Levi'ın yanından ayrıldıktan sonra yatakhaneye geri döndüm. Sefere çıkmamıza daha bir saat vardı. Bende bu süreçte uyumaya karar verdim.
∙•∙⊰∙∘☽❇☾∘∙⊱∙•∙
Seslerden dolayı uyanmıştım. Yataktan gerinerek kalktım ve üstümü değişitirdim. Tek başıma yemekhaneye gittim.
Hange çoktan gelmiş ve masalardan birine oturarak yemek yiyordu. Yemeğimi alarak yanına gittim. Tepsimi masaya koyarak yanına oturdum.
Geldiğimi fark etmemiş olmalıyıdı. Dalıp gitmişti. Birkaç kere seslenmeme rağmen hala bana bakmayınca onu dürtükledim.
Korkarak bana döndü. Birşeyler olduğu belliydi. 'Hange bir sorun mu var?, sana çok kez seslenmeme rağmen beni duymadın.'
Hange başını ellerinin arasına aldı. 'Üzgünüm Anabel, çok kötü bir rüya gördüm ve hala etkisinden çıkmadım. İçimde de kötü bir his var.' dedi.
Yanına iyicene yaklaşarak ona sarıldım. 'Endişelenme Hange. Sadece kötü bir kabus. Hissettiğin şeyde kabus görmenden kaynaklıdır. Birşey olmayacak.' dedim ve geri çekildim.
Hange dediklerime tebessüm ederek karşılık verdi. Birkaç saniye durduktan sonra yemeğini yemeye geri koyuldu. Bu süre zarfında başka birşey konuşmadık.
Yemekten sonra hepimiz ahıra atlarımızı almaya gittik. Atımı aldıktan sonra avluya geri döndüm.
Hange beni görmesiyle yanıma geldi. Eski neşesine geri dönmüş olmalıydı. 'Sefere katılmaya mı karar verdin yoksa?'
Hange'yi onaylar şekilde kafamı salladım. 'Dünkü dediklerin sayesinde kendime olan güvenim arttı. Artık kimseyi kaybetmeye göz yummayacağım.' dedim kararlılıkla.
O sırada Levi'ın geldiğini gördüm. Hange'ye veda edip Levi'ın bulunduğu yere gittim. Yüzünü birkaç saniye inceledim. Yorgun görünmüyordu. Yaptığım çay kesinlikle işe yaramıştı.
Levi ona baktığımı hissetmiş olacakki bana döndü. Ona karşılık olarak tebessüm ettim ama o her zamanki ifadesiz haliyle bana baktı ve önüne geri döndü. Ne kadar kaba biriydi. İnsan bir teşekkür eder.
Levi'ı daha fazla kafama takmadım. Bu sırada takım arkadaşlarımda gelmişti. Tina'ya göz ucumla baktım ama beni görmezden gelmeye devam ediyordu.
Tina'ya bakarken Erwin yavaştan ilerlemeye başladı. Daha fazla Tina'ya bakmadım. Önüme döndüm ve atımı ilerlettim.
Surun dışına yine çıkmıştık. Yine ilk çıktığım gibi harika hissettirmişti. Biraz ilerledikten sonra planlanıldığı gibi takımlara ayrılmıştık.
Yine ben ve Chris Levi'ın arkasında Tina sağ tarafta arkada Alex ama bu sefer sol tarafta Rick vardı. Biraz daha ilerledikten sonra bize yaklaşan bir dev gördüm. Hemen bağırarak Levi'a söyledim.
Tina dev olduğunu görünce sarı işaret fişeğini ateşledi. Bu dev görüldüğü vakit ateşlenen renkti. Levi düzeni bozmadan ilerlemeye devam etmemizi söyledi.
Dev uzağımızdaydı bu yüzden ondan kurtulmak zor olmadı. İleride yeni olduğu düşünülen bir yer vardı. Sefere bu yüzden çıkmıştık.
Farklı yollardan giderek o yere ulaşmaya çalışıyorduk. Biraz daha yol alınca Levi atını durdurdu. Etrafı kolaçan ettikten sonra atından indi ve orada bulunan bir ağaca bağlamaya yöneldi.
Bizde Levi'ı takip ederek ne yapıyorsa yaptık. Çalıları ezerek geçtiğimizde Levi durup bize döndü. 'Buralara daha önce gelmedik. Neler olduğunu bilemeyiz o yüzden gözünüzü dört açarak ilerleyin.' dedikten sonra önüne dönerek ilerlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşcı / AOT
Fanfiction-Erişim engellerine inat devam ediyoruz- "Bize bunu daha önce anlatmalıydın" "Özür dilerim b-ben ya-" "Hayatını, hayatımızı nasıl bir tehlikeye attığının farkında mısın?!""Bize güvenmedin" "H-hayır sa-sadece.." "SADECE NE" *** Aotxreader kitabıdır.