26

2.8K 155 364
                                    

Özledim seni.

Asi'nin kulaklarında defalarca kez yankılanan bu cümle kızı bir an için gafil avlamıştı. Normalde olsa Alaz'a karşılık olarak alaycı bir şekilde kahkaha atar ve sonra da ona okkalı bir laf sokardı. Ama şimdi, tam şu anda, odasının zemininde otururken tek yapabildiği şey bu cümleyi sindirmek olmuştu. Zira Alaz'ın ses tonundan onunla kafa bulmadığını ve aksine söylediği şeyde son derece ciddi olduğunu anında anlamıştı. Bu da beyninde defalarca kez onun sesiyle kendisini özlediğini duymasına neden oluyordu.

Alaz bu beklenmedik özlem beyanından sonra bir süre boyunca muhtemelen Asi'den herhangi bir cevap gelmesi için beklemiş ve kızın konuşmayacağını anlayınca da pes ederek yeniden konuşmaya başlamıştı.

"Asi Kız? Açmayacak mısın kapıyı?" diye sordu sakince. Az önce onu özlediğini söylemesi, sanki onlar için son derece sıradan bir şeymiş gibi davranıyordu. "Bu kadar inat senin için bile fazla bence. Lütfen. Yüz yüze konuşmak istiyorum sadece. Gözlerine bakarak özür dilemem lazım. İzin verecek misin?"

Asi derin bir nefes çekti ciğerlerine. Ve ardından yeniden bırakmıştı aldığı nefesi uzun uzun. Alaz'ın tıpkı söylediği gibi gitmeyeceğini biliyordu. Zaten gitmeye kalksa bile muhtemelen Asi ikinci kattan düşeceği ve kendisine zarar vereceği ihtimaline karşılık ona engel olacaktı. Bu nedenle de oturduğu yerden kalkarken pes edişi karşısında herhangi bir şey düşünmedi. O anda tek yaptığı şey, elini uzatmak ve kapıyı açabilmek için önünde duran perdeyi yavaşça çekmek olmuştu. Bunu yapar yapmaz da Alaz'ın son derece şaşkın bir şekilde gözlerini kırpıştırarak, oturduğu yerden kalkıp ve yaslandığı cam kapıdan sarsarkça doğrulmasına neden oldu. O anda o kadar komik bir hali vardı ki adamın, Asi bir an için ona kahkahalarla gülmek istese bile kendisini zorlukla tutmayı başarmıştı. 

Asi'nin kapıyı açacağını asla düşünmüyor gibi şaşkındı Alaz perde açıldığında. Sürekli olarak kırpışan göz kapakları ve suratındaki ağzı açık, aptal ifade bunu gözler önüne son derece net bir biçimde seriyordu zira. Hemen sonrasında kendisini çabucak toparladı. Asi ile aralarındaki cam kapının diğer tarafında ayakta durmuş ve tamamen kıza dönük bir şekilde gözlerinin içine bakmıştı. Gözlerinden saniyeler içinde bir sürü duygu geçip gitti o sırada. Şaşkınlık, pişmanlık, umut, heyecan, endişe, korku.. Hepsinin bir karışımıydı şimdi ifadesindeki son hal. Asi ona bakarken bir an için kalan sinirinin de toz olup uçtuğunu fark etmesi sadece birkaç saniyesini aldı.

Berbat görünüyordu. Gözleri kıpkırmızıydı ve saçları dağılmıştı. Asi buna benzer bir an daha hatırladı bir an için. Onu böyle gördüğü bir hatıra daha.. Fakat şu anda bunu düşünmenin ne yeri, ne de zamanıydı. Bu nedenle de hafızasının derinliklerine çabucak göndermişti bu anıları.

Şimdi eli kapının kilidine doğru giderken, Alaz'ın yüzündeki heves ve heyecanla karışık ifadeden kurtarmıştı bakışlarını. Gözleri kilidi açmak için anahtara doğru çevrildi ve tam karşısında dikilen Alaz'ın sabırsız bir şekilde olduğu yerde kıpırdanarak onu beklediğini fark etti.

Kilidi açtığında hayatının kalanında da onu yeniden delirtecek ve onunla durmaksızın uğraşacaktı Alaz. Adı gibi biliyordu Asi. Ama yine de kilidi gönüllü bir şekilde açtı ve Alaz'ı bir paket misali tüm o alaycılığı, züppeliği, sinir bozuculuğu, kendini beğenmişliği, öfkesi, fevriliği ve bunun gibi bir çok şeyiyle birlikte yeniden hayatına dahil ettiğinin ilk sinyalini verdi. Ardından eli kapının koluna gitmiş ve kolu indirmeden hemen öncesinde çok kısa bir süre, onu bekleyen ela gözlere çevirmişti gözlerini. Alaz'ın ona yolladığı beklentiyle dolu bakışlarından sonra ise kapı kolunu nihayet indirmiş ve daha kapıyı kendisine doğru çekemeden önce Alaz ondan hızlı davranarak kapıyı hışımla itip, içeriye doğru bir adım atmıştı.

Oyun İçinde OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin