16

652 62 41
                                    

Deha Façalı

   Bir şeyle uzun süre bakışmam için o şeyin matematik olması lazım ve ben şuan matematik sınavındayım. Derslerim gayet iyiydi, kaç alırım bilmem ama düşük almam imkansız. Konumuza dönersek; dediğim gibi bakışmak önemli, bakışta ki anlam önemli ve ben bir soruya iğrenerek bakıyorum. Şuan son soruyla bakışıyorum. Diğerlerini az çok yapmıştım ama bu soru kazık gibiydi. Yontulmuş kazık, en önemlisi bu şey benim güzel kafama takıldı, yapmadan vermek istemiyorum. O sırada hoca sert sesiyle "Son 5 dk, isminizi yazmayı unutmayın. Özellikle de sen Deniz, en son unuttuydun." dedi.

Deniz adı gibiydi, masmavi gözleri sapsarı saçları olan cici bici bir kızdı. Yeni okulumda olmama rağmen onunla biraz yakın olmuştuk. Ama aramızda ki şey dostluk bağıydı, zaten ona diğer gözle bakmadım. Baksam... Ne zaman baksam ikiz kardeşiyle göz göze geliyorum ve bu çok garip, hayır yani neden ben onun erkek kardeşiyle bakışmak zorundayım ki? Niye lan? Belki ben kızla bakışmak istiyorum, ona ne? Ama yok kardeşi izin vermiyor, inadına benimle kendisi göz göze gelmek istiyor.

Deniz'e bakmamla yanında oturan ikiz kardeşiyle göz göze geldim, yine ve yine! Bu arada ikizinin adı Yadigar idi. Evet bu genç okulun ilk günü tanıştığım kişilerden birisi, aramız iyiydi. Ama Yadigar çok farklı bakıyordu, bakışları derin ve manalıydı. Kafamı karıştırıyordu, o an hoca yeniden konuşmuştu. Birden görüş açıma girmiş, yanımda durmuştu.

"Deha'cığım son soruyu yapmayacak mısın?"

Deha'cığım? Ne bu samimiyet la? Geri yaslanmamla Yadigar'ın sinirle elini yumruk yaptığını gördüm. Hey neye kızdı yoksa o da benim gibi son soruya takıldı?

"Cevap alamadım? Hem 2 dk kaldı." diyen hocayla yeniden adama baktım, kalıplı - sert bir adamdı ama bana gelince bi garipti. Neyse zaten mezun olmama ne kaldı, gideceğim.

"Yapamıyorum, bitti zaten..."

"Ama o soru kaldı."

"Sürede bitti, bazen olmaz." diyip kağıdımı verip çalan zille ordan ayrıldım, pezevek hem zor sormuş hemde cins cins davranıyor.

☆☆☆☆

  Diğer sınava kadar çardakla oturmayı tercih ettim, sigara içiyordum. O an okulun sahibinin oğlu Kayra Saruhan - Yadigar Aslanbey ve Deniz Aslanbey geldi. Aramız iyiydi ama sohbetimiz azdı, Yadigar elinde ki çaylardan birisini bana verip yanıma oturdu. Diğer yanıma da Deniz onun yanına da Kayra oturdu, noluyor be? Hepimiz oynayan yada dolaşan öğrencileri görebilirdik. Nedense fazla yakındık. Bi saniye ben birşey mi kaçırdım, noldu?

Dikkatimi dağıtan şey çalan telefonum oldu, sigaram bittiği için yere atıp ezdim ve telefonu çıkarıp arayana baktım. Siktir ya ben Altan'ı unuttum ya, 12'de benim edebiyat sınavım var. Evet sınav, hoca keyfi istedi diye bugün yapacakmış, sabah okula girmeden watsapp grubuna yazmıştı. Halbuki sınav normalde yarın olacaktı. Bende sınıfta görmüştüm, bu yüzden sınava kadar ders çalışırım diyordum. Iç çekerek aramayı cevapladım, kesin bana çok kızacak.

"Alo.."

"Geleceksin demi?"

"12'de sınavım var sonraya mı şey etsek?"

"Pekâlâ 4'e doğru gel, aksilik çıkması umrumda değil konuşmamız gerekiyor."

"Telefonda desen olmuyor mu? Gelemem belki.."

"Deha benimle oynama gel, konuşalım."

"Neden özellikle yüz yüze konuşmak istiyorsun?"

Kelebek EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin