19

460 27 176
                                    

İyi okumalarr💞

Hastaneye gitmek için hazırlandım, birazcık Hifa'lara uğrayıp Zeynep teyzelere güle güle diyecektim.

Kapımı kilitleyip duamı okurken, karşı daireye ilerleyip kapıyı çaldım. Bir süre sonra, Hifa açtı kapıyı. "Hoşgeldin."

"Hoş buldum." dedim gülümseyerek. Ayakkabılarımı çıkarıp hole bir adım atarken, Hifa omzumu patpatladı. "Annemler salonda."

Başımı sallayıp adımlarımı salona yönlendirirken, görüş açıma ilk olarak elinde gazetesiyle Atıf amca girdi. "Ooo, Günseli kızım." dedi coşkuyla. "Hoşgeldin."

"Hoşbuldum Atıf amca." Tebessüm edip elini öperek alnıma koydum. "Bahtiyar ol evladım."

"Ay, hoşgeldin yavrum." diyen Zeynep teyzenin de elini öpüp alnıma koydum. Elimi tuttu sıkıca güldü. "Hoşbuldum Zeynep teyze. Duydum ki, Ankara'ya dönüyormuşsunuz bugün. Gelip bir güle güle gidin demeyi istedim."

Zeynep teyzenin bakışlarının hedefi Atıf amca olurken, manidar bir gülüş belirdi dudaklarında. "Çok sağ ol kızım. Düşünmen yeter. Yolun Ankara'ya düşerse, mutlaka gel. Hatta Hifa, siz ara ara gelirseniz, Günseli kızım da müsait olursa onu da al gel."

Kıkırdadım. "İnşAlla-"

Lafımı kesen bir gürültü olurken, Zeynep teyze başını geriye atıp bıkkın bir sesle mırıldandı. "Bunlar güreşiyor mu gene Atıf?"

Aniden gelen gülme hissi ile elimi ağzıma kapattım. "Ya abi!" diyen Hifa'nın boğuk sesi ulaştı kulaklarıma. Birkaç dakika sonra da Cengiz ve Hifa göründü salonun girişinde. Cengiz sanki beni hiç görmemiş gibi şaşırmış, kaşlarını kaldırmıştı.

Üniformalı Cengiz de bir ayrı yakışıklı mı ne kız?

Sırası değil iç ses...

"Abim bana evde kaldın dedi!"

"Evet, dedim. Çünkü evde kaldın." dedi sinir bozucu bir gülümseme ile.

Pek evde kalmadı ama yine de sen bilirsin hayatım.

Salondaki herkes gülmeye başlarken, Hifa kimseden destek bulamamanın siniriyle, abisine baktı baktı...

Tek kaşını kaldırıp, bilmiş bilmiş gülümsedi.

Ben biliyordum bu gülümsemenin anlamını.

"Abimin konuştuğu bir kız var, biliyor musunuz?"

"NEY?" Zeynep teyze ve Atıf amca aynı anda konuşurken, nefes alıp vermeyi unutmuştum.

"Böyle, güzel mi güzel... Sırma saçlı, mavi gözlü... Pek de iyi, huyu suyu."

Alt dudağımı ısırırken, Cengiz de elini alnına vurmuştu. Bence Hifa ile uğraştığına bin pişman olmalıydı. Ki olmuştu da zaten.

"Üstelik," dedi Hifa. "Kendisi de, doktor."

Vay ben nerelere gidem anam bacım?

Gözlerim anında yuvalarından çıkacak gibi büyürken, elimi öne doğru savurup, dudaklarımı oynatarak 'Allah seni kahretmesin' dedim Hifa'ya. Kıkırdadı.

Benim ne suçum vardı yahu?

"Ayy," dedi Zeynep teyze, bana dönerek. Gerginlikten 32 diş sırıtıyordum, avuç içlerim terlemeye başlamıştı. Atıf amca da oturduğu yerden hafifçe öne çıkarken, gülümseyerek bakıyordu bana.

Zeynep teyze, anın şoku ile uygun kelimeyi bulamamış olacak ki, kaşlarını kaldırıp başını sağ omzuna doğru eğdi. Bu sefer gerçekten gülümseyip başımı ağır ağır aşağı yukarı sallarken, bir anda beni kendine çekip sarıldı.

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin