12

885 76 28
                                    

Günler Sonra

  Deha ordan kurtulmuştu, dünde yetimhane müdürünü hapse tıkmışlardı. Yıllarca uğraşsa bile o heriften kurtulamazken bu defa kurtulmuştu. Psikolog ile de yolları ayırmıştı, ona ne olacak umrunda değildi. Ama hâlâ şikâyeti arkasındaydı, bu nedenle psikolog Gökmen Beyoğlu bu davadan kurtulmak için ona para bile teklif etmeyi planlıyordu. Önlerinde bir mahkeme olacaktı ama o kabul edemiyordu, sonunda belaya batmak gibi bir isteği yoktu.

Genç adam evinin salonunda oturmuş tek başına çizgi film izliyordu, hafta sonuydu. Memlekete gidecek aile bireyleriyse dün veda edip gitmişti. Şuan saat sabah 7 idi, tahminen ailesi az sonra uyanırdı. Onlar kalkana kadar tek başına kalmak istiyordu, yaşananları düşünüyordu. Yaraları pansuman edilmişti, artık abisi sırtıyla da ilgileniyordu. Ama her pansuman sonu gözleri yaşlı oluyordu, Deha abisini ağlarken görmek istemiyordu. Onun yüzünden ağlaması zoruna gidiyordu, kalbi acıyordu.

8.10...:
Zait Façalı!

  Yine salonda çizgi film izliyordu yada uyuyordu. Koltuğa yaslanmış hâldeydi, arkasındaydık. Yanımda Devran vardı, yavaşça arkadan beri kardeşine eğilip uyuyup uyumadığını kontrol etti.

"Uyuyor baba, uyandırmasak mı?"

Dedi kardeşinin yanağından öperek, yanlarına varıp baktığım sırada Deha'm ela gözlerini aralamıştı. Uykuluydu, tahminen şuan nerede olduğunu algılamaya çalışıyordu.

"Günaydın aslanım."

"Günaydın." dedi mırıldanarak, o an Devran televizyonu kapatıp "Hadi toparlanda kahvaltı edelim. Hem kalkta bi elini yüzünü yika, uykun açılır." dedi. Deha'm dağılmış saçlarını düzelterek yerinden kalkmıştı, hafif sendeler gibi olunca koluna girdim, hâlâ uykuluydu.

"Seni en iyisi ben götüreyim."

Biz salondan çıkarken Devran yemek salonuna gideceğini diyip yanımızdan erkenden ayrıldı. Bense küçük oğlumu alıp en yakın lavaboya yönlendirdim. Sessizce giderken birden bire "Kedi alacak mıyız?" diye sordu. Sahi sabah sabah aklına nerden geldi?

"Alacağız ela gözlüm, hem biraz ailecek gezeriz."

"Lunaparka gidelim mi? Ben hiç lunaparka gitmedim." dedi tatlı bi sesle, çocuğum eksik büyümüştü. Kimse onu doğru düzgün sevmemişti, istememişti ve bu davranışlarından belliydi. Onu bir tek rahmetli üvey annesi sevmişti, Deha'm bir tek onu iyiliğine anıyordu.

"Gideriz yavrum, sen yeter ki iste..."

☆☆☆☆☆☆

    Şimdi ailemle kahvaltı ediyordum, artık eskisi gibi kalabalık değiliz. Memleketten gelenler geri dönmüştü, acaba Deha'm memleketi görmek ister miydi? Sorup öğrensem mi? O anda lafa giren hatun'um oldu, benim merak ettiğim soruyu sordu. Acaba aklımı mı okuyor? Ben ona yandan yandan bakarken onun tek ilgisi oğlumuzdu.

"Deha'cığım sende Adana'ya gitmek ister misin?"

"Olur gideriz."

"Ciddi misin? Gidelim mi?" dedim hemen, doğal olarak bu kadar hızlı kabul etmesini beklemiyordum.

Sorularımla beraber derince iç çekerek "Evet gideriz ama erken olmasın, sınava az kaldı. Zaten çok şey oldu diye boşladım, bari sınav zamanına kadar çalışayım sonra gideriz." dedi, haklıydı dersler daha önemliydi.

Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin