•üç• ANLAŞMA.

1.5K 80 41
                                    

Bu günde bu bölümü erkek ana karakterden duyalım <3
_______

Şah

Yatakta uzanmış uykunun en derin ve güzel yerinde uyurken telefonumun çalması kulaklarımı tırmanıyordu.
Söve söve bir gözümü yavaşça açıp kimin aradığına baktım.

Yatkata yüzü üstü uzanmış tişörtüm bir kenara atılmış sıcacık yatakta yatıyorken hangi mal arayıp rahatsız ediyordu?

Babaannemdi.

Allah belanı versin Şah babaannenin donuna kadar sövdün.

İç sesimi susturup yataktan yavaşça doğruldum. Allahım sözümü geri alıyorum.

Uykulu sesimle konuştum "Günaydın Nazan hanımcığım." Kıkırdama sesi doldu kulaklarıma. O güzel sesini öyle özlemiştim ki anlatılacak dercede değildi. Yılardır onu görmeye gitmiyordum. Sadece ayda bir kez arayıp hal hatır sorardım.

Annemle pek çok anlaşamadığı için kendi köyünde yaşamak isteyip oraya yerleşmişti. Ben ise müsait olduğum her an yanına gider ziyaret ederdim. Ama bu aralar pek de çok meşguldüm.

"Günaydın biricik torunum." Neşeli sesi telefondan belli oluyordu. Tam ağzımı açıp konuşacakken konuşmaya devam etti. "Bakıyorumda hiç aramıyorsun. Umutunmu beni yoksa!?" Şakadan sinirlendiği şeye hafif güldüm.

"Olurmu öyle şey kendimi unuturmda seni unutmam." Dedim bende bu sefer hafif sitemle. Konuşmaya devam ettim. "Ben de diyorum ki bir kaç gün sana geleyim. He ne dersin."

"Ayy yavrum olur vallah. Hemde çok iyi olur." Neşeli sesi daha da artmıştı. Mutlulukta ilişti kulaklarıma.

Hal hatır sorup kapatmıştım telefonu. Dikatimi çeken şey ise benimle önemli bir konuda konuşacağını belirtip söz etmişti. Merak bedenimi daha da çok sarıyordu. Acaba benimle ne konuşacaktı?

Bu düşüncelerimi bir kenara bırakıp odamda olan lavobayo adımladım günlük işlerimlerimi de halledip çıktım odadan.

Karşımda Aleynayı görmemle afalladım. "Aleyna ne işin var
odamın önünde?" Bu beni sinir etmişti. Sonuçta kimse özel hayatımı karışıp dinlemesini istemezdim. Umarım konuştuğum şeyeler kulak kabarmamıştır.

Kulak kabartıp Dinlemek suç hisetiriyordu insana. Umarım o da öyle düşünüyordur.

Aleyna bizim çalışanlarımızın kızıydı. Deniz gibi mavi gözleri ve siyah saçları vardı.

Siyah olmaları garipti çünkü doğal değildi boyatmıştı. Kendimi bildim bileli mavi gözlü insanalrdan nefret ederim. Sanki 'benim gözüm mavi bak' dermiş gibi gözlerini açarak bakıyorlardı gözlerime.

Uzun boylu ve birazcıkta balık etli bir kızdı. Uzun boyundan dolayı bu özlediği çok yansımıyordu.

"Şah ben seni kahvaltıya çağıracaktım?" Şah? Çagıracaktı?
Kapıyı açtığımda yaslanmaktan düşecekti az kalsın.

Fark etmiş olması lazım ki "pardon Şah bey." Dedi kaşlarını yukarı kaldırıp dudaklarını birbirine bastırarak. Gözlerini de kaçırmayı ihmal etmemişti.

"Geliyorum." Diyip babamın odasına adımladım. Babaanneme gideceğimi ve bu sebebten dolayıda işe bir kaç gün ara vereceğimi söyleyecektim.

Babam annesine çok değer veren biri olduğunu bildiğim için bu konuyu anlayışla karşılayacağını biliyordum.
Ama ya başka konu olsa? Bu kadar emin bir cevap veremezdim.

...

Hızla ayağa kalktım. "Bunu benden nasıl isteyebilirsin babaanne!?" Sinirle çakıştığım için biraz irkildi. Benden nasıl böyle bir şey isteyebilirdi aklım almıyor.

"Biliyorum oğlum bu isteğimle bencil davranmış olurum ama..." sinirle ona döndüm. Bu fikre nasıl olumlu bakabileceğimi düşünüyordu çok merak ediyorum.

"Babaanne sen bana gelmişsin kız ile evlen diyorsun bir yandan da kız on altı yaşında diyorsun." Sesimi birazcık daha azaltım.

Çünkü herkes biliyor ki bağırıp çağırmakla hiç bir yere varılmaz. Yanına tekrar oturup elerimi dizlerde kenetledim. Şuan sakinleşmek için papatya çayı değilde tarla alınması lazım.

"Oğlum nedenini hiç sordun mu?" Dedi bu sefer o sinirle. O da benim gibi sinirlenmeye başlamıştı.

Gerçi ben çoktan sinirlenmiştim de neyse...
Çenemi sıkıp ona döndüm. "Neden?" Dişlerimin arasında söylediğim cümle kısıl kısık çıkmıştı.

"Babası okutmuyor ona tamam dedik. İş arayıp çalıştırıyor ona da tamam dedik. Ama ya peki son istediği şey...?" Demek istedi ama sanki boğazında bir yumru oluşmuş gibi sustu. Derin bir nefes alıp sordum.

"Ney?" Sesime hakim olmaya çalışıyordum ama nafile. Olmuyordu.

"Altmış yaşındaki bir adamla evlendirecek... ya da daha doğrusu satacak." Ne, ne, ne, ne!?

Sinirim üzerine sinir yüklendi beynime. Artık kan bile gitmiyordu. On altı yaşındaki bir kıza nasıl altmış yaşındaki bir adamla evlendiriyorlar hâlâ aklım almıyordu.

Olmuyordu kabullenemiyordum. Eski zamanlarda olsak neyse de... ulan 21. Yüzyıldayız orospu çocukları. Aklıma gelen fikirle babaanneme döndüm.

"Polis..." kaşlarını çattı. "Ne?" Derin nefes aldım. Neden bilmiyorum ama bu gün hiç kimse benim dediğim şeyeleri anlamıyordu.

"Polis diyorum babaanne polis. Ona şikayet edebilir." İnşallah anlamıştır. Yoksa rüyada olmak çok isterdim şuan.

Bir saniye ya gerçekten rüyadaysam?

Kolumu cimcikledim. Acıdı. Değilmişim.

"İstemiyor oğlum. O benim babam diyip duruyor... babamın içi kötü sedece yoksa babam iyi biri diyip duruyor. Ne kadar ikna etsem bile."

Bu sefer bir kaşını havaya kaldırıp bana baktı. Hiç beklemediğim kelimler döküldü dudaklarından.

"Evlen diyorum diye sen hemen sex anlamamışsındır inşallah." Gözlerimi sonuna kadar açtım.

"Ne benmi, ben, şey tabikide asla. Yani ben öyle şey düşünmem!" Bu soruda neden bu kadar heyecanlandım bilmiyorum ama bunu soracağını asla düşünmemiştim.

Az önceki sorusunu bir kenara bırakıp dizimde birleştirdiğim elerimi sıcacık avuçların içerisine alıp baktı simsiyah gözlerime.

"Nolur oğlum... al kızı ve okut senden başka çözümüz yok lütfen..." gözleri dolu doluydu ağlamamak için kendini zor tutuyordu.

Kimdi o kız? Babaannem neden bu kıza bu kadar yakındı ve çok seviyordu. Neden onu bu kadar önemsiyor ve acıyordu?

"Ama babaanne annem ve babama ne diyeceğim?" Bu soruyu
soracağımı biliyormuş gibi
Cevapladı sorumu.

"Bir tek dini nikah kıyarsınız. Resmî evliliğiniz olmaz. Kıza bakıp okutucaksın.
Ben bu hayataysam hâlâ senin ve benim kararlarımıza ve anlaşmamıza kimse karşımayacak buna emin olabilirsin."

Bir damla yaş süzüldü usulca yanğından.

Elimin tersiyle sildim yanağındaki yaşı. "Ağlama... kabul ediyorum."

Bu kadar hızlı kabuleneceğimi bende bilmiyordum ama sadece okutup bakıcaktım kıza. Başka da hiç bir şey olmayacak.

______

Evet merhabalar efendim.

Bir sonraki bölümde görüşürüz. Elimi hızlı tutuyorum arkadaşlar neden bu kadar hızlı gerçekleşti diye sormayın lütfen *yüzünü kapatan emoji.

889 kelime

ŞAH KARAHANLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin