17

2.3K 158 142
                                    

Asi pazar gününün erken saatlerinde kurduğu alarmla birlikte uyanmış ve sonrasında kendisini çalışma masasına sürüklemişti. Artık son bir haftası kalmıştı vize sınavlarına. Bu nedenle de çalışma temposunu giderek arttırmıştı genç kız. Neyse ki düzenli olarak çalışmaya başladığı için artık tekrar etme evresine geçmişti.

Fosforlu kalemini notlarının üzerinde gezdirirken bir yandan da kendisine hızlıca hazırladığı sandviçten bir ısırık almıştı. Annesi onun sandviç yediğini görse eğer, mutlaka onaylamaz bir tavırla söylenir ve kızın boğazına dizerdi kahvaltısını. Ama her zaman olduğu gibi evde değildi. Ve bu da Asi'ye rahat bir nefes alması için iyi bir fırsat olmuştu.

Yaklaşık bir saat boyunca notlarının arasında kaybolan kız, çalan kapı zili ile birlikte yerinden kalkmış ve hızlıca alt kata inmişti. Saat sabahın on biriydi ve bu saatte gelse gelse ancak Çağla gelirdi. Asi dış kapıyı açtığında ise yanıldığını anlamıştı.

"Selam Asi Kız." dedi Alaz ona sırıtarak, genç kız fark edemeden önce yanağından hızlıca bir makas alırken. Sesi hala hasta olduğu için bir miktar boğuktu ama dünkü halinden daha iyi görünüyordu yine de. "Ben geldim."

"Hayırdır?" diye sormuştu Asi şaşkınlıkla ona bakarken. "Sabah sabah rüyanda mı gördün beni?"

"Dün gece sen beni rüyanda göreceksin diye anlaşmıştık en son." demişti Alaz gözlerindeki oyunbaz parıltıyla birlikte ona bakmaya devam ederek. "Yanılıyor muyum yoksa?"

"Off.." dedi Asi gözlerini devirerek. "Ne istiyorsun Alaz? Havuza atlamaya mı geldin yine?"

"İçeri davet etmeyecek misin beni?" diye sormuştu Alaz alınmış gibi yaparak. "Ağaç oldum kapıda. Misafirperverlik öldü mü, ne oldu ona?"

"Geç içeri baş belası, geç." demişti Asi onunla asla başa çıkamayacağını bildiği için geri çekilerek geçmesi için adama yol verirken. Bunun üzerine Alaz bir saniye bile vakit kaybetmeden önce içeri girmiş ve bunu yaparken de kocaman sırıtmıştı. Birlikte salona doğru girdiklerinde bakışları yeniden buluştu.

"Ne yapıyorsun bakalım?" diye sormuştu Alaz ellerini ceplerine sokarak. "Ders çalışmaya devam sanırım?"

"Evet."

"Kombininden belli." demişti Alaz yüzüklü işaret parmağıyla kızı ayaklarından başlayıp, yüzüne kadar işaret ederken. Kızın üzerinde hala pijamaları vardı ve saçlarını da tepesinde karman çorman bir topuz yapmıştı. Topuzun her yanından inatçı bukleleri fırlıyordu genç kızın. Alaz onun sevimli bir ev kedisine benzediğini düşünmüştü tam da o anda. "Muhteşem bir saç stili bu arada. Yeni moda mı bu?"

"Evet canım." demişti Asi sevimsiz bir şekilde gülümserken. "2024 ilkbahar-yaz sezonu, vize haftası stili."

Alaz sırıttı onun bu cevabına. Yine formundaydı Asi Kız. Anında cevabı yapıştırmasından belliydi.

"Öyle mi canım?" demişti canım kelimesinin üzerine bastırarak. Ardından salondaki antrasit renkli koltuğa yayılmıştı davet bile beklemeden önce. Asi ona meraklı bir şekilde bakarken oturduğu yerden kızı süzüyordu şimdi. "Ayakta kaldın, otursana."

Asi kafasını iki yana sallamıştı onun bu rahat tavırları karşısında. Tipik Alaz Soysalan'dı işte. Hiçbir şeyden zerre kadar çekinmiyordu.

"Ne oldu?" diye sordu az sonra o da diğer koltuğa yerleşerek. "Niye geldin sen sabah sabah?"

"Seni özledim."

Oyun İçinde Oyun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin