"Balım."
Ses vermeden camdan bakmaya devam ettim.
"Balım?"
Gözlerimle yanımızdan geçen kırmızı arabayı takip ettim.
"Bal kızım? Gerçekten konuşmayacak mısın benimle?"
Gözlerimi dikiz aynasından araba kullanan Atahan'a çevirdim.
"Bir şey mi dedin?" Diye sordum umursamazca.
"Hayır ne yaptığımı anlamıyorum ki! Konuşalım diyorum ona da yanaşmıyorsun." Diyerek yakındı.
Gözlerimi devirerek tekrardan cama döndüm.
"Yola çıktığımızdan beri bunu tekrarlayıp duruyorsun Atahan. Ayaz'ın arabasına mı binmeliydim?"
Gerginlikle dudaklarını dişlerken sinirle güldü.
"Atahan. Abi değiliz çünkü biz!"
"Asıl ben Ayaz abimin arabasına binmeliydim. Şimdi imdat deyip atlayacağım arabadan." Diyerek mırıldandı Alp.
"Aaaa olur mu Alp! Miray kahrolur sonra abi tayfasından birini göremezse." Diyerek Alp'e de sataştım.
Alp oturduğu yolcu koltuğundan arkasına dönüp avel avel bakıp bambaşka bir yerden cevap verdi.
"Ben Miray'ın abisi değilim ki. Biz aynı yaştayız."
"İyi Alp atlayabilirsin o zaman! Allah Allaaah!" Diyerek kollarımı bağladım.
Yaklaşık on dakika sonra araba yavaşlayıp durduğunda diğerlerinin inmesini beklemeden indim arabadan. Yabancısı olduğum bu mekanda kuyruğu dik tutmak zor olacaktı. Sosyal anksiyetem ve ben olabildiğince gergindik.
Yanıma ilk varan Alperen olmuştu. Yalan yoktu. Alperen'in koca cüssesinin yanında kendimi aşırı güvenli hissediyordum. Tersliğimi hiç bozmadan konuştum.
"Sana zahmet olacak ama bugün yanımdan ayrılmazsan sevinirim. Yeni insanlar beni geriyor."
Alperen korkutucu cüssesine tez olarak minnoş bir şaşkınlıkla baktı bana.
"O neden Balım? Neden zahmet olsun? Ayrıca ben ne zaman ayrılmışım senin yanından?"
Gözlerimi devirdim ve yine içime kaçan sesimle cevap verdim.
"Bilemem artık, bazen kendimi hatırlatmak için size uyarı geçmem gerekiyor. O yüzden ben önden uyarımı yapayım da..."
Diğerleri de yanımızda toplanınca ön kapıya doğru ilerlerik. Bize kapıyı eşofmanlar içindeki Kahraman açmıştı. Onu ilk defa resmi kıyafet dışında görüyordum ve bu bir tık tuhafıma gitmişti. Yapılı vücudu ve eşofman takımı ile Instagramdaki bodycilere benziyordu. Karakterine o kadar tersti ki bu düşüncem ister istemez gülümsedim.
Herkesle selamlaşmış ve sıra bana gelmişti. Gözleri ilk önce saçlarımda dolandı. Gelecek olanı anlayıp sessizce konuştum.
"Lütfen sen de saçlarım ile ilgili bir yorum yapma. Sabahtan beri yeterince duydum zaten."
Bu tepkime güldü.
"Hoş geldin."
"Hoşbuldum. "
Yanımda beliren Atahanı es geçip Alperen'in yanına ilerledim. Bu günü de bir an önce bitirmek umudu ile bahçeye adım atarken Miray'ın o cıvıltılı sesi doldurdu kulaklarımı.
"Ay hoş geldiniz! Tam zamanında! Hadi hemen masaya gelin. Kahvaltı hazır."
Herkes masaya ilerlerken elimden tutulup masanın bir köşesine çekilmeye başladım. Bunu yapan Atahandı. Önce beni bir yere oturtmuş daha sonra kendisi yanıma oturmuştu. Karşıma Aras, Alp ve Alperen dizilirken Atahan'ın yanında Miray benim yanımda ise Ayaz yerini almıştı. Kahramana ise oturacak tek yer olarak Arasın yanı, Mirayın karşısı kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Parça
General FictionBalım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti. Peki neden annesinin hatalarını ailesinden uzaklaşmak zorunda bırakılarak Balım ödüyordu?