16

3.1K 228 51
                                    

Araz Emirzahoğlu;

"Can! Hadisene oğlum!" Dedim sinirle.

İyi ki dışarı çıkalım dedik! Yarım saattir bekliyoruz aşağıda! Merdivenleri zıplayarak indikten sonra yanımıza gelmişti sonunda paşam!

"Hadi gidelim kuzi!" Sabır çekip kapıya yöneldim.

"Dikkat edin anneciğim!" Hülya Hanım'ın dediğiyle başımızı salladık. Evden çıkmış bahçe kapısına ilerliyorduk.

"Bir şey olursa arıyorsunuz!" Kaan abinin sesiyle Can göz kırpıp onayladı. Çok şükür şu evden çıkabilmiştik artık.

"Nereye gidiyoruz Can, sen daha iyi biliyorsun buraları." Dedi Arat.

"İlk önce şu aç karnımızı doyuralım kuziler. Ondan sonra Rize'nin altını üstünü getiririz. Şu köşede taksi durağı var, hadi!"

Can'ın övüp övüp bitiremediği o kafeye gelmiştik sonunda. Hava güzel olduğu için dışarıda oturmayı tercih etmiştik.

"Ya Can abi, şu gözlükleri çıkar artık." Dedi Alp.

"Abi harbiden." Mert'te destekleyince kaşaları çatık bir şekilde çıkardı gözlüğünü.

"Sebep?! Bu gözlük benim yakışıklılığıma yakışıklılık katıyor! Haksız mıyım Arat'ım?!" Arat güldü ve başını salladı.

"Bak, o da farkında ne kadar yakışıklı olduğumun." Güldüm.

Değişik çocuktu ama iyi çocuktu.

Telefonun ekranından kendime baktım, saçım dağılmıştı. Çocuklara döndüm.

"Ben bir lavaboya gidip geleceğim."

"Tamam kuzi." Oturduğum yerden kalkıp lavaboya geçtim.

Lavaboya eğilip elimi yıkadım, aynaya bakmak için başımı kaldırdığımda birisiyle karşılaştım. Dirseğimle yüzüne vuracakken engelledi, saçımdan tutup başımı sertçe aynaya gömdü.

Kafamda hissettiğim sert acı başımın arkalarına doğru yayılırken gözlerim kapandı...

Arat Emirzahoğlu;

Siparişler gelmişti, Araz gelmemişti.

"Araz abi nerede kaldı ya?" Dedi Mert. Ayağa kalktım.

"Bir bakıp geleyim." Hızlı adımlarla lavaboya ilerledim. İçeri girdim hızla. Gördüğüm kırılmış ve kanlı aynayla kalbim tekledi korkudan. Yerdeki saatiyle hemen elime aldım. Musluğa yapıştırılmış kağıdı da alıp okumaya başladım.

• Babanızın hatasının kurbanısınız...

Koşarak çıktım lavabodan, yüz ifademden bir şeyler olduğunu anlayan Can'lar endişeyle bana baktı.

"Ne bu halin Arat?! Araz nerede?!"

"Kaçırmışlar!"

"Lan ne demek kaçırmışlar?!" Aklıma gelen notla hızla ceketimin cebinden kağıdı çıkardım ve babama uzattım.

Babam elimden hızla çekip sesli bir şekilde okudu.

"Telefonu yanında mıydı?!"

"Yanına almıştı, lavaboda da düşürmemiş. Büyük ihtimalle yanında." Tam o konumu soracakken sözünü kestim.

"Araz'ın konumu her zaman açıktır. Merakımızdan konumlarımızı açık bırakıp birbirimizi takip ediyoruz çünkü." Derken telefonumu çıkardım ve babama uzattım. O daha iyi anlar sanırım.

"Kaan, Arslan, Onur! Çıkıyoruz hadi!"

"Tamam amca."

"Arabanın anahtarını alıp geliyorum baba!"

Babamlar evden çıkmış Araz'ı aramaya koyulmuşlardı, yengemlerle babaannem ise annemi sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Annemin halini görünce içim cız etmişti.

Hızla yanına gidip sıkıca sarıldım. Bana sarılıp daha şiddetli ağlamaya başladı.

Eğer Araz'ın başına bir şey gelirse ben yaşayamazdım.

Hele ki onunla küs iken olursa yaşamaya hiç niyetim olmazdı...

O benim kalbimin, ruhumun yarısıydı. Ben onunla aynı rahimi paylaştım dokuz ay boyunca. Aynı acıları çektim, aynı hüznü yaşadım...

Bu dünyada herkesle barışıp, helallik istemek lazımdı.

Hayat, darbeleri ne zaman, nereden vuracağını söylemiyor maalesef...

BÖLÜM BİRAZ GEÇ GELDİ ÖZÜR DİLERİM O YÜZDEN

BİRİLERİ AKSİYON İSTEMİŞ

ALIN AKSİYON MFMDKFKEKDS

YATMADAN ÖNCE DE BÖLÜMÜ ATAR KAÇARIM AGAA

YARIN SINAVLAR BİTİYORRRR💖💖💖💖

ŞÖYLE HAFTA SONU BOL İLHAM ALABİLİRSEM BAYAĞI BÖLÜM ATARIM DİYE DÜŞÜNÜYORUMMM

BİRİLERİ PUSUDAYDI AL SANA BÖLÜMMM

SİZİ I LOVE YOUUUU💋💋

𝘈𝘳𝘢𝘻 𝘐̇𝘭𝘦 𝘈𝘳𝘢𝘵 (𝘎𝘦𝘳𝘤̧𝘦𝘬 𝘈𝘪𝘭𝘦𝘮)  ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin