"Abi! Bak ne buldum! Bak abi!"
Elindeki sarı çiçek ile paytak adımlarla koşturuyordu minik kız. Henüz dört yaşına basmamıştı ancak dört yaşına günler kalmıştı. Yaşıtlarına göre bir tık kısaydı.
Simsiyah ve kıvırcık saçları o koştukça yukarı aşağı hareketleniyor, zaman zaman ise kızın yüzüne düşüyordu.
Tek elinde çiçek olan minik kız diğer eli ile yüzüne düşen bu saçları yüzünden çekmeye çalışıyordu koşmaya devam ederken. Ağzından çıkan neşeli kelimeler ile abisine koşmaya devam etti.
"Abi, bak!"
Atahan, okuldan henüz dönmüştü. 14 yaşındaydı ve liseye gidiyordu. Yaşıtlarına göre ağırbaşlı ve sakin bir yapısı vardı Atahan'ın. Bu nedenle pek arkadaşı yoktu. Açıkçası arkadaşa ihtiyaç da duymuyordu. Kalabalık bir ailesi vardı Atahan'ın. Kardeşleri ile olan ilişkileri ona yetiyordu. Özellikle de en küçük kardeşi. Tek kız kardeşi...
Atahan, kendisine hızla yaklaşmakta olan kardeşini görür görmez ona doğru hareketlendi ve onu kollarına alarak karşıladı.
"Ne buldun bakalım, abim?"
Abisinin kucağına keyifle yerleşen minik kız elindeki çiçeği abisinin gözünün önüne getirdi.
"Bak abi! Sarı çiçek."
Atahan, kardeşinin yüzünden saçlarını çekti önce. 'Bahçede toprakla oynarken umarım tadına da bakmamıştır' diye geçirdi içinden. Zira kızın ağzının kenarlarına topraklar mevcuttu.
Atahan elinin tersiyle minik kızın yüzündeki toprakları da temizledi ve çiçeğe baktı.
"Evet sarı çiçek. Çok güzel değil mi?"
Kız kafasını saklarken çiçeğe daha dikkatli bakıyordu. Abisinin kucağından ise inmeye tenezzül bile etmedi.
Atahan küçük kızın saçları ile oynarken yanağına kocaman bir öpücük bırakmayı da ihmal etmedi.
"Benim çiçeğim daha güzel."
Onlar kucak kucağa koltukta oturup çiçek üzerinden konuşurlarken ikizler de okuldan dönmüşlerdi.
Ayaz ve Aras, çantalarını birer köşeye savurup koltukta oturan abileri ve minik kardeşlerinin yanına gittiler.
Küçük kız diğer iki abisini görünce heyecanla onlara da elindeki çiçeği gösterdi.
Hepsi ilgi ile çiçeği inceleyip küçük kızın sohbetine eşlik ettiler.
Birkaç dakika sonra evin kapısı tekrardan açıldı. Aynı okula giden diğer iki abisi de eve giriş yapmıştı küçük kızın. Alp, ilkokula daha yeni başlamıştı. Abisi Alperen ile aynı okula gidiyorlardı. Alperen ise henüz dördüncü sınıftaydı. Kardeşine okula alışma sürecinde yardımcı oluyor ve abilik yaparak onu koruyordu. Bunu yaparken de kendi ile çok gurur duyuyordu Alperen.
Tüm kardeşler çantalarını bir köşeye savurup başka yere sapmadan salonda toplanmışlardı. En büyükten en küçüğe.
En büyük abi Atahan, kardeşlerine tek tek günlerinin nasıl geçtiğini, neler yaptıklarını, sorun olup olmadığını soruyordu. Sıra küçük kıza gelmişti.
Kucağına oturan kız kardeşinin saçlarını okşadı önce.
"Benim Balım. Sen neler yaptın bakalım bugün? Anne ve baba nerede? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Parça
General FictionBalım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti. Peki neden annesinin hatalarını ailesinden uzaklaşmak zorunda bırakılarak Balım ödüyordu?