44

133 12 50
                                    

İyi okumalarr💞 Oylamayı ve yorumlamayı unutmazsanız sevinirim <3

Günseli'den

Keskin bir soğukla baş başa kalmışım gibi hissediyorum. Fazlaca üşüyorum ama, bedenimin uyuşukluğundan mıdır nedir, gözlerimi açıp da etrafa bakamıyorum.

Ama çevremdeki sesleri duyabiliyorum. Bazen yabancı bir dilde konuşan insanlar, bazen bozuk Türkçeyle konuşan. Nefes alışverişlerim sıklaşıyor. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum ama, nafile.

Kalp atışlarım hızlanıyor, yine de gözlerimi açmaya zorluyorum kendimi. En sonunda başarıyorum, aralıyorum gözlerimi. İlk farkettiğim şey, ellerimin ve ayaklarımın kuvvetli bir halatla oturduğum sandalyeye bağlanmış olması.

Boğazımın kuruluğunu geçirmek için art arda yutkunuyorum ama sanırım saatlerdir boğazımdan bir damla su geçmediği için iğne batırılıyor gibi hissediyorum. Üstelik ağzım da bir bantla, kulağımın arkasına kadar bağlanmış. Saçım başım dağılmış.

Ben ben değilmişim gibi.

Kaldırdım en sonunda başımı önümden. Durduğum odaya şöyle baktım, hayvan bağlasanız durmazdı. Öyle bir pislik ve rutubet içindeydi ki. İçeriye sızan cılız güneş ışığı karşısında gözlerimi kısıyorum.

Odada büyük bir çelik kapı dışında, kırık, demirli bir cam, eski bir masa, masanın üzerinde bir parça ekmek ve su, yanında da somya bir yatak, bir de milattan önce kaldığını düşündüğüm bir battaniye vardı.

Soluduğum hava genzimi yaktı, öksüremedim. Hırıltılar boğma noktasına geldiğinde, çelik kapı büyük bir gürültüyle açıldı ve içeri uzun boylu, zayıf, sarı saçlı bir kadın girdi. Yavaş yavaş geldi. Dikildi önüme. Sinir bozucu bir edayla elini yüzüme yaklaştırıp bir anda sertçe çekti ağzımdaki bantı. "Ah!"

Dakikalardır öksürememenin verdiği hisle, boğazım yırtılırcasına öksürmeye başladım. Karşımdaki kadın bıkkınlıkla derin nefesler alıp verirken, elinin tersiyle yüzümü sıvazladı.

Başımı geri çektim hemen. "Ooo, asabiyiz demek ha. Severim asabi hemcinslerimi. Ama şanslarını zorlamadıkları sürece. Bilmem anlatabildim mi?"

Senin o sevginin de, şansının da...

"Dokunma bana!" Beklediğimden yüksek çıkmıştı sesim. Gözlerine yerleşen anlık siniri fark ettim.

Biraz daha dikkatli baktığımda, beynimdeki kötü anlar bir bir ben burdayım diyerek gün yüzüne çıktı. Selim yüzbaşı, suikast, Çelebi ustanın lokantası...

"Sen... Sen o'sun!" Korktuğumu sesime yansıtmamaya çalışıyordum ama başarılı olabiliyor muydum, orası koskocaman bir muammaydı.

"Kimmişim ben?"

"Selim yüzbaşıyı vurup ardından da beni yaralayan kadın!"

"Hafızan da kuvvetliymiş bayağı, tıp kazanıp doktor olmana şaşırmamak gerek."

"NASIL YAPTIN BUNU HA? NASIL? VİCDAN YOKSUNU İT!" Olabildiğince ileri atılıp sandalyeyi ilerleterek yüzüne tükürdüm karşımdaki insan müsveddesi kadının.

"EEH, ÇOK FAZLA OLDUN SEN AMA!" diyip sandalyenin ayağına kuvvetli bir tekme savurup beni duvara fırlatması bir oldu.

Sonrası şiddetli bir baş zonklaması ve derin bir uyku.

...

"Ne yaptın sen Lilith! Bize sağ lazım o. Çocuklarıma ulaşan yolda en önemli kozumuz."

Kalın bir ses, muhtemelen erkek sesi.

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin