〃Sur Maria'ya sefer〃

18 2 5
                                    

~1 hafta sonra~

Anabel'den;

Sonunda o gün gelmişti. Bir ay öncesinden planlanan Sur Maria'yı geri alma zamanı.

Heyecanlıydım. Çünkü artık işler değişmişti. Artık Eren vardı. Deve dönüşebilen biri.

Gelecek zaman ne getirir bilmem ama şu an bu deve dönüşme olayı evimizden bir parça olanı bize geri kazandıracaktı.

Düşüncelerimden sıyrıldım ve yüzlerce  keşif birliği üyesine baktım. Her biri bu görev için canını ortaya koymaya razıydı.

'Sizce Sur Maria'yı geri alabilecek miyiz?' diye sordu Sasha.

Kafamı Sasha'ya çevirdim. Bu sorunun cevabına diyebilcek bir şeyim yoktu. Eren var diye birilerini umutlandırmak istemiyordum.

'Bu sorunun bir cevabı olduğuna emin değilim' dedi Connie. Resmen düşüncelerimi söylemişti.

Kafamı geri önüme doğru çevirdim. Birazdan kimin nerede gitmesi gerektiği plan uygulanacaktı.

Gözlerimle ileriye bakkarken Levi'ı gördüm. Arkaya doğru bakıyordu. Sanki etrafta birini arıyordu. Gözlerimiz buluşunca Levi atı ile birlikte bana doğru gelmeye başladı. Neden birden bire benim yanıma geliyorduki? Zaten planlanan düzende onunla gidecektim.

Tam karşımda durduktan sonra konuşmaya ilk ben başladım. 'Merhaba kaptan'

Levi ondan beklendiği gibi yine başıyla selamladı. 'Planlar değişti' dedi ardından.

'Nasıl yani?'

'Benimle gelmeyeceksin. Jean ile gideceksin'

'Neden onunla gidiyorum ki?'

'O tarafta acemiler var. Hiç birinin deneyimi yok. Tecrübeli birinin o tarafta gitmesini istiyorum'

'A-ama Ness olsun Sys olsun tecrübeli komutanlar zaten orada. Neden benimde gitmem gerekiyor' dedim. Levi'ın yanından ayrılmak istemiyordum. Onunla güvendeydim.

'Onlar acemilerin etrafından gidiyor. Senin onların yanında olmanı istiyorum' dedi Levi en sakin ses tonunda.

Atımın eyerini daha sıkı tutmaya başlamıştım. Ya bir şey olursa? O zaman onları nasıl yönetecektim.

'B-ben yapamam kaptan. Ya orada acil bir durum olursa. Onlara ne yapmalarını gerektiğini söyleyemem'

Levi atını biraz daha bana yaklaştırdı ve eyerin üzerindeki elimi tuttu. Bunu yapınca biraz olsun rahatlama hissettim.

'Önceden bir takım yönettin zaten. Hange'nin takımını. Hatırladın mı?'

Levi sustuktan sonra anılarım canlandı. Hange dev yakalayacağım diye takımını da peşinden ormanın derinliklerine götürmüştü. Yakalayacağı deve odaklandığı için önüne çıkan devi görmemişti. Şansınada dev anormal çıkmıştı. Hange'yi tutup ağaçlardan birine fırlatmıştı. Son anda gelip olayı ele almıştım. Levi'a yavaşça evet anlamında kafamı salladım.

'Eğer orada sen olmasaydın ne Hange ne de takımı burada olurdu. Yönetmeyi surların dışında değil aynı zamanda içinde de yapıyorsun. Temizlik olsun antremanlar olsun.. her zaman birilerini yönetebiliyordun'

Levi'ın bu dedikleri üzerine hem rahatlamış hem de şaşırmıştım. Bana bu kadar dikkat etmişmiydi gerçekten. Levi bir şey demeyeceğimi anlayınca konuşmaya devam etti.

Savaşcı / AOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin