26

309 27 21
                                    

Zaman atlaması/
Façalı Villası..

   Genç adam eve gelince yatmıştı, aileyse kendi arasında sohbet ediyordu. Konu Deha idi, her biri onun için endişe duyuyordu. Gerçi bu çok normaldi, genç adamın yaşantısı hiç olay değildi. Hiç derdi yok gibi birde medivenden düşmüştü, ölebilirdi ama yaşıyordu. Şans ondan yanaydı.

Alparslan Bey sıkıntılı bi nefes bırakıp "Bence Ateş ile olan seanslarında başı şeyleri anlatmıyor." dedi mırıldanarak, yeğeni için korkuyordu. Yazgı hanım oğullarının değerini bilemese bile o yeğenlerini çok seviyordu, her biri onun için çok değerliydi.

Aile bireyleri sözlerine hak ediyordu, doğru diyordu. Deha kendini tam olarak açmıyordu, aileye güveniyordu. Hepsini seviyordu ama dert yanarken fazla zordu, dert yanmaktan çekiniyor gibiydi. 'Sadece kendine ağlamak' gibi hatası vardı, bu hata onu yavaş yavaş bitiriyordu. Meriç suskundu, geldiğinden beri öylece kardeşi gelecek diye bekliyordu. Ama ne kadar saat geçerse geçsin gelmiyordu, bu nedenle pes ederek ayağa kalkınca aile ilgiyle ona baktı.

"Deha'nın yanına gideceğim,"

"Uyumuştur." dedi amcası Tufan Bey, burukça gülümseyip "Ses etmem, rahatsız olmaz benim ela gözlüm." diyip ordan ayrıldı, ne derlerse desin kardeşinden uzak duramıyordu. Seviyordu, bazen her anında yanında olabilmek istiyordu.

●●●●

"Abi."

"Benim uyu, birşey yok."

Dedi kardeşinin saçlarını severek, uykulu sesiyle abi deyişi çok masumdu. Saçı başı dağılmış haldeydi, şirindi. Meriç eliyle hafif düzeltip "Iyi uykular oğlum." dedi, sesi fazla sakindi. O an Deha birşey mırıldansa bile sonradan uykusuna devam etti. Şuan uyku gözüne en tatlı şey olarak geliyordu, kendi isteğiyle uyanana kadar keyifle uyumak istiyordu.

Üstü açıktı ama kapatmaya da gerek yoktu çünkü hava sıcaktı.  Deha bu havaları anlanıyordu, durmadan bi yağmurlu - bi güneşli oluyordu. Bugünkü sıcaksa biraz bunaltıcıydı.

Zaman atlaması

Deha Façalı

   Uyurken terlemiş olduğum için duş aldım, çok uyumuşum. Çoktan akşam yemeği saati gelmiş hatta hava kararmıştı. Bazen akşam 8 olurdu ama hava hemen kararmazdı, bende akşam olduğunu fark edemez sokakta gezer dururdum. Tabi birçok kez yetimhaneye geç kalma yüzünden sokakta kalmıştım.

Sokaklar tehlikeliydi, özellikle ıssız yerlerde ve saat çok geç yada erkense feci hâlde tehlikeliydi. Çünkü o saatlerde oralara serseriler tünerdi. Benim bile birçok kez yolumu kesenler olmuştu, ilk zamanlarda korksamda zamanla alıştım. Alışmam lazımdı çünkü kimsem yoktu. Ardımda duracak bir babam yada abim yoktu, şimdiyse var.

Ha birde ben uyurken gelen abim yanımda uyuya kalmıştı. Meriç abim... Ben uyku haliyle sesini duydum sanarken cidden duymuşum. O cidden buradaydı, ben duşa girerken de en son uyuyordu. Şimdiyse odada yok, balkonda yok. Galiba aşağı indi, ne de olsa akşam yemeği saati geldi. Neyse bende ineyimde yemek yiyeyim, biraz acıktım. Ya acaba gece soğuk olur mu? Genelde öyle oluyor ama bugün bi şüphe duydum. Çünkü çok sıcak, belki milleti bunaltmaz ama ben bunaltım. Duş alana kadar saçlarım ıslaktı. Afedersiniz ama donuma kadar terlemiştim.

Merdivenleri inerken klimanın vurduğu serinlikle sesli şekilde ohh dememek için zor durdum. Inşallah yağmur yağarda şu sıcaklık geçer.

"Oğlum saçlarını neden kurutmadın?" diyen babamda benim gibi merdiven iniyordu, yaşına göre amma fit ha...

"Çok sıcak."

Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin