3

2.8K 146 47
                                    

Alaz saat tam sekizde ailedeki herkes gibi akşam yemeği masasındaki yerini almıştı. Feride çorbaları servis ettiğinde hızlıca kendisininkini bitirmiş ve ardından ana yemeğini yemek için tabağına gömülmüştü.

"Yavaş ye oğlum." dedi Neslihan onun bu acelesine gülümserken. "Önünden almıyorlar ya."

"Çok acıkmışım bugün." dedi Alaz dolu ağzının el verdiği ölçüde konuşarak. Tüm günü kendisi için uygun bir stüdyo aramakla geçmişti. İngiltere'deki işlerini yavaştan buraya taşıyacağı için şimdiden uygun alan bulmak her şeyi daha kolay bir hale getirecekti.

"Nasıl geçti bari?" diye sordu Yaman ilgiyle. "Bulabildin mi kafana göre bir yer?"

"Eh işte.. İki üç yer var." diye açıkladı Alaz yemeğini hızla yemeyi sürdürerek. "Kafama yatanı satın alacağım. Şimdilik çok aceleci davranmak istemiyorum."

"İyi yaparsın. Aceleye lüzum yok. Önce bir kafanda ölç, tart." dedi Yaman başını aşağı yukarı sallarken. Ardından annesine doğru dönmüştü. "Çağla nasıl? Daha iyi mi?"

Kardeşinin bugün okuldan ağlayarak geldiği haberini eve döner dönmez annesinden almıştı Yaman. Bu nedenle onun için biraz endişeliydi. Ama üzerine gitmek istemediği için de şimdilik sessizce bekleyecekti. Önemli bir durum olursa eğer müdahale ederdi zaten.

"Ne olmuş Çağla'ya?" diye sordu Alaz boşalan tabağını diğer yemeklerle hunharca doldurmaya çalışırken. Açlıktan o kadar ölüyordu ki, henüz zerre kadar doymamıştı. Muhtemelen bu gece birkaç saat boyunca sofradan kalkmayacaktı. "Şu sarmadan da koysana anne."

Neslihan onun bu haline yeniden gülümsedi ve istediği gibi Alaz'ın ağzına kadar doldurduğu tabağının boş kalan köşesine sarmalardan bolca servis etti. Hemen sonrasında ise Yaman'a dönüp sorusunu cevaplamıştı.

"Bilmiyorum ki. Henüz konuşmadım."

"Nesi var?" diye sordu Alaz bu kez abisine bakarken. Yaman ise onun boğulmadan bu kadar hızlı yemesine şaşırarak kardeşini izlemişti çok kısa bir süre.

"Bugün okuldan ağlayarak gelmiş. Sonra da kendisini odasına kapatmış."

"Bir şeyi yoktur." dedi Alaz umursamaz bir tavırla ağzına ikişer tane sarma atarken. Bu hareketi Neslihan'ın ona kafasını iki yana sallayarak bakmasına neden olmuştu.

"Oğlum kardeşinle bu kadar mı ilgilisin?" 

"Aman anneee.." dedi Alaz cümlesinin sonunu uzatarak. "Tipik Çağla işte. O her zaman öyleydi. En ufak bir şeyde yaygarayı basıp ağlardı. Sanki bilmiyorsunuz."

"Evet ama bu sefer baya kötüymüş." dedi Rüya kayınvalidesinden dinlediklerini düşünerek. "Eve döndüğünde perişan haldeymiş."

"Ne oldu acaba?" diye sordu Yaman düşünceli bir şekilde çenesini kaşıyarak. Bu sırada Alaz ise iki sarma daha atmıştı ağzına.

"Ne olacak?" dedi umursamaz bir şekilde omuzlarını silkerek. "Tırnağı kırılmıştır prensesin. Ondan ağlıyordur."

"Çok rahatsın Alaz." dedi Rüya onun bu tavrına kızarak. "Baksana kızcağız yemeğe bile gelmedi."

"He yok." dedi Neslihan gelinine bakarak. "Asi yanında, ondan inmedi o. Feriş yemekten sonra onlara da hazırlayacak bir şeyler."

"İyi bari, Asi toparlar onu."

Yaman'ın yorumuyla beraber Alaz yediği diğer sarmayı da yuttu ve ardından ağzına kadar doldurduğu tabağını hafifçe ileriye iterek oturduğu yerden ani bir şekilde kalktı. Bu hareketi masadaki herkesin şaşkınlıkla ona doğru bakmasına neden olmuştu. Sırf bu yüzden de açıklama yapma gereği duydu.

Oyun İçinde Oyun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin