İyi okumalar^^_________
Şah
Dini nikah kıyılmıştı. Şimdi ise babasıyla odaya gitmişti. Bir şey konuşacaklarını belirtmişlerdi bende burda oturup bekliyordum.
Dikatimi çekmişti. Gözleri çok fazla kırmızıydı. On kilometre uzaktan bile beli oluyordu ağladığı. Belki babaannem bunun için acımıştı kıza.
Of hiç bir şey bilmiyordum sadece gidip zıbarmak istiyordum. Başım çatlayacaktı çünkü. Çok yorulmuştum bu gün.
Eve gidince annem bin tane soru yağdıracaktı her zamanki gibi. Ama babaannem bunu halledeceğini ve merak etmemi söylemişti. Çünkü akşam akşam dırdılarını çekemezdim.
Adım seslerini duyduğumda başımı kaldırdım. Gözlerim çok yorulduğu için gözlüğümü bir kenara bırakmış ve gözlerimi dinlendirmek adına yummuştum.
O yüzden aniden açınca bulanık görüyordum. Gözlüğü alıp taktım hemen. Başımı kaldırıp baktığımda ise genç kızın bedenini büyük bir gelinlik sarmıştı.
Gözleri eskisinden de beterdi. " Neden değiştirdiniz kıyafetti?" Genç kız yaşlı gözlerle kaçırdı gözlerini.
Şu an adını bile bilmediğim daha doğrusu hatırlamadığım genç bir kızla evlenmiştim. Evet daha reşit olmayan genç bir kız.
"Gelinliği giydirdim yavrum." Genç kıza baktım. Bu gelinlik ona çok büyüktü. Hâlâ ağlıyordu genç kız. Babası kolunu cimcikledi.
"Ağlama artık yeter!" Dedi sinirli sesi ile. Hangi hakla bağırıyordu ona. Kız zaten kendini zar zor tutuyordu. Sinirle ayağa kalktım.
"Hop orada bir dur." Baş parmağımı gözünün önüne saladım. Yanına yaklaştım ve yüz yüze gelmek için birazcık eğildim.
"Artık benim o. Bağıramasın!" Kızı biraz afallasa da bana bakmıyordu.
Adam hemen kızından çekti kolarını."Peki sizi tutmayayım." Alayca gülümsedim. "İyi edersin." Eğildiğim için tekrardan dikleştim. Ona bakarak konuştum.
"Hadi gidelim." Dudaklarımdan çıkan bu cümle ile dişini daha da çok sıktı. Deli gibi ağlamak istiyor ama kendini tutuyor gibiydi gözleri.
Bir an gözlerime baktı. Bakışı çok derindi. Sanki bütün erkeklerden nefret ediyorum gibi bakıyordu göz bebekleri.
İki saniye süren bu bakışmamızdan sonra çekti yeşil gözlerini kara gözlerimden. Kafasını sallamakla yetindi.
Arabaya bindi. Kapının nasıl açılacağını bilmediği için ben açtım kapıyı.
Arabayı kulanırken büyük bir sükünet vardı.
Kafasını arabaya yaslamış göz yaşı döküyordu bir tek. Ya başka bir şey peki? Başka hiç bir şey yapmıyordu.
Yapabildiği bir şey varsa o da sesiz sakin ağlamaktı.Dinlenmek adına arabayı bir otelim yanina çektim. Şimdi hiç kimsenin dırdırını çekemezdim. Sık sık bu otele geldiğim için direkt her zaman kaldığım odanın anahtarını uzattı genç birey.
O önden ilerledi ben ise geniş bir salona.Bir odaya geçti sanırım. Beş dk sonra odaya girdim.
Odanın kapısını araladığımda odanın köşesinde, eleriyle bacaklarını kendine çekmiş, sarmış, kafasını da gömmüş vaziyeteydi.
kapı sesini duyunca kızarmış gözlerle baktı kara gözlerime. Sanki sığınacağı başka hiç yer yokmuş gibi duvara daha da yaklaştı.
nefes alış verişleri daha da hızlanmıştı. küçük bedenini büyük bir gelinlik sarmıştı.
Ne bekliyordum ki? On altı yaşındaki küçük bir kızın bedenine gelinliğin uyması mı? Sadece dini nikah kıymıştı babası.
Yanına yaklaştım yavaşça. Daha da geri çekilmeye çalışıyordu ama geri çekilecek yeri kalmamıştı.
"lütfen...Lütfen bana dokunma abi. Yalvarırım..." gözleri, herşeyi açıklıyordu zaten. Sanki dudakları degilde gözleri konuşuyordu onun yerine.
Ben ona dokunmak için değil o iğrenç hayattan kurtarmak için evlenmiştim.
Daha da yaklaştım yanına. Diz çöküp, onunla aynı hizaya ulaştım. Elimi uzatıp "hadi kalk konuşmamız lazım." Dedim. Bir elime, birde bana baktı kızarmış olan kıpkırmızı gözleriyle.
Elimi tutmayıp kendisi zar zor kalktı. Neden bilmiyorum ama kalkarken sanki acı çekiyormuş gibi bir hâli vardı. Sanki canı çok fazla yanıyor gibiydi.
"İyi misin?" Biran gözlerime bakıp 'bu da sorumu gerizekâlı' der gibi baktı gözlerime. Yani anlayacağınız cevap vermedi. Gözleri konuştu ve her zamanki gibi sustu.
Ayağa kalktı ama nereye oturacağını bilemediği için yüzüme baktı masumca. Usulca gözlerini kırpıştırıp onu yönlendirmemi bekledi.
Koltuğa işaret ettim. Anında kafasını salladı. Az önce evlendiğim kadınla daha doğrusu küçük bir genç kızla tanışacaktım. Kırk yıl düşünsem aklımın ucundan bile geçmezdi.
Her zaman âşık olup evlenmek istemişimdir. Ama ya şimdi? Hiç öyle bir hâlim yok gibi duruyorum öyle degilmi?
Koltuğa oturunca bende yanına oturdum. Birazcık uzak oturdum korkmasın diye.
"Adın ne?" Babaannem söylemişti ama aklımdan uçup gitmişti sinirden.
"Elvin." Sesi titriyordu ama beli etmiyordu. Sesi ise... Sanki on yaşındaki kız çocuğunun sesi gibiydi.
Kısık çıkmıştı sesi. Sanırım ağlamaktandı."Ben de Şah. Şah Karahanlı" Dedim ona bakarak. Kafasını salladı. Elerimi her zamanki gibi dizlerimde birleştirip eğildim. Önüme bakarak.
"Elvin..." Dedim Sanki ismini hafızasıma kazımak ister gibi. "Elvin gözlerin her şeyi açıklıyor." Anlamayarak bana döndü şaşkınlıkla.
"N-nasıl yani?" Gülümsedim. İlk defa ben soru sormadan ya da zorlamadan konuşmuştu. "Korkuyorum diyor gözlerin." Ona döndüm bu sefer.
Her saniye gözlerini kaçıran Elvin şimdi ise hiç bir şekilde kaçırmıyordu gözlerini. Yanağına usulca bir damla yaş düştü gözünden.
Kafasını salladı konuşmak yerine "hemde çok..." dikleştim bu sefer. Bir kaşımı havaya kaldırdım.
"Neden peki onu sorabilir miyim?" Dedim ciddiyete bürünerek. Durdu, durdu, durdu söyleyip söylememek arasında kaldı.
"Ben daha bakireyim... Daha çok gencim." Tam da tahmin ettiğim şeyi söyledi. Ona dokunmamdan korkuyordu. Hem de çok fazla korkuyordu.
Gözlerinin yeşiline baktım. "Korkma dokumayacağım sana." Gözleri teşekkür etti. Çok da fazla inandığı belli olmuyordu.
"Seninle önemli bir mevzu konuşup salonda uyuyacağım. Sende burada yatırsın." Pür dikkatle bana baktı. O da yorulmuştu. Beli oluyordu. O da bir an yatmak istiyordu.
"Seninle evlenmek için beni Nazan adında bir yaşlı kadın gönderdi." Gözleri fincan gibi açıldı. Neden bu kadar çok şaşırdı? Babaannem haber vermemeşmiydi?
"Gerçekten mi?" Gözlerinde ki mutluluk yanmıştı. Gülümsedim "Gerçekten. Ben onun torunuyum." Dedim tebessüm ederek.
_______
847 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH KARAHANLI
Mystery / Thriller16 yaşındaki kızı, babasının işkencesinden kurtarıp evlenen 24 yaşındaki Şah Karahanlı. ... *Alıntı. Odanın kapısını araladığımda odanın köşesinde, eleriyle bacaklarını kendine çekmiş, sarmış, kafasını da gömmüş vaziyeteydi. kapı sesini duyunca kıza...