Alaz odasına çıktıktan sonra ilk önce uzun bir duş almakla başlamıştı hazırlanmaya. Ardından nihayet banyodan çıktığındaysa kıyafet odasına girmiş ve eşyalarına göz gezdirmişti. Ne giyeceğine karar vermeye çalışırken bir türlü istediği gibi bir kombin yapamamıştı. Siniri bozulmuş bir şekilde ofladı.
"Ne giyeceğim ben ya?"
Kendi kendine sıkıntılı bir şekilde söylendikten sonra dümdüz, bisiklet yaka, beyaz bir tişörtte karar kılmıştı. Ardından altına da salaş bir gri pantolon seçti. Metalik zincir kolyesini boynuna dikkatlice taktıktan sonra ise aynada yaptığı kombini incelemişti.
"Güzel güzel." dedi ellerini birbirine vurarak kendi kendisini gaza getirirken. Hemen sonra ise karşı tarafta yer alan aksesuar çekmecesini açmış ve metalik yüzüklerini parmaklarına geçirmişti. Kıyafetlerinin altına giyeceği ayakkabılarını da ayağına geçirdiğinde geriye bir tek saçlarını düzeltmek kaldı.
Adımları kıyafet odasından çıkarak yeniden banyosuna doğru yöneldi ve aynanın karşısına geçtiğinde ise saç kurutma makinesiyle hızlıca kuruttu kısa saçlarını. Ardından makineyi yerine yerleştirmiş ve saç fırçasıyla saçlarını tarayıp şekil vermişti. Birkaç dakika sonra aynadaki yansımasına bakarken tıraş olmaya karar vermişti. Tıraş makinesini çıkardı ve on dakika boyunca özenle sakallarını tıraş etti. O, tıraş makinesini yerine koyduğu sırada da Neslihan adını seslenmişti.
"Alaz? Burada mısın?"
"Buradayım." dedi parfümünü eline alıp üzerine boca ederken. Ardından banyodan çıkıp yatak odasının kapısında dikilmiş annesine doğru ilerlemişti. "Bir şey mi oldu?"
"Yok." dedi Neslihan ona kocaman gülümseyerek. "Bir bakayım dedim sana. Bir girdin odana hazırlanacağım diye çıkamadın bir türlü. Saat kaç oldu."
"Hazırlanıyorum işte."
"Anladım." dedi Neslihan kafasını aşağı yukarı sallayarak. Oğlunun birkaç saattir bir hayli özenerek süslenip püslenmesi onu tahminlerinin doğruluğuna biraz daha inandırmıştı. Kesin biriyle buluşacaktı. Kesin. Hem Yaman'la Rüya da onun sabahtan beri sırıtarak biriyle mesajlaştığını söylemişti. Neslihan bir anda mutlulukla dolup taştı. "İyi bakalım, ben bölmeyeyim o zaman seni. Sen devam et hazırlanmaya."
"Anne?"
"Efendim?"
"Sence bu kıyafetler nasıl?"
Neslihan hayatı boyunca ilk kez böyle bir soru duymuştu Alaz'dan. Alaz genelde kendi tarzına göre giyinir ve etrafındakilerin stili hakkındaki fikirlerini de zerre kadar umursamazdı. Ve şimdi durmuş Neslihan'a üzerindeki kıyafetlerin güzel olup olmadığını soruyordu. Aşık mı oluyor bu çocuk diye düşündü heyecanla kadın.
"Güzel olmuş oğlum." dedi Neslihan anında gülümseyerek olumlu yorumunu yaparken. "Çok yakışıklı olmuşsun."
"Sağ ol." demişti Alaz kafa sallayarak. Ama annesinin taraf tuttuğunu da düşünmeden edememişti. Ardından Neslihan ona gülümsedi ve yanağına bir öpücük kondurduktan sonra odasından çıktı. Alaz o gittikten sonra yeniden aynanın karşısına geçti ve kıyafetlerini bir kez daha emin olmayarak incelemeye koyuldu.
"Alaz?" demişti bu kez de Çağla içeri girerek. Oda oda değil, yol geçen hanıydı sanki. "Hayırdır?"
"Ne?" diye sordu Alaz kafasını iki yana sallayarak kız kardeşine bakarken.
"Aynanın karşısından ayrılamıyorsun bakıyorum Pamuk Prenses'teki kraliçe gibi."
"Komik mi bu şimdi?" diye sordu Alaz gözlerini kısarak. "Azıcık beynini çalıştır. Boşa taşıma şu kafanı."