Merhabalar. Umarım beğenirsiniz...
Lütfen yorum yapın o kadar emek veriyorum ama kimse yorum yapmıyor. Yorumlarınıza cevap veriyorum ama kimseye kötü bir şekilde karşılık vermedim bu güne kadar (hakedenler dışında)
Sizden ricam paragraflara yorumlar yapmanız. O an ne hissediyorsanız onu yazın.
Kontrol etmeden yayımlıyorum. Yazım yanlışları için şimdiden özür dilerim.
İyi okumalar...
Şimdiden iyi bayramlar herkese... At
Atabilirsem bayramın son günü bölüm gelir..."Gurur... Bir kelime, beş harf... Ağırlığı hesaplanmaz..."
MASAL ÖZTÜRK'DEN
Uyandığımda ilk bir kaç saniye kendime gelmeye çalıştım. Arkamı döndüğümde Bora'nın uyuduğunu görünce sessice kalkıp, telefonumu da alıp odadan çıktım.
Mutfağa girip telefonumdan şarkı açıp kahvaltı hazırlamaya başladım. Bir yandan şarkıya eşlik ediyor bir yandan da patatesleri soyuyordum.
Şarkının nakarat kısmına gelince hevesli hevesli söyleyip dilimlediğim patateslerden birini tam ağzıma alıyordum ki ne ara yanıma geldiğini anlamadığım Bora tarafından elimden alınmıştı.
"Iyy, kızım bu ne? Yüz kere dedim sana şunu şöyle yeme diye. Midesiz misin sen?"demesiyle kaşlarımı çattım.
Evet çiğ patates yemek normal bir şey değildi ama hoşuma gidiyordu. Ve Bora her gördüğünde karşısında küçük bir çocuk varmış gibi azarlamaktan geri kalmıyordu.
"Gayette güzel."dediğimde göz devirip patateslerin geri kalanını dilimleye devam etti.
Bende peynir ve türevi şeyleri dolaptan çıkarırken bir yandan da şarkıya eşlik edip dans ediyordum kendimce.
"İstemem artık geriye dönme, dönersen bile bu evde sönme..."
Şarkıya devam ederken Bora'nın "Yavrum senin Sezen sevgin kimsede yok."diyerek gülmesiyle "Sezen bir markadır."dedim.
Şarkıya devam edeceğim sırada aklıma gelen şeyle kendimden utanmıştım. Bugüne kadar Bora'nın babasının lafı geçmemişti aramızda. Evet merak ettiğim zamanlar olmuştu ama onların evinde konuşulmuyordu hiç.
Mesela bizim evde babamın lafı sürekli geçerdi ama ne Handan anneden ne de Neşe ve Bora'dan duymuştum.
Elimdeki tabakları masaya bırakıp Bora'ya döndüm.
"Sevgilim sana bir şey soracağım."dedim çekinerek.
Elindekileri bırakıp bana döndüğünde derin bir nefes alıp "Bora, şey... Baban... Yani babanı merak ediyorum ben."dedim zar zor.
Gözlerine bir sis bulutu düşmesiyle "Neyse sevgilim. Hadi patatesleri kızartalım. Boşver ben öyle konuştum boş boş."dedim biraz da olsa konuyu değiştirmeye çalıştım.
"Yok. Merak etmen doğal biz anlatmadık. Anlatayım gel."diyerek elimi tutup bar sandalyeye oturtup önümde ayakta durmaya devam etti.
Evet bu ev biz balayındayken yenilenmişti. Amerikan mutfağa çevirmiştik. Lojman evleri genel olarak küçüktü bu yüzden yerden tasarruf etmek istemiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gidiyorum | Düzenleniyor
General FictionSADECE YAZIM HATALARI DÜZENLENİYOR. KURGUDA DEĞİŞİKLİK YOKTUR. "Anlıyorum çok iyi anlıyorum ben sizi, orda ne duygular içinde olduğunuzu anlıyorum." "Anlayamazsın öğretmen yaşamadan anlayamazsın en yakınını kaybetmeden anlayamazsın. Yaşama da zaten...