Oy ve yorumlarınızı bekliyorum<3
İyi okumalar^^
______
Yatakta yüzü üstü yatıyordum. Sırt üstü yatacak halde değildim. Çok fazla acıyordu bedenim. Bir tek bedenim değil. Heryerim.
Yüz üstü pozisyonunda olduğum için boynum tutuşmuştu. Sanırım bu pozisyonda olduğum için değil alışık olmadığım için öyle yatıyordum.
Babamı seviyorum. Babamın alışkanlıklarından nefret ediyorum.
İçimdeki sesi susturmaya çalışıyordum. Basbas bağırıyordu. 'Senden nefret ediyorum baba' diye sayıklıyordu.
Onu susturmak adına kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Ama nafile.
Gidgide yaşlarım bütün yastığı ıslatmıştı. Yastık kılıfını sıksam sıkılırdı. O derecedeydi. Ne yapsaydım? Gülüp geçsemiydim?
Aslı babama yalan yanlış şeydir anlatmıştı. Yusufu benim öptüğünü söylemişti. Aslında beni öpen oydu. Bu hareketinden sonra onu tokatlayan bendim.
Lavobaya gidip yüzüme yüzlerce kez su çarpan bendim. Her şeyi tam tersi anlattığına adım kadar emindim.
Ama susuyordum. Susmak en iyi kaçış yoluydu.
...
Alarm kulaklarımı tırmanıyordu. Okul hayatım çoktan bittiğini öğrendiğim için kalkıp alarmı kapatım. Zar zor kalktığım için alarmı kapatmam zor oldu.
Babam odaya aniden içeri girince yerimden sıçradım. "Nereye sıçan?" Kulandığı tabir kalbimi kırmaya yetmişti.
"Baba alarmı kapatmaya gidiyordum." Diyebildim. Hüngür hüngür anlamak için zor tutuyordum kendimi.
Birine sıkıca sarılıp ağlamak isitoyordum. İçimi boşaltmak istiyordum. Her şeyimi dökmek...
Çok şey mi istiyordum?Gözlerim dolu dolu babama çevirdim. "Gitmeyeceğim zaten." Sesim sesiz çıkmıştı. Ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum.
Zaten ne bekliyordum ki beni okuldan iki durumda da aldıracaktı yıl sonu.
"Yoo gidiyorsun." Şaşkınlıkla gözlerimi ona çevirdim. Gözlerimde hem şaşkınlık hem de mutluluk vardı.
Tam ağzımı açıp konuşacakken beni susturup o devam etti."İş aramaya." Gözlerimdeki şaşkınlık gitmemişti ama ya mutluluk? O anında sönmüştü. "İş mi?" Gözlerini gözlerime kenetleyip kafasını salladı.
"Bu evde yaşıyorsan para getireceksin?" Tabiki de itiraz edip 'ya peki okul hayatım' demeyecektim. Kafamı belli belirsiz salladım.
"Anlaşıldı mı?" Bu sefer gözlerimi kaçırıp kafamı olumlu anlamında salladım. "Anlaşıldı."
Odadan çıkarken bir göz gezdirip çıktı odadan. Kapıyı da sert bir şekilde çarpmayı ihmal etmemişti.
...
Hızlı bir şekilde ayakkabımı giyip nazan teyzenin evine adımlarımı hızlanırdım. Onu çok özlemiştim. Derdimi bir tek ona dökebilirdim.
Kapıyı çaldığında anında açmıştı.
"Elvin kızım hoş geldin." Dedi gülümser bir yüzle. Gülümsemesine karşılık verdim hemem."Hoş buldum." Dediğimde anında yana çekilip "Gel kızım." Demişti. Ayakkabımı çıkarıp girdim içeriye.
Girer girmez sarıldım ona. Birazcık şaşırsa da hemem karşılık verip sarıldı bana. Sırtımı sıvazlamayı da ihmal etmemişti.
Onun için seviyordum Nazan teyzeyi anne hissiyatı veriyordu bana. Ailemin yapamadığı şeyi o yapıyordu.
Sırtımı sıvazlarken huzursuzca yerimden kıpırdandım. Sırtım hala acıyordu. Benden uzaklaşıp buruşturduğum yüzüme çevirdi gözlerini.
"Kızım noldu bakayım sana." Göz yaşlarını tutamadım. Bir damla yaş döktüm. "Dövdü." Diyebildim sadece. Üstüme gelmemi içinde daha falza soru sormadı. Anlayışla karşıladı beni.
Salona geçtiğimde blüzümü birazcık kaldırıp gösterdim. Dayanamayıp sarıldı bana. "Ah kızım kanatsız meleğim benim."
Bu sefer sırtımı sıvazlamıyordu. Sanırım acıtmaktan korkuyordu. O da bir yaş döktü omzuma.
Benim için biri ağlayacaksa şu an karşımda duran 68 yaşında olan Nazan teyze olurdu. "Teşekkür ederim." Dedim çaresizce. Bana çok iyi geliyordu. Benden uzaklaşıp burnunu çekti.
"Kızım niye bu gün okula gitmedin." Dedi gözlerindeki yaşları elinin tersiyle silerek. "Okumayacakmış." Dedim zar zor. "Bu hakı kim tanıdı?" Diye sordu kızgınlıkla.
"Lütfen... Nazan teyze lütfen babama kötülük yapma." Dedim siyah gözlerine bakarak. "Nasıl yani?" Anlamaz bakışlar savuruyordu. "Hani polise falan şikayet etme diye..."
"Ama o sana-" cümlesini tamamlamasına izin vermeden ben konuştum. "Lütfen." Diyince kafasını salladı.
"Bunu bile bile göze alıyorsun yani?" Bunu sormasını beklemediğim için afallasamda cevap vermedim.
"Şu an iş arıyorum." Dedim konuyu değiştirmek adına. Gözleri fincan gibi açıldı. "Ah Elvinim." Dedi o yumuşak sesi ile. İçim kıpır kıpır olamaya yeterdi. "Buna izin veremem." Diye çıkıştı.
Gülümsemekle yetindim. "Tembihledi ama Nazan teyze."
"Asla!" Acı acı güldüm tekrardan.
"Ne yapabilirim o zaman Nazan teyze?" Diyebildim çaresizce. Başka söyleyecek sözüm mü kalmıştı? Kadını yeterince rahtsız etmiştim zaten.
"Bir tek yolu var." Diyince gözlerimi desenli halıdan kaldırıp ona baktım. "Neymiş O?" Dedim tebessüm ederek.
"Ancak bende çalışabilirsin." Anlamaz bakışlar savurdum gözlerine.
"Nasıl yani?" Dedim anlamayarak.Koltuktan kalkıp elini ensesine getirip kaşımaya başladı. Sanki bir çözüm bulmaya çalışıyor gibiydi. Konuşmaya başlayınca ona döndüm.
"Şimdi sen bende çalışıyor gibi yapacaksın bende sana bir miktar para veririm. Böylelikle yorulmasın." Diyip bana dönünce bende bu sefer bir hışımla ayağa kalktım.
"Kabul edemem." Bağırdığımı fark edince gözlerimi kaçırdım. "Öyle değil kızım." Diyip beni oturturdu. O da aynı şekilde yanıma oturdu.
"Beni biliyorsun büyük bir kadınım." Diyip duraksadı. "Yani anlayacağın kahvaltı falan zar zor yapıyorum. Yani sende boş boş oturup para almayacaksın."
Yüzüne sıcacık bir gülümseme yerleştirdi. Ben ise fark etmeden dudağımı yiyordum. Bende aynı şekilde tebessümüne karşılık verdim.
Elini omzuma koyup "Anlaştık mı küçük hanım?" Diyince kafamı hızlı hızlı salladım. İçim şimdiden kıpır kıpır olmuştu.
"Hadi o zaman başı örtünü çıkar ve mutfakta yardim et bana." Parlayan göz bebekerimle gözlerine baktım.
"Şimdi mi?" Heyecanım sesimden kendini belli ediyordu. "Evet." Dedi o sıcacık yüzü ile.
_________
773 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH KARAHANLI
Mystery / Thriller16 yaşındaki kızı, babasının işkencesinden kurtarıp evlenen 24 yaşındaki Şah Karahanlı. ... *Alıntı. Odanın kapısını araladığımda odanın köşesinde, eleriyle bacaklarını kendine çekmiş, sarmış, kafasını da gömmüş vaziyeteydi. kapı sesini duyunca kıza...