9

565 35 134
                                    

İyi okumalarr💞 Multi 🔥

At kuyruğumu son kez aynaya bakarak düzeltirken, bir yandan da gözüm duvardaki saatteydi. Konferansa geç kalmamak için zamanla yarışıyordum resmen.

Krem rengi blazer ceketim içine ince siyah bir bluz giyerken, yine krem rengi kumaş pantolonumla kombinimi tamamlamıştım.

Kabanımı sırtıma geçirirken, çantamı omzuma taktım. Anahtarım cebimde mi diye kontrol ederken, kapıyı açtım ve stilettolarımı giydim. Bugün yüzümü kara çıkartmazlardı inşAllah.

Karşı dairenin kapısı açıldı ve orta yaşlarda bir kadın gözüktü.

Abimle annemleri almaya gidiyoruz. Ankara'dan geldiler.

Hifa'nın cümleleri aklıma gelirken, bu kadıncağızın Zeynep teyze olduğunu anladım.

"Zeynep teyze?" dedim gülümseyerek. Kafasını kaldırıp bana baktı. "Buyurun?"

E kadıncağız doğal olarak tanıyamamıştı beni. "Günseli, ben. Hifa'nın liseden arkadaşı."

"Hiii!" Selena'daki Müstesna teyze gibi kahkaha atarak elini ağzına kapattı. "Ayy Günseli, gel de bir sarılayım sana."

Küçük adımlarla karşısına giderek kollarımı hafiften ona doladım. Anında karşılık verdi ve sıkıca sarıldı bana. "Uzun zaman oldu görüşmeyeli, nasılsın?"

"İyiyim kızım, seni sormalı. Sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim, ne yapayım? Staj, okul uğraşıp duruyorum."

"Ne okuyordun kızım?"

"Tıp, son sınıf." Zeynep teyze eliyle ağzını kapattı ve gurur dolu gözlerle baktı bana. "Ay ne güzel, ne güzel. O beyaz önlük de bir yakışır ki sana."

Söyledikleri utanmama neden olurken, başımı hafiften öne eğip utangaç bir şekilde gülümsedim. "Sen nereye?"

"Burada bir halk pazarı varmış, oraya gidiyordum."

Telefonumun zil sesi konuşmayı bölerken, ekrandaki ismi görünce, Zeynep teyzeden müsaade istedim. "Daha çok görüşürüz inşAllah, benim konferansa yetişmem gerek."

"Hadi, git sen. Geç kalma." Gülümseyerek el salladık birbirimize. Aceleyle merdivenleri inerken, otobüsü kaçırmamış olmak için dua ediyordum.

...

"Vallahi daral geldi bana acilden."

Hafiften yönümü Batuhan'a dönüp fısıldadım. "Bana da ama, çaktırma."

Katıldığımız konferans, acil tıp konulu bir konferanstı. Sürekli saate bakıp, konferansın ne zaman biteceğini düşünüyordum. Nihayet dakikalar geçip konferans bittiğinde, herkes birer ikişer salondan çıkmaya başladı.

Batuhan'la vedalaşıp yönümü eve çevirirken, bugün boş olduğum ve annemi ziyarete gidebileceğim aklıma geldi.

Eve vardığımda, üstümü değiştirip, çantamı alarak tekrar çıktım. Mezarlığa geldiğimde, gelmeden önce aldığım çiçeklere baktım.

Annemin kabrine doğru ilerlerken, Cengiz'le olan ilk ziyaretimde gördüğümüz çocuk, yine oradaydı. Vakit kaybetmeden ve sessizce ilerledim, çocuk hâlâ toprakla uğraşıp mezarın üstünü otlardan temizliyordu.

"Ne yapıyorsun burada ufaklık?" Anında başını bana çevirip ayaklandı. "Ben... ben bir şey yapmıyordum." Durdu. "Gitmem lazım."

Tam tabanları yağlayıp uzaklaşacakken, nazikçe kolundan tutup durdurdum onu. "Benden korkmana gerek yok."

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin