34

289 19 110
                                    

İyi okumalarr💞 Oylamayı ve yorumlamayı unutmayın.

"Batu, ya bu insanlar ingilizce bilmiyorsa? O zaman nasıl anlaşacağız?"

"E illaki ingilizce bilen bir insan evladı çıkar karşımıza Günseli. Çıkmazsa mükemmel italyancam ve ben ortama giriş yaparız."

İki buçuk saatlik uçuşumuzun ardından, nihayet Roma'ya iniş yapmıştık.

"Mükemmel italyancan ve sen mi?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Ne oldu, beğenemedin mi?" Valizlerimizi aldıktan sonra, devasa büyüklükteki havaalanının dış hatlar gelen yolcu terminaline ilerlemeye devam ettik.

"Beğenememek değil, şaşırdım. Ne ara söktün italyancayı?"

"Boşver orasını sen."

Dudaklarımı büzüp önüme dönerken, nihayet çıkışa gelmiştik. Bir taksi çevirip kalacağımız otelin adını verirken, taksici bize garip garip baktı.

"Bu dayı niye bize öyle bakıyor?"

"Valla ben de anlamadım Batu." Kısık sesle konuşurken dikiz aynasından şoför bey amcayla bakışmaya devam ettik.

En sonunda Batuhan dayanamayarak olaya el attı. "Pardon beyefendi, bize neden öyle baktığınızın sebebini sorabilir miyim?"

"Ne diyon hemşerim?" dedi taksici. Batuhan önce kaşlarını çattı, sonra gülümsedi. "Abi, Türk müsün?"

"Elhamdülillah aslanım."

Ben de elimi ağzıma kapatarak güldüm. İstanbul'dan kalkıp buraya gelmiştik ama şansa bakın, bindiğimiz taksinin şoförü de Türk çıkmıştı.

"Biz de Türk'üz. Az önce sana neden bize garip garip baktığınızı sordum da, özür dilerim."

"Estağfurullah aslanım, Türk müsünüz değil misiniz onu anlamaya çalışıyordum."

"Elhamdülillah abi." diyerek bende katıldım muhabbete. Otele kadar koyu bir sohbet muhabbet dönerken, taksici bey amcanın bütün hayatını öğrenmiş sayılırdık.

Taksi ücretini vermek için baya uzun bir süre cebelleşmemiz gerekmişti, ama yine de almamıştı Haydar amca.

"Esaslı adammış," derken valizinin çekçek kısmını açtı. Ben de aynı hareketi yaparken, otelin kapısından içeri bir adım attık.

Ben hayran hayran etrafı izleyip acaba orta çağdan kalma bir saraya mı geldik diye düşünürken, Batuhan dürttü beni. "Bitti mi otelle aşk yaşaman?"

Yüzümü buruşturup dil çıkardım. Resepsiyondaki hanımefendiye meramımızı anlattıktan sonra, oda anahtarlarımızı da alarak yukarı çıktık. Bugün yatıp dinlenecek, yarın da staja başlayacaktık.

"İyi iyi, odalar karşılıklıymış. Nasılsa eniştem seni bana emanet etti. Birbirinizi koruyup kollayın oralarda dedi."

"Ne?" dedim küçük bir kahkaha atarak. "Ciddi misin?"

"Tabii ki."

"İyi o zaman, biraz dinlenip aşağıya ineriz. Olur mu?"

"He ya, olur. Midem sırtıma yapıştı açlıktan."

Selçuk 3 bu da.

Odalara dağılırken, şöyle bir göz gezdirdim. Valla ne yalan söyleyeyim, güzel dekore edilmiş bir odaydı. Beyaz, mavi ve yeşil tonlarının birleşimi olan oda, hayli göz alıcıydı.

Cama ilerleyip perdeyi araladım ve dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Odam direkt Kolezyum'a bakıyordu. Hemen telefonumu elime alıp Batu'ya fotoğraf attım.

Gökyüzüm SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin