XXIII

520 151 54
                                    

Atahan abim öğlene doğru uyanmıştı. O uyurken Kahraman ve Uygar Beyin geldiğini abime anlatmış ve Uygar Beyin getirdiği tişört ile üstünü değiştirmesine yardım etmiştim. Bizi hastaneden almaya ise Aras abim gelmişti.

Uykumun geldiğini hissediyordum. Ancak gün içinde uyumak istemezdim. Bu nedenle kendimi zorlayarak ve kahveye yüklenerek ayakta kalmaya çabalıyordum.

Eve döndüğümüzde de Atahan abimin yanından ayrılmak istememiş ve sürekli onun peşinde dolaşmıştım.

Saatler 18:30 u gösteriliyordu artık. Atahan abim odasında dinleniyor, ben de ağrı kesici ilacını vermek için onun yanına gidiyordum. Kapıyı çalmak için elimi kaldırmıştım ki içeriden gelen konuşma sesi ile duraksadım.

Yalnızca abimin sesi vardı, telefon ile konuşuyor olmalıydı. Boğuk gelen sesten kelimeler anlaşılmıyordu ancak kulaklarım tek bir cümleyi çok net seçti.

"....Seni Seviyorum..."

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken ses çıkarmamak için ellerimi ağzıma kapadım.

Vücudumda ve beyninde alarm veren kıskançlık ve utanç her yanımı sardı. Resmen durmuş kapı dinliyordum. Ne kadar ayıptı. Ama kiminle konuşuyordu ki abim? Daha da önemlisi ABİM KİMİ SEVİYORDU?

Derin bir nefes alıp silkelendim. Duyduğumu belli etmemeliydim. Ama kiminle konuştuğunu da deli gibi merak ediyordum.

Çok oyalanmayıp kapıyı tıkladım ve cevap vermesini beklemeden içeriye girdim.

Tam bu sırada abim telefonu kulağından çekip kapatmıştı. Gülümsedim.

"İlacını getirmiştim abim. Müsait değilsen çıkayım. Biriyle mi konuşuyordun?"

Sıcak tebessümünü sundu bana abim.

"Teşekkür ederim güzelim. Bir arkadaşım aradı da, yaralandığımı duymuş."

İlacını ve suyu abime uzatırken konuştum.

"Arkadaşını tanıyor muyum?"

Suyu içerken duraksadı.

"Zannetmiyorum."

Omuz silktim.

"Zaten bir avuç insandan fazlasını tanımıyorum." Sonra göz ucuyla abime bakıp devam ettim. "Belki bir gün beni tanıştırırsın arkadaşlarınla."

Saçımı karıştırıp göz kırptı bana. Ne demekti bu? Evet? Hayır?

Abimin ağzından laf alamama ın verdiği hüsran ile ayaklarımı sürüye sürüye Alp Abimin odasına girdim.

Alp abim yatakta uzanmış, kucağındaki bilgisayarı ile ilgileniyordu. Beni görünce yarımca gülümsedi.

"Balım? İyi misin abim?"

Yüzümün asıklığını kast ediyordu.

Omuz silktim ve yanına gidip yatağın diğer tarafına uzandım. Başım abimin omzuna kayarken bilgisayarda ne yaptığına baktım.

"Meşgul müsün? Seni engelliyorsam gidebilirim."

"Sorun değil. Mezuniyet tezim ile uğraşıyorum."

"Dönemin daha yeni başlamadı mı?"

"Öyle. Ama erken kalkan yol alır değil mi?"

"Vay be! Ne kadar sorumluluk sahibi bir beysin. Etkilendim."

Caka satarak saçlarını taradı parmaklarıyla.

"Biraz da bu taraftan övsene beni."

Yarımca güldüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 7 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kayıp ParçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin