•Altı• ADET YERİNİ BULDU (!)

1.4K 70 40
                                    


İyi okumalar ^^

_________

Elvin

"Ben kendimden bahsedeyim." Diye söze girdi. Kafamı anında salladım. Bu dünyada güveneceğim kişi varsa 
O da karşımda oturan adamdır. Eminim ki Nazan teyzenin torunu onun kadar olmasada iyi yüreklidir. 

Allahım'a o kadar şükrediyorum ki...
Beni o işkenceden kurtardı. O azabtan o günlerden... ne kadar teşekkür etsem az olduğunu biliyordum Rabime.

"Az önce söylediğim gibi adım Şah. Şah Karahan."

Şah Karahan.

"24 yaşındayım." Kafamı salladım.  24 mü? Baya da büyükmüş. Aramızda 8 yaş farkı var demek oluyor bu. "Memnun oldum."

Dedim gözlerimi kaçırarak. Hayatımda hiç bir erkekle göz teması kurmayan ben şimdide kurmaya çalışıyorum ama olmuyordu. Ayıp olmasın diye de bir kaç saniye bakıyordum.

Salise demek istedin herhalde?

İç sesimi susturup dikatimi ona verdim. "Babamın şirketinde çalışıyorum ceo olarak." Şaşırsamda çok fazla belli etmemeye çalıştım. Şu an bir ceo ile oturuyordum.

Tekrardan kafamı salladım. "biz burdayız çünkü eve gidince ailemin dırdırını çekmeyeceğim için geldik." Gözlerime baktı.

"Enerjimizi toplayınca döneriz eve. O sırada ailemin evinde bir kaç gün kalırsın ben evimizi döşeyene kadar." Hemen tereddüt ettim.

"Hayır zahmete girip ev almanıza gerek yok." Mahcubiyetim sesimden belli oluyordu. Çok bencil mi davranıyordum acaba?

"Söylediğim gibi annem çok inatçı biri eğer evlendiğimi öğrenirse fitir fitir burnumdan getirir. Babaannem babama çoktan söylemiştir ama eminimki babam anneme bunu söylememiştir.  Daha doğrusu söyleyememiştir." Anladım manasına kafamı salladım.

Aklına bir şey takılmış gibi bana döndü. "Sekizinci sınıfı tam bitireceken babanın seni okuldan aldığı söylemişlerdi bana. Ama sen on altı yaşındasın?" Anlamaz bakışlar savuruyordu gözlerime.

Kafamı salladım. "Evet çünkü ben yedi yaşımdayken iki yıl komaya girdim." Afalladı.

"Ne!? Nasıl yani? Nasıl oldu bu." Gözlerimi tavana çevirdim.  Geçmişim  geldi gözümün önüne. Çok canımı yakıyordu çocukluğum.

Omuz silkip "Vurulmuşum. Silahla." Kısa ve öz bir cevap oldu. "Uyandığımda ise annemin lise aşkıyla kaçtığını söylemişlerdi. O gün hayatım kararmıştı sanki bütün ışıklar sönmüştü. İçimde yanan ateş o günden sonra hiç bir şekilde sönmedi."

gözümden usulca bir damla yaş döküldü. Ağlamak istiyordum. Hüngür hüngür ağlamak. Ama şuan hiç sırası değildi. İçimi ne kadarda boşaltmak istesemde her zaman ki yaptığım gibi içime attım.

Konuyu uzatmamak için kafasını da salayıp yanındaki peçeteyi kapıp bana uzattı. Alıp göz yaşımı sildim.

"Peki beni ailenin yanına bir kaç gün götürünce sormayacak mı annen, bu kim diye?"

"Arkadaşımın kardeşi derim. Sonra da zaten çıkarız eve." Kafamı salladım. Aklıma gelen soruyla ona baktım. "Ben size efendim mi diyeceğim yoksa-" sözümü kesti.

"Şah abi diyebilirsin." Kafamı salladım. Güzel bir ismi vardı.

Eksiksiz ve mükemmel Adına sahipti. İsminin anlamı da baya hoştu ki zaten isminin anlamı eksiksiz ve mükemmel idi.

ŞAH KARAHANLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin