Her şey bir anda olmuştu.
Alaz ve Levent kalabalık gruba içki ısmarlamak için bara doğru ilerlemiş, Çağla ve Cesur dans etmek için piste yürümüş ve Samet ise tuvalete gitmişti. Bu sırada Yağız da Asi'ye doğru yaklaşıp kızla sohbet etmeye koyuldu.
"Ee Asi?" dedi gülümseyerek kızı süzerken. "Görüşmeyeli nasıl gidiyor? Uzun zaman oldu."
Gerçekten de uzun zaman olmuştu. En son geçen yıl Alaz İngiltere'den iki günlüğüne ailesini ziyarete geldiğinde sitenin bahçesinde karşılaşmışlardı Burak ve Yağız'la.
"İyi." demişti Asi gülümseyerek omuzlarını silkerken. "Okul, vizeler falan işte. Senin nasıl gidiyor?"
"Benim de fena sayılmaz. Alaz'ın şirketinde çalışmaya başladık Burak'la birlikte. Duymuşsundur belki."
"Çok sevindim sizin adınıza. Umarım çok iyi işlere imza atarsınız. Biz de keyifle dinleriz."
"Teşekkürler Asi."
"Gecelerin adamı Kutay Tuzlu da teşrif etti." demişti Melike ikilinin sohbetini böldüğünde. O da uzun bir süredir Burak'la sohbet ediyordu ve bu ayrıntı Asi'nin gözünden kaçmamıştı. Daha sonra Melike'yi sıkıştırıp dedikoduları alırdı ne de olsa. "Tayfası da her zamanki gibi kuyruk gibi peşinde."
Asi arkadaşının başıyla diğer tarafta dikilip kalabalık grubu anında etkisi altına alan adamı işaret etmesiyle birlikte bakışlarını kısa bir süre o tarafa çevirmişti. Kutay Tuzlu yine havalı bir tavırla bir şeyler anlatıyor ve etrafındakilerin her dediğine kahkaha atmasına neden oluyordu. Etrafına giderek daha fazla insan toplanırken, kızların neredeyse tamamı eriyerek onu izlemeye koyulmuştu.
"Bu herifte de ne var bir anlasam.." dedi Ceren anında kendi fikrini dile getirirken. "Işığı gören sinek gibi yapıştı herkes anında."
"Kim bu çocuk?" diye sormuştu Yağız da merakla onları izlerken.
"Fakültenin popüler çocuğu." demişti Asi onun bu sorusunu yanıtlayarak. "Hani şu gördüğü her kızla takılan ve sonra da terk eden hızlı çocuklar olur ya? Kendisi onlardan."
"Tavırlara baksana." demişti Burak adamı işaret edip gülerek. "Sen söylemesen bile herifin ne kadar egoist olduğu yüz metre öteden bile anlaşılıyor zaten Asicim."
"Uyuzun teki." dedi Asi omuzlarını silkerek. "Boş verin onu. Biz kendi eğlencemize bakalım."
Bunun üzerine hepsi kaldığı yerden keyifle sohbet etmeye koyulmuştu anında. Fakat bunun üzerinden beş dakika bile geçmeden önce Asi gürültülü ortamda adının söylendiğini işitmişti.
"Asi Atahan?"
Yine başlıyoruz diye düşündü Asi bıkkın bir tavırla arka tarafına dönerek Kutay'la yüz yüze geldiğinde.
"Efendim?"
"Geleceğini bilmiyordum bu gece." dedi sırıtarak kızı baştan aşağı süzdüğünde. "Haberim olsaydı senin için önlerden masa ayırtırdım. Neden söylemedin bana?"
"Pardon?" demişti Asi adamın bu samimi tavrı karşısında tek kaşını kaldırırken. Birkaç kez adam yerine koyup muhatap oldu diye kendisini ne sanıyordu bu adam böyle? "Neden sana söyleyeyim ki gelip gelmeyeceğimi? Ayrıca bana masa ayırmana da gerek yok. Gördüğün gibi ben halimden gayet memnunum."
"Bu gece de yine sert kızsın, anlaşıldı." dedi yandan bir gülümseme ile kıza bakarken. Hiç de istifini bozmuyordu doğrusu. Sinir bozucuydu bu tavırları. "Ama buna gerek yok. Biliyorsun, birlikte iki hafta boyunca tiyatro oyununda yer alacağız."