Alaz yatağında iki gündür olduğu gibi yatmaya devam ederken tıkanan burnu yüzünden baş ağrısı çekiyordu. O aptal yaza merhaba partisinin olduğu gece kendisini havuza attığı için sonucunda üşütüp, hastalanmıştı. Ateşi düşmediği için de iki gün boyunca evde pineklemesi gerekmişti. Annesi ona serum bağladıktan sonra daha iyi hissediyordu kendisini. Ama vücudu hala yorgundu. Bu nedenle de bu hafta sonunu evde geçirecekti.
O gece eve döner dönmez üzerindeki ıslak kıyafetleri çıkardı ve sonrasında ise kendisini sıcak bir duşa soktu. Dakikalar sonra pijamalarını giyip yatağına uzandığında çok daha iyi hissediyordu kendisini. Asi'nin endişeli yüzünü hatırlayıp kendi kendisine gülümsedi. Ama bu gülümseme çok da uzun sürmemişti. Zira gece o partide yaşananlar zihnine üşüşüvermişti hemen. Kaşlarını çattı yattığı yerde kıpırdanırken.
Cenk Şanlı denen o herifin Asi'ye olan bakışlarını ve kızın koluna dokunuşunu hatırladıkça sinirinden kuduruyordu olduğu yerde. Asi'yi zor bir durumda bırakacağını bilmese o herifin ağzını yüzünü öyle güzel kırardı ki.. Ama arada Asi vardı işte. Onun yüzünden annesinin gazabına uğrarsa eğer, Alaz kendisini asla affetmezdi.
"Hıyar ağası!" diye söylendi sol tarafına doğru sinir içinde dönerken. "Ben o eli kırıp, senin bir taraflarına monte etmez miyim acaba?! Dur sen, dur.."
Kendi kendisine söverek rahatlamaya çalışırken bu kez de diğer tarafına doğru dönmüştü, bir türlü rahat edemeyerek. Başını hafifçe kaldırdı ve yastığını sertçe yumrukladı. Ardından yeniden başını yastığa bırakmıştı.
"Ah ulan, bir elime vereceklerdi ki seni.." dedi dişlerini hırsla sıkarak. "Ama ben sana göstereceğim Asi'nin içine içine düşmek ne demekmiş! Hıyar herif!"
"Alaz?"
Alaz kendisini söylenmeye o kadar kaptırmıştı ki kız kardeşinin odasına girdiğini bile fark etmemişti. Çağla adını söyleyerek ona seslendiğinde tekrardan sol tarafına doğru döndü ve ona doğru yaklaşan kızı izledi.
"Ne var Çağla?"
"Kendi kendine konuşmayı iyice adet edindin sen kendine." demişti Çağla gülümseyerek onun çatık kaşlarına bakarken. "Cenk Şanlı'ya galiba bu güzel cümleler?"
"Anma şu hıyar ağasının adını!" dedi Alaz öfkeyle kıpkırmızı olurken. "Düşündükçe deliriyorum zaten!"
"Güzel laf soktun ama adama." demişti Çağla kıkırdayarak abisini süzdüğü sırada. "Beklemiyordu böyle bir şeyi. Baya bir şaşırdı."
"Ben onu şaşırtacağım bir güzel." demişti Alaz dişlerini sıkarak kafasını aşağı yukarı sallarken. "Mal herife bak sen ya! Neymiş, yemekte görmüş, beğenmiş, tanışmak istiyormuş! Yok ya?! Öyle kolaydı sanki o işler! Lan ben sana yedirir miyim Asi Kız'ı?!"
"Yedirmezsin." demişti Çağla, Alaz'ın karşılık beklemediği soruyu cevaplarken. Gözlerindeki endişeyle karışık şaşkınlıkla birlikte abisinin delirmesini izliyordu. Bu nedenle de onun huyuna gitmeyi tercih etti. "Tamam, sakin."
"Yedirmem tabi!" dedi Alaz gürlemeye devam ederken. Sakinlikten bir hayli uzaktı o sırada. "Dua etsin kafasını gözünü patlatmadım orada herkesin içinde. Verilmiş sadakası varmış hıyarın!"
"Aynen canım, aynen."
"Kız adam yerine koymuş, tokalaşmak için elini uzatmış orada, onu bile bir fırsat bilip de kaşla göz arasında vakumladı kızın elini şerefsiz!" dedi Alaz gecenin bütün özetini öfkeden kudurmuş bir şekilde kız kardeşine geçmeye devam ederken. Çağla ise kafa sallamakla yetiniyordu hala. "İt! Böylelerini var ya, evire çevire bir güzel döveceksin! Ondan anlar bunlar ancak!"