•On yedi• SAÇLARINI TARAYABİLİRMİYİM?

607 46 15
                                    

Herkese iyi okumalar. Yorumları ve voteleri unutmayın lütfen.

_________

Elvin eve geldiğimden beri, arkadaşlarıyla sohbet etmiş ve çokça eğlenmişti.

Şimdi ise aksam saatleri geçip akıyordu. Şah'ın henüz eve gelmediğini fark etti. Bu yüzden duş alırsa ona iyi geleceğini umarak duşa girdi.

..

Şah, eve girdiğinde, içerinin sessizliğine odaklandı. Evdeki tek ses, banyonun su sesiydi. Elvin'in banyo yaptığını fark etti ve gülümsedi. Ancak, hâlen kız kardeşiyle yaşadığı kavga yüzünden hâlâ kızgındı.

Şah, sessizce oturma odasına yürüdü ve kanepeye oturdu. Elvin'in banyodan çıkmasını beklerken düşüncelere daldı. Onun hala kızdığını biliyordu, ama aynı zamanda onunla konuşması gerektiğini de biliyordu.

Kısa bir süre sonra, Şah banyo suyunun sesi kesildiğini ve birkaç dakika sonra banyodan çıkma seslerini duydu. Elvin'in artık banyodan çıktığını biliyordu, ama ne diyeceğini bilemeden ayağa kalktı ve onu beklemeye başladı.

Şah, Elvin'in banyonun kapısından çıkmasını bekledi. Ancak birkaç dakika sonra nihayet çıktı ve Şah, odaya girdiğinde onu fark etti. Elvin'in ıslak saçları başından sıçradı.

Şah bir süre bekledikten sonra Elvin'nin kapısının yanina yaklaştı yavaşça.

Şah, kız kardeşinin odasının kapısına vurdu ve kapının sesini duydu. Elvin, odasındaki yatağında oturuyor ve hala biraz sinirli olduğunu belli ediyordu.

Şah, kız kardeşinin kapının diğer tarafından bir cevap alamayacağını anladı ve kapı koluna uzandı. Ancak, kapının kilitli olduğunu fark etti ve biraz şaşırarak iç çekti.

Kapıyı tekrar çalmaya çalıştı, ancak yine bir cevap alamadı.

Şah, kız kardeşinin tepkisini görmeye devam etti. Ancak birkaç saniye sonra artık sabrı taşmıştı. "Elvin, aç kapıyı!"

Elvin, Şah'ın sesini işitince iç çekti ve ayağa kalktı. Kapıya doğru yürüdü ve kilidi açtı. Kapıyı açtı ve Şah'a sinirli bir ifadeyle baktı.

Şah durumu biliyor ama neden bu kadar sinirli olduğunu anlamaya çalışıyor.

Şah, kız kardeşinin kapalı yüz ifadesi karşısında endişelendiği belli oluyordu.

"Elvin, lütfen konuş benimle. Bu sabah kavga ettiğimiz için bu kadar kızgın olduğunu biliyorum, ama neden bu kadar sinirli olduğunu anlamıyorum."

Şah, kız kardeşinin hâlâ konuşmadığını görünce iç çekti ve biraz yanına yaklaştı

"Elvin, cevap ver bana. Neden hala bu kadar sinirli görünüyorsun? Kavga ettik, evet, ama bunun için bu kadar kırılmaya gerek yok."

Elvin, Şah'a dik dik baktı ve birkaç saniye sonra dudaklarını birbirine bastırarak konuştu.

"Sınav sonuçları hakkında konuşmaya başladın, hatırlımıyor musun?"

Şah, kız kardeşinin sert ifadesini görünce iç çekti. Ancak, şimdi onun bu kadar kızgın olması onu şaşırtmıştı.

"Elvin, dinle beni! Sınav konusunda çok ciddiydim, biliyorum. Ama sen de bana karşı çok sert çıktın. Bunun için neden bu kadar kızgınsın hâlâ aklım almıyor."

Elvin, Şah'a bu sözleri söylerken hala sinirliydi. Gözleri kısmıştı ve sesi gergin çıkıyordu.

"Sınav için çok çalıştım! Ancak tüm emeklerim boşunaymış gibi davranıyordun. Bana olan inancın yok muydu sanki?"

Şah yaslandığı kapıdan kendi cüssesini çekip önünde durdu Elvin'nin.

Önünde durdurduğu için artık Elvin'nin başı yukarı kaldırmak zorunda kalmıştı.

Şah gülümsedi yavaşça. Gülümseyince de yanağındaki çukurlar da kendini belli ederek ortaya çıktı.

Elvin'nin siniri daha da tavan yaptı. Neden kendi kendine sırıtıyor diye geçirdi.

"Elvin, hanım afedin beni lütfen. Sizi çok üzmüş olduğumu biliyorum ama bu kadar olduğunu bilmiyordum. O yüzden sizden çokça özür diliyorum. Beni afetme dileğiyle" Dedi hâlâ sırıta sırıta.

Elvi , Şah'ın sözlerini duyunca, iç çekip hafifçe gülümsedi. Gözlerinde hala biraz kızgın bir ifade olsa da, Şah'ın samimi sözlerinden etkilendiği belli oluyordu.

"Pekala... Seni affettiğimi söyleyemem ama yine kavga etmemen için söz ver."

Şah Elvin'nin çocuksu halerine gülmek için kafasını sağ tarafa çevirip kıkırdadı. Ona güldüğünü görürse daha fazla karmaşa çıkaracağını düşünüyordu, çünkü. Kafasını yana yatırarak konuşmaya devam etti.

"Peki söz." Dedi hâlâ gülerken. Gözleri tek çizgi haline geliyordu yine. Ve bu ayrıntı Elvin'nin gözünden asla ama asla kaçmıyordu.

Bunu eşikten sonra yanağından makas alıp saçını karıştırdı Şah.

Şah, saçını karıştırmaya başlamışken biraz duraksadı. Gözleri ıslak saçına takıldı ve sonra iç çekti.

"Saçların ıslak ve dağınık. Saçlarını kurutmama izin veriri misin Elvin hanım?"

Elvin, Şah'ın sözlerini duydu ve birden utandı. Yanakları hafif kızardı ve başını başka yöne çevirdi.
Ancak, sonra kısık bir sesle konuştu.
"O-olur."

Genelde banyo yaptıktan sonra saçıyla asla uğraşmaz. Islak uyur sabah zaten kurur mantığıyla hareket ederdi. Alışıp değildi. Annesinin bile elemediğii saçını; Elvin kurutmak istemezdi.

Şah, Elvin'in izin vermesiyle rahatlayan bir ifadeyle gülümsedi. Gözlerinde hâlâ biraz utanç ifadesi vardı. Şah Elvin'nin bu hâline tekrar ve tekrar gülümsemekle yetindi.

"Tamam o zaman, önce saçını kurutacağım sonra tarayacağım."

Şah, kurutma makinesini aldı ve Elvin'in saçlarını kurutmaya başladı. Elinin içinde Elvin'nin saçları, sanki bir ipek gibi pürüzsüzdü. Birkaç dakika sonra, saçlarını tamamen kuruttu ve sonra taramaya devam etti.

"Elvin eğer acıtırsam söyle olur mu güzelim. İlk defa yapıyorum da."

Elvin, Şah'ın sözleri karşısında gülümsedi. Gözleri yumuşadı ve ses tonu daha az gergin hale geldi.
"Tamam, acırsa söylerim."

Şah, Elvin'in sözlerini duydu ve gülümsedi. Kurutmaya devam etti ve saçlarını nazikçe taradıkça gözlerinde odaklanma ifadesi vardı. Birkaç dakika sonra, saçlarını tamamen kurutup taradı.

"İşte bitti. Bak bakalım başarabilmişmişim?"

Elvin, Şah'ın taramasını bitirmesini görünce ayna karşısında saçlarını hafifçe karıştırıp şekillendirdi. Gözleri yavaş yavaş parladı ve Şah'a döndü.

"Teşekkür ederim. Gerçekten güzel olmuş saçım."

"Bu arada kaç ay beraber yaşıyoruz bilmiyorum ama saçını ilk defa görüyorum. Gerçekten de açıkken çok tatlıymışsın."

Oysa o gün onları okşamış ve dokunmuştu ama ışıklar kapalı olduğundan görememişti. Şuan ise ilk defa simsiyah gibi olan saçlarını yakından görüyordu.

Utangaç bir kızdır Elvin. Hemde, bu söylenen cümle sayesinde yanaklarının kıpkırmızı olmasını sağlayacak kadar.

"Teşekkür ederim." Diyebildi sadece.

________

Eski aktifliğime devam. Ehee

Neyse öpüldünüzzz. Bays<3

864 kelime.

ŞAH KARAHANLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin