Bütün gece boyunca bir damla bile uyumamıştı.
Alaz, yatağına uzanmış ve gözlerini karanlık gecede tavana dikerek allak bullak olmuş bir halde öylece nefes alıp veriyordu. İçinden yükselen hislerin yoğunluğu ile durmaksızın kahkahalarla gülmek istiyor ve yatakta salak salak kıpırdanıp sonra yine sakinleşiyordu.
"Kalan aklın da gitti oğlum Alaz." diye mırıldandı yüzündeki kocaman gülümseme bir anda ortaya çıktığında. "Ne yapacaksın acaba şimdi?"
Alaz yatakta sağ tarafına dönmüş ve sonrasında da elini durmaksızın mutlulukla çarpan kalbinin üzerine koymuştu. İçi içine sığmıyor ve dudaklarındaki o muhteşem tadı da unutamıyordu. Bu kez mutlulukla çırpınarak sol tarafına doğru döndüğünde ise beynine dolan son anıların içinde bir kez daha kaybolmuştu.
Asi'nin dudakları dudaklarına değdiği anda mantıklı düşünmesini sağlayan sağduyulu tüm hücreler anında onu terk etmiş ve geriye sadece arzularına göre hareket eden açgözlü, bencil ve son derece terbiyesiz olanları kalmıştı. Alaz kızın ensesini sıkıca kendisine bastırıp öpücüğü derinleştirdiği anda tüm bu hücreler keyiften dört köşe bir hal almış ve Alaz'ın içinde yayılan karşı konulamaz bir havai fişek hissine neden olmuşlardı.
Alaz hiçbir zaman erdemli bir adam olmamıştı. Bunu yapabilmek için bir hayli umursamaz ve bencildi. Kendisini bildi bileli zevklerine göre hareket etmiş ve bundan da bir an bile gocunmamıştı. Ama son beş yıldır bunun aksine yaşıyordu. Erdemli bir insan olmak için sonsuz bir çaba gösteriyor ve şeytanlarını da dizginliyordu. Tabi şeytanları Asi'yi görür görmez başına musallat olduğunda, bunu kızın yanında yapması da zorlaşmıştı. Hele ki Asi dudaklarını ona bastırıyorsa, Alaz erdemli olmayı anında s.ktir edebilirdi. Ki etmişti de.. Zira o anda Asi'yi öpmek ona karakterli olmaktan daha cazip gelmişti.
Kızın sarhoş olduğunun son derece farkındaydı. Ve onu öpmesinin yanlış olduğunun da.. Ama o zaafları olan bir adamdı. Bu nedenle de birkaç dakikalığına dürüstlük timsali Alaz'a veda etmiş ve eski Alaz'ın onu ele geçirmesine izin vermişti. Yarın kaldığı yerden yeni sürüm Alaz'a geçiş yapabilirdi ne de olsa.
Ensesinden tutup kendisine durmaksızın bastırdığı kıza hiçbir alan tanımamıştı. Aralarında oluşabilecek bir milim hava boşluğuna bile tahammülü yoktu. O kadar uzun zamandır onu öpmeyi hayal ediyordu ki, bir anda bu gerçekleşen hayali nedeniyle bulutların üzerine tırmanmıştı. İlk kez öpüyordu Asi'yi.. Ve bu ilk ona iliklerine kadar yaşadığını hissettirmişti. Hayat ne kadar güzeldi. Yaşamak ne keyifliydi. Her şey toz pembeye bürünmüştü bir anda gözlerinde. Sanki olması gereken şey başından beri buydu. Bunun için dünyaya gelmişlerdi. Birbirlerinin dudaklarında kaybolup, birbirlerine nefes olmak için..
Alaz kendi içinde yeni ve eski Alaz çatışması yaşarken, kız bu kez onu kendisine çektiği gibi geriye doğru ittiğinde, artık onu bırakması gerektiğinin farkındaydı. Fakat kızı sımsıkı kendisine doğru bastıran elleri beyninin verdiği komutları algılamıyor gibiydi. Alaz o sırada beyniyle hareket etmediğini en iyi bilen kişi olduğu için de bu durumu pek de yadırgamamıştı. Ama artık geri çekilme ve gerçek dünyaya dönme vaktiydi.
Asi'nin omzunu tutan eli onu kendisinden uzaklaştırmak için bir kez daha ittirdiğinde, mesajı alıp zerre kadar istemese bile anında geri çekilmişti. Şimdi ikisi de nefes nefese kalmış bir halde burun buruna duruyorlardı. Asi'nin gözleri sımsıkı kapalıydı ve Alaz'ın gözleri ise onun tam tersi şekilde sonuna kadar açılmıştı. Ne yaptığının farkındaydı ve bunun olası sonuçlarını saniyenin onda birinde düşünürken, küçük bir panik atağın da kapıda olduğunu fark etmesi için dahi olmasına gerek yoktu.