4

2.6K 122 50
                                    

"Hadi abisi, hadiii.."

Alaz bir yandan artık toparlanan badana ustalarını kontrol ederken, bir yandan da devasa kolilerden birini taşıyan Yaman'ı hedef almıştı. Biraz daha hızlı olması gerekiyordu zira.

"Alaz.." dedi Yaman elindeki koliyi olması gereken yere koyarken. Ter içinde kalmıştı ve kardeşi de çok bilmiş direktifleriyle canını sıkıyordu. "Bir daha hadi dersen, bırakır giderim bak."

Ki dediğini de yapardı Yaman. Bunu onu tanıyan herkes bilirdi. Tabi ki Alaz da..

"Tamam tamam." demişti biraz panik yaparak. Giderse bu karmakarışık alan asla istediği sürede bitmezdi. Bakışları etrafta gezinirken ortalığın savaş alanı gibi görünmesi derin bir nefes vermesine neden olmuştu hemen sonra. "Hadi diğer koliyi de getir."

"Bir nefes alayım istersen?" dedi Yaman ters ters. "Azıcık sal beni."

Kardeşi cidden sabır sınamakta bir numaraydı.

Cuma gecesi vakıf yemeğinden döndüğünde ani bir kararla kafasındaki en uygun stüdyoyu satın almaya karar vermiş ve cumartesi sabahın köründe Yaman'ı zorla yataktan çıkartarak kendisiyle birlikte sürüklemişti. Tapu işlemleri, bir yığın evrak ve bütün o bürokrasiyle uğraşmaya üşendiği için de tüm detayları tabi ki de Yaman'a yıkmıştı. Ve buna rağmen hala doymuyordu. 

Stüdyoyu satın alma işleri nihayet bittiğinde bu kez de Yaman'ı tadilat işlerinde ustaların başına dikmiş ve gecenin üçüne kadar da çalışan işçiler ve kendisiyle birlikte onu da orada tutmuştu. Şimdi de güzel olması gereken bir pazar gününde sabahın altısından beri tadilatı bitip, badanası yapılan ve temizlik acentesi tarafından temizlenen stüdyoda beyefendinin eşyalarını taşıyordu.

"Aldın mı yeterince nefes?" diye sordu birkaç dakika sonra sabırsızca gözlerini abisine dikerken. Yaman ise derin bir nefes vererek onun aksine sabırlı olmaya çalışmıştı. "Ne bakıyorsun öyle? Çok işimiz var ne yapayım?" 

"Oğlum, canım kardeşim benim.." dedi Yaman her kelimenin üzerine bastıra bastıra konuşurken. "Senin derdin ne lan? Ne bu acele? Tabakhaneye bok mu yetiştiriyoruz?"

"Bu işlerin bir an önce bitmesi gerekiyor sonuçta."

"Oğlum sen daha geçen hafta acelem yok, daha bakacağım, içime sindireceğim her şeyi demiyor muydun? Ne oldu da böyle bir anda yırtık dondan fırlamış gibi stüdyo satın almalar, tadilatı bir buçuk günde tamamlatmalar, badana yaptırtıp bir günde de yerleşmeye çalışmalar falan?"

"Salı gününe kadar bitmesi lazım her şeyin."

"Niye oğlum, niye?" diye sordu Yaman çıldırmış gibi. Alaz iki gündür aynı şeyi söyleyip duruyordu. Tutturmuştu bir salı da salı.. "Bir tek gecede ne oldu da sen aniden üç günde her şeyi birden yapmaya çalışıyorsun?"

"Sorgulama be abi." dedi hafif serzenişli bir tavırla. "Yardım et işte. Artık çalışmam lazım benim, çok boş oturdum."

"Oğlum haftaya çalış. Bu kadar beklemişsin zaten, bir hafta daha bekle. Temiz temiz, yavaş yavaş yerleş, toparlan. Biz de insanlıktan çıkmadan güzelce yardım edelim sana. İki gündür sabahın köründen, gecenin bir yarısına kadar geberdik lan. Hiç mi yorulmadın?"

"Tamam ben seni bu iş bitince güzelce dinlendireceğim. Spa masajın benden. Söz." dedi Alaz gülümseyerek abisinin suyuna giderken. "Ama şimdi hızlanmamız lazım abisi. Salı gününe kadar her yer cillop gibi olmalı. Hadi."

Oyun İçinde Oyun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin