüp duruyorum. Resmen tavaf ettim. Hava birden çok mu soğdu diye düşünüyordum ta ki kaloriferlerin tam takır çalıştığını görene dek. Üşüyor ve titriyor olmamı da başka bir şeye yoramayacağıma göre. Hayırlı olsun. Ateşim çıkmıştı.
Annem ateşimiz çıkınca soğuk duşa atardı bizi. Vücut ısısını normale indirmek gerekiyormuş, öyle diyor. Ama babaannem üzerimize hep bir battaniye daha atar ve terlemeniz lazım derdi. Mikropları atalım diye, öyle diyor.
Ben hangisi işe yarar bilmiyorum ama denemekten de zarar gelmiyor. Yorganımı üzerimden atıp ayağa kalktım. Etraf cidden soğuk ama alışmam gerekiyor. Sağlam bir psikoloji ile iyi olduğumu düşünmem lazım.
-Naz... Naz! Uyansana!
Hala uyuyor. İnsan gece kalkıp hiç, acaba arkadaşımın ateşi çıkmış mı diye bakmaz mı? Belki kabus gördüm belki ölüyorum... İnsan her saat başı alarm kurup kontrol etmez mi yani?
Yazık.-Hııı......ne oldu?
Sabah oldu demek istesemde ay hala tepedeydi ve ben onun güzelliğine haksızlık etmek istemem.
-Naz ben iyi değilim. Ateşim çıktı, havale falan geçireceğim galiba. Kalksana naz!
-Git biraz daha ötede geçir havaleni. EFT havale ücreti var mı?
-Ne?
-Aaaaa yok mu? Oysa ben çikolatayı bile taksitle alırdım.
Acaba konuştuğu konular hakkında en ufak bir fikri bile var mıydı? Uyku ile uyanıklık arasında olduğu için saçma sapan konuşuyordu.
-Naz saçma sapan konuşma. Kalk hadi hocamızdan yardım isteyelim.
-Ateşin varsa suya gir kardeşim. Ben yangın tüpü müyüm?
-Naz birazdan bir çarpıcam o zaman göreceksin yangın tüpünü...
Yataktan yavaşça doğrulmuş bir gözü açık bir gözü kapalı bana bakmaya başlamıştı.
-Hadi kalk hocamızın kapısına gidelim.
8 saniye kadarcık yüzüme boş boş baktıktan sonra doğrulmuş. Ve beni arkasında bırakıp kapıya doğru yürümeye başlamıştı.
-Hooop alo, nereye beni bırakıp?
-Ateşim çıkmış ya benim onu söndürcem.
Yok yok. Bir çıktığım yola bakıyordum birde yol arkadaşıma....ben galiba benzinlikte falan kaldım bu yolculukta.
-Evet naz evet gel. Ateşin varmış senin gel söndürelim.
-Ne yapacaksın, namaz kıl mi diyeceksin bana? Hani sem şimdi baya dinlisin ya, ateşide namazla söndürüyorsundur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla-L
General Fiction"Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?" "Şems-i Tebrizi"