9

2.3K 134 128
                                    

Selam 🌸

Teknik bir arıza nedeniyle başka bir bölüm taslağı paylaşılmış farkında değildim, görmezden gelin 🤣

Yeni bölümümüz ektedir. Keyifli okumalar dilerim 🖤

Karşılığında lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin ama 🙏🏻







Asi, Çağla'yı süsleyip püsleyip Cesur'la olan randevusuna gönderdikten sonra Alaz'la beraber stüdyoya gitmişlerdi. Tanıdık alandan içeri giren kız, vakit kaybetmeden gitarını çıkardı ve her zaman yaptığı gibi odanın bir ucundaki deri koltuğa yerleşti. Alaz da onun arkasından sandalyeyi çekiştirip tam karşısına oturduğunda, Asi beklentiyle ona bakmıştı.

"Hangi kısmı çalışacağız?"

Alaz bir süre sessiz kalmış ve ardından gözlerini genç kızın yüzünde gezdirdikten sonra cevap vermişti.

"Şimdi çalmayacağız."

Asi onun bu cevabına şaşırmıştı. Niye çalmayacaklardı ki şimdi? Hani her gün pratik yapmaları gerekiyordu mükemmelleşmesi için? Çalmayacaklarsa eğer onu neden stüdyoya getirmişti ki hem? 

"Nasıl yani?"

"Ver bana şunu." dedi Alaz elini uzatıp gitarı vermesi için Asi'ye bakarken. Asi başta afallasa bile dediğini yapmış ve gitarı dikkatlice Alaz'ın eline doğru uzatmıştı. Alaz gitarı sıkıca tuttuktan sonra yan taraftaki alana yerleştirdi. Ve hemen sonrasında ise yeniden sandalyesine oturmuştu. "Sana gönderdiğim maili okudun mu?"

Okumuştu Asi. Alaz ona mesaj atıp yeterince delirttiğinden emin olduktan sonra tıpkı söylediği gibi ertesi gün mail atmıştı ona. Asi sabah fakülteye giderken bindiği otobüste okumuştu çaldıkları parçanın hikayesini.

İspanya'nın Sagunto/Valencia bölgesinde 22 Kasım 1902'de Joaquín Rodrigo Vidre adı verilen bir çocuk doğar. Üç yaşında difteriye yakalanan küçük çocuk görme yetisini kaybeder. Aile çocuklarının eğitimi için yollar ararken onu müziğe yöneltir. 

Asi görme yetisini kaybetmiş bir adamın müzikle hayata bağlanmasına şaşırmamıştı hiç. Zira müzik böyle bir şeydi. İnsanı onunla uğraştıkça daha da bağımlı ediyordu kendine. Fark ettirmeden yaralarını iyileştiriyordu. Asi için de böyle olmuştu çünkü. İlk kez piyano çaldığı günü dün gibi hatırlıyordu mesela. Altı yaşındaydı. Annesi bunun havalı olduğunu düşündüğü ve sosyal çevresinde övünebileceğini bildiği için ona bir piyano almış ve ardından bir de piyano öğretmesi için hoca tutmuştu. 

Altı yaşındaki Asi ise bunun gerekli olduğunu ısrarla belirten annesi nedeniyle itiraz bile etmemişti. O zaman da sakin ve içine kapanıktı. Ama ilk piyano dersinde daha ilk tuşa bastığında anlamıştı küçük kız bir daha kopamayacağını. Annesinin belki de ona yaptığı ilk ve son iyilikti bu. Asi o günden beri içindeki müzik sevgisini çoğaltarak ileri götürmüştü.

Müziğe olan yeteneği anında anlaşılmıştı zaten küçük kızın. Yaşıtlarına göre müzik kulağının bir hayli gelişmiş olduğunu söylemişti piyano hocası annesine. Bu nedenle piyanodan sonra bir de keman çalmayı öğrenmişti. Biraz da orta okul boyunca gittiği kurstan dolayı gitar çalıyordu işte. 

Orta son sınıfta yapılan bir müzikal çalışmasında ise tek yeteneğinin piyano çalmak olmadığı anlaşılmıştı. Asi'nin sesi deyim yerindeyse büyüleyiciydi. Kadife gibi içli ve bir ipek gibi de yumuşak.. Asi o zamana kadar sesinin bu kadar güzel olduğunu fark etmemişti bile. Herkes gibi normal olduğunu düşünüyordu. Fakat hocaları onunla aynı fikirde değildi. 

Oyun İçinde Oyun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin