VIII

8.7K 612 59
                                    

"Nasıl bir adam oldun sen! Ne konuşmasını bilirsin ne susmasını! Aileni bile koruyamadın! Rezil herif!"

Banu Hanım, Balım'ı bıraktıkları o andan itibaren hiç susmadan tekrar ediyordu bu lafları. İçindeki pişmanlığı ve öfkeyi bu şekilde dışarıya atıyordu. Balım'ın yokluğunda uğraşacağı tek şey kocası Salim Bey olmuş ve bunu da hakkı ile yerine getiriyordu. 

Ancak Balım'ın sabrı bulunmayan Salim Bey de patlama noktasına gelmişti. Balım'ın 17 senedir katlandığı bu kadına Salim bey bir hafta bile dayanamamıştı. 

"Sus artık! Sus be kadın! Ne anlatıyorsun sen! Kimin yüzünden bu haldeyiz şu anda!"

Banu Hanım abartı şaşkınlığı ile elindeki tabakları çarparcasına masaya bırakıp ellerini beline attı.

"Ne demek istiyorsun sen? Benim suçum mu tüm bunlar!"

Salim Bey oturduğu sandalyesinden ters bakışlarını sürdürdü. 

"Yalan mı? Kaçmamız senin fikrin değil miydi? Sana o kızı yanımıza almayalım demedim mi? Bizi bulanlar da senin oğulların değil miydi?"

"Balım senin kızın! Nasıl bunu söyleyebilirsin?"

"O kız yüzünden bütün hayatımız mahvoldu! Onun yüzünden kaçtık! Onun yüzünden oğullarımı ardımda bıraktım ben! Onun yüzünden tüm varlığımızı kaybettik! Şu hale bak!"

Diyerek etrafını gösterdi Salim Bey. Çatlak camları, tahta zemini, küflenmeye yüz tutmuş mobilyaları. 

"Oğulların ve malın çok değerliyse kaçmasaydın o zaman! Sanki ben senin kafana silah dayadım."

"Aramızdaki ilişkiyi herkese açıklayacağını söyledin. Bunun da silahtan pek farkı yoktu. Sen bunu açıklasaydın bu sefer Aytaç gelip başıma bela olacaktı. Sonra kuralları çiğnediğimiz için kurul..."

Ancak Salim farkındaydı ki Kurul onu şu an bulsa şu an da sağ çıkartmazdı. Kurulun kuralları ve cezaları kesindi. 

1- İhanet hiçbir nedenle yapılamaz, hiçbir koşulda asla affedilmez.

Bu kural, Kurul içindeki ailelerin hem birbirlerine hem de aile içindeki huzurlarına yönelik bir kuraldı. Kurul içindeki hiçbir aile birbirine hiçbir şekilde ve koşulda ihanet edemezdi. Kural açık ve net bir şekilde belliydi. Ancak Banu Akartuna ve Salim Hancı arasındaki bu yasak aşk hem iki ailenin birbirine karşı olan ihanetini hem de yasak aşkı yaşayan kişilerin kendi ailelerine karşı olan ihanetini içeriyordu. Her açıdan bir kural ihlaliydi. Kurul ise ihaneti asla affetmezdi.

Kurulda bir yönetici aile ve sekiz asil aile bulunurdu. Yönetici ve asillerin yanı sıra birkaç tanınmış iş adamı ve devlet adamı da kurulda mevcuttu. Yönetici, asil ailelerin oyu ile seçilir ve başlıca görevi kurul içindeki düzeni ve uyumu sağlamak olurdu. Senelerdir tek bir aile seçilirdi düzeni sağlamak için. Asil ailelerin güvenini sağlam bir şekilde kazanmış tek bir aile. Yavuzoğlu Ailesi. Bu günlerde Yavuzoğlu ailesinin başında da Uygar Yavuzoğlu bulunuyordu. 

Uygar Yavuzoğlu, senelerdir kurulun içinde gelişip büyüyen ihanet zincirini özenle takip ediyordu. Hancı ailesinin ve Akartuna ailesinin arasındaki husumet ve hassas durum küçüklüğünden beri kurulun gündemindeydi. Babası yönetimde iken Salim Hancı'nın aranmasında Akartuna ailesine yardımcı olmuş ve tüm desteğini Akartuna ailesi ve geride kalan Hancı ailesine vermişti. Ancak kuruldan nasıl saklanacağını iyi bilen Salim Hancı onları başarılı bir şekilde atlatmıştı. Ta ki Yağız Hancı'dan Salim Hancı'yı bulduğuna dair haber gelene kadar. 

Kayıp ParçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin