Sesler duymam ile gözlerimi açtım.Yavaşça ayağa kalkıp diğerlerine göz gezdirdim. Herkes hâlâ uyuyordu. Başımın üstünde duran çantadan kıyafetlerimi çıkardım.
Üstüme kısa gri tişört altımada beyaz renkli şortumu giymiştim. Saçımıda hızlıca taradıktan sonra dışarı çıktım. Gökyüzüne baktığımda hava daha yeni aydınlanıyordu.
Levi sesler duyması ile kafasını bana çevirdi. 'Erkenden uyanmışsın?'
'Biraz öyle oldu' dedim.
Levi ile bir kaç saniye bakıştıktan sonra karnımın guruldadı. Çok utandığım için ellerinle karnını tutarak Levi'a gülümsedim.
Levi'da gülecekki gibi oldu ama arkasına döndü. Ateşin üstünde duran tencereden haşlanmış yumurtayı çıkarıp tabağa koydu ve bana verdi.
'Teşekkür ederim' dedim utanarak ve Levi'ın elinden yumurtayı aldım. Her zaman oturduğumuz yere oturdum. Levi'da tam karşıma oturmuş etrafa bakıyordu.
Levi'ı incelediğim vakit yine uzun zamandır uyuyamamış olduğunu fark ettim. 'Bu gün uyuyamadınız mı?'
Levi gözlerini manzaradan alıp bana çevirdi. 'Bir yada iki saat. Mâlum Orman'ın Laneti gelince...' dedi ve sustu 'Bir kere o bizim suçumuz değildi. Connie ve Jean yüzünden öyle oldu'
Levi başını ağırdan aşağı yukarı salladı. 'Karargâha dönünce papatya çayı yapar mısın?' dedi sonrasında.
'Tabii ki' dedim.
Konuşma esnasında yemeğimi bitirmiştim ki Levi'da ayaklanıp ormanın içine doğru yürümeye başladı.
Tabağımı geri yerine koyduktan sonra koşarak Levi'ın peşinden gittim.'Nereye gidiyorsun?' diye seslendim arkasından.
Levi yürümeyi bıraktı. 'Dün tüm toplanan odunlar bitmiş. Odun toplayacağım'
'Bende geleceğim'
'Hayır sen doğruca kamp alanına geri gidiyorsun'
'Hadi amaa lütfeenn. Ya Orman'ın Laneti yine gelirse' ellerimi yüzümün önünde birbirine geçirip yalvarırcasına gözlerimi Levi'a çevirdim. Dudağımı da hafif büzmeyi ihmal etmeden Levi'a baktım.
'İyi tamam gel' dedi ve ilerlemeye devam etti. 'Yaşasın!' diyerek Levi'ın arkasından takip ettim.
Yerlerde çok fazla kırık odun yoktu. Ya hepsi küçüktü yada gövdeden ayrılabilmek için çok fazla kuvvet istiyordu.
Biraz daha derine ilerdiğimizde odunların sayısı yavaş yavaş artmaya başladı. Eğilerek dikkatlice her birini toplamaya başladım. Levi'da yanımda topluyordu.
Hâlâ yeteri kadar yoktu. 'Biraz daha ileriye gidelim' dedim ve ilerledim. Levi'da arkamdan beni takip etti.
Biraz yürüdükten sonra bolca odun bulunan bir yer gördüm. Koşarak o tarafa ilerledim. 'Kaptan burada bir sürü odun var'
Levi durduğum yere bakıyordu. Adımlarını yanıma yöneltti. Levi'ın yanıma gelmesi ile bir anda toprakla birlikte aşağı düşmemiz bir olmuştu.
Neler olduğunu idrak edemeden şaşkın bakışlarla etrafıma bakıyordum. Kendime geldiğim an neler olduğunu anladım. Derin bir çukurun içine düşmüştük.
Levi'da hemen kendini toparlamış benim gibi etrafına bakıyordu. 'Neden burada bir çukur varki?' dedim. Hafiften bunalmaya başlamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşcı / AOT
Fanfiction-Erişim engellerine inat devam ediyoruz- "Bize bunu daha önce anlatmalıydın" "Özür dilerim b-ben ya-" "Hayatını, hayatımızı nasıl bir tehlikeye attığının farkında mısın?!""Bize güvenmedin" "H-hayır sa-sadece.." "SADECE NE" *** Aotxreader kitabıdır.