Deha Façalı
Su isteğiyle gözlerimi açtım, anlımda bi bez hissettiğimdeyse dün gece aklıma geldi. Boğazımda ki yanmaya bakarsak yine şifayı kapmışım. Yana baktığımda uyuyan Zait Bey ile denk geldim, resmen başımda beklemiş. Benimle kalmışlar, çoğul eki kullanıyorum çünkü odada bulunan büyük koltukta da abiler vardı. Masada su fark edince doğrulmaya çalıştım, birkaç uğraşla doğruldum. Ayaklarım yere basınca irkildim, terliğime basmışım. Bende diyorum yumuşak yumuşak neye bastım. Neyse yataktan destek alıp kalktığımda ufaktan başım dönünce geri düştüm. Bu hareketle Zait Bey uyanmış olsa gerek hemen "Oğlum" diyip yanıma yaklaştı, diğerleri hâlâ uyuyordu.
Anlımda ki bez yere düşmüş yeni fark ettim, o an Zait Bey ne isteğimi sordu. Su diyince kendisi kalkıp bardağa su koymaya başladı, bir süre sonra içmeme yardımcı olmuştu. Içim kurumuş resmen, boğazım yanıyor. Suyla azda olsun kendimi rahatlamış hissettim, Zait Bey boş bardağı geri koyarak "Tuvalet ihtiyacın var mı?" diyince başımı iki yana salladım. Bunun üzerine ateşime baktı, birden kaşlarını çatarak "Hâlâ ateşin var, istersen bi duş al." demişti.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?" dedi saçlarımı düzelterek, saçım hâlâ nemliydi. Dediği doğruydu, duşa ihtiyacım var. "Yanımdasın diye..." dedim sesimi ben bile zor duyarken ama o duymuş gibiydi.
"Babanım elbette başında duracağım, hadi kalkta bi duşa gir. Bende sana giysi ayarlayayım, hadi aslan parçam." diyerek kalkmaya yardımcı oldu, başım dönünce istemsizce ona tutundum. O ise sakince "Tamam birşey yok, iyisin." dedi.
☆☆☆☆☆
Duştan sonra rahatlamıştım, abilerde bir zaman sonra sese uyanmıştı. El üstünde filan tutuyorlar ve bu çok güzel hissettiriyor, kendimi azda olsun değerli hissediyorum. Diyar abi ateşim düştüğünü söylese de tekrardan ıslak bez koymayı ihmal etmemişti. Bu arada babamın hamarat olduğunu öğrendim. Bana çorba pişirip getirdi hatta çorbayla beraber bol limonlu salata da getirmişti. Onları yedikten sonra Diyar abi ilaç içirmişti, anlayacağınız bolca ilgi gördüm. Annemden sonra birisi ilk defa bu denli ilgi gösterince garip hissettim.
Saat 8 yeni olmuştu, bu nedenle hepsi kahvaltıyı yapmaya gitmişlerdi. Ama nedense Devran abi hâlâ benimleydi, nedenini çokta merak ediyordum.
"Kahvaltı etmeyecek misin?"
"Sen beni merak etme küçüğüm, ben sonra da yerim." dedi saçlarımı karıştırarak, buram buram kokusu burnuma doluyor. Sessizce durdum, gitmek istemezse kovmazdım. Kalsın zaten bana zararı yok.
"Askılığı takalım mı?" diye sorunca olumlu yönde baş salladım, bunun üzerine yerinde doğrulup masada ki askılığı aldı ve nazikçe koluma takmaya başladı. Bu şeyi bir süre takmam gerekiyordu, o an okula gitmem gerektiğini fark ettim. Ama halimde yoktu.
"Okula gidecek miyim?"
"Evet küçüğüm ama bugün değil çünkü çok hastasın."
"Ya sen? Işe gidecek misin?" dedim merakla, sorumla tebessüm ederek askılığı son defa düzeltti ve az önce ki gibi yatak başlığına yaslandı.
"Gideyim mi?"
"Işin vardır."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Etkisi
ChickLitBirgün sende mutlu olup geleceğini planlayacaksın, ailenle ömür boyu mutlu olacaksın.... Mesela yani...