Ay oy ve yorumlar cok düsük sok icindeyim
Zafer
Berke dramatik bir şekilde çıktıktan yaklaşık yarım saniye sonra Aras gözlerini aralayıp arkasından baktı.
"Yiaa, aşk böcüşüme bak sen." diye cıvıldarken başını yana eğmişti. "Kesin başını belaya soktuğundan kaçıyor. Hep böyle fedakardı."
"Bayılmamış mıydın ya sen?" derken burnumu ovuşturdum. Şerefsiz fena yapıştırmıştı.
"Hareketi yeni öğrenmiş herhalde. Sadece birkaç saniye baygın kaldım." Ayağa fırlayıp üzerindeki tozu silkeledi. "Nasıl ayıldığımı anlamaz? Saftirik. Üstüne böcek, yani takip cihazı yerleştirdiğimi de anlamazsa gittiği yerde bulurum onu. Her şekilde çoktan elimde."
"Ne ara...?" Ona şaşkınca baktığım sırada kibirli bakışlarını fark edip ifadesizleştim. "Sakın kendini övme."
"Övülmeyecek gibi miyim?" İç geçirip duvara yaslandı. O garip, hastalıklı aşk ifadesi tüm yüzüne yayılırken dudağını ısırmıştı. "Hiç değişmemiş. Hala koşarak trafiğe atlamadan önce önüne geçip yere düşmesine sebep olduğum velet."
"Tanışma anınızın böyle kirli düşüncelerle dolu olduğunu bilse senden eskisi kadar hoşlanır mıydı acaba?" diye alay ettiğimde sinirlenerek bana baktı.
Karşınızda en yakın arkadaşım, Aras Şanlısoy. Onu anlatabilecek en iyi tamlamının 'Berke'nin Biricik Sevgilisi' olduğunu iddia etse de ben manyak demeyi tercih ederim. Tüm hayatını ve planlarını hem çocukluk arkadaşı hem de sevgilisi olan Berke'nin üstüne yapmış, onun terk edişiyle de hepsinin altında kalmıştı. Sonuç olarak aile şirketini bir kenara fırlatıp onun peşine düşmek için dedektif olmuştu.
Akıl sağlığı bazen endişelendiriyordu.
"Kafayı sıyırmışsın sen!" diye tıslarken damarlı ellerini kaldırdı. "Görüyor musun parmaklarımdaki kaderin kırmızı iplerini? Hepsini birden onun parmaklarına, hatta vücuduna doladım."
"Ee?" dedim bunun ardından ne gibi bir kudurukluğu çıkacak diye merak ederek.
"Yani, benden asla kaçamaz." Parmaklarını oynattı, deli gibi sırıttı. "Elimi çektiğim an kucağıma düşeceğinden emin olacağım."
Vücudumdan bir ürperti geçerken, "Yuh." diyen Çınar'a baktım. "Manyak mısın oğlum sen?"
"Günaydın." diye mırıldandım. "Yine de haddini fazla aşma. O benim-"
Bir rüzgar esti, Aras dibimizde bitti. Siyah gözlerini ürkütücü bir şekilde sevgilime dikerken tek kaşını kaldırmıştı. "Bu seni kaçıran eleman değil mi?"
Olayı açıklamayı bırak dudaklarımı bile aralayamadan Çınar merdivene düştü, bir an ne olduğunu anlayamadım.
"Böyle adam bayıltılır işte." Aras saçlarını geriye tarayıp Çınar'ı hoşnutsuz gözlerle süzdü. "Yanında konuşamazsın diye hallettim."
"... Az önce sakso çekmiştim o adama."
"Genital bölgesini kontrol ettin mi? Siğil falan..."
"Tabii ki ettim. Telefonundan hasta geçmişine de baktım." Çınar'ı doğrultup zar zor kucakladım. "Öf, hayvan gibi. "
"Şüpheli cinsel ilişki sonrası hastaneye gitmemiş de olabilir..."
"İlk ve tek ciddi ilişkisi benim." Dik dik ona baktım. "Hem, ne zamandır beri babamsın?"
"Pardon pardon." Ellerini kaldırıp teslim olmuş gibi yaptı. "Benim biricik Berke'm gibi çocukluktan beri dip dibe olup her şeyini bildiğim biri değil sonuçta."
"Aynen ya, her şeyini biliyormuşuz. Anne babasının varlığı bile yalan çıktı. Kimsesiz yetimin tekiymiş."
Üzüldüğünü fark edince kendime küfredip aptal bir sırıtma oturttum yüzüme. "AHAHA, HADİ EVE GİDERKEN ANLATAYIM. Bu arada aileme haber vermene gerek yok, en azından şu anlık."
Aras eve sürerken ona her şeyi anlattım. Çınar'ın beni kaçırışı, bir süredir birlikte yaşayışımız ve bana kesinlikle bir yanlışının olmadığı gerçeği.
"Buna stockholm sendromu deniyor." dedi Aras arabayı sağa döndürürken.
"Buna aşk deniyor, andaval."
Aras yandan bir bakış attı.
"Onu haklayacak haldeydim!" diye itiraz ettim. "İstediğim an öldürürüm. Beni öldürmemesi için suyuna gitmemi gerektirecek psikolojik bir alt sebebim yok."
Nedense bir 'hii' sesi duydum gibi ama arkama baktığımda Çınar hala baygın duruyordu, sadece ifadesi kabus görüyor gibi hafif gerilmişti. Aras sırıttı.
"Niye kaçırmış seni?"
"Çünkü aşkından ölüyormuş. O Yeliz denen kevaşeyle evlenmemi yüreği kaldıramayacaktı..." İç geçirip elimi kalbimin üstüne koydum. "Çok romantik. On sene sonra bunları çocuklarımıza anlatıyor olacağız."
"Yavaş git de o çocuklar götünde patlamasın."
"YOLARIM LAN SENİ."
Kahkaha attı. "Ad soyad, adres bilgisi ve tüm geçmiş dökümanı. Bunları onun telefonundaki e-devletten ve diğer sitelerden de kontrol etmişsin üstelik. Eğer sebep aşk değilse bunun aşka dönüşmesine izin verme, tamam mı?"
"O niyeymiş?"
"Çocuklarınız da onun gibi eksi IQ ile doğar."
Araba sürmeye devam etmese üstüne atlardım.
Aras tüm itirazlarıma rağmen ablamı ve dayımı aradı, onlara izimi bulduğunu ve güvende olduğumun teminatını verdi. Alıkonulmalık bir durum yoktu ve kılıma bile zarar gelse boynunu onlara sunacaktı. Ablamın gözyaşlarına boğulma sesini ve dayımın rahatlamasını duyunca ne kadar bencil olduğumu hissedip bunu yaptığı için derin bir minnet hissettim.
"AMA BELLİYDİ O KAŞŞMER KARIDAN KAÇTIĞI." diye bağırmıştı ablam telefonda. "HANGİ İNSAN ÖYLE BİR YERDEN ÇUVALLA KAÇIRILIR? ZAFER'İN HAYAL ÜRÜNÜ OLDUĞU BELLİYDİ!"
"AAA, ÇOK AYIP KOSKOCA YELİZ KOCAARSLAN'A NE DİYORSUN SEN??" diye arkadan seslenmişti annem de. Hala bu evlilik fikrinin saçmalık olduğunu kabul etmiyor gibiydi.
Eve geldiğimizde Çınar bir anda kendine gelip yukarı kaçtı. Ben de arkadaşıma döndüm. "Bugün için teşekkürler. Yeni hat çıkarttığımda seni arayacağım, ben..."
Derken Aras da arabadan indi.
"?"
"Ne?" derken sırıtıyordu. "Seni aslanın ininde tek bırakacağımı mı sandın?"
"..." Gözlerimi şüpheyle kıstım. "Berke'nin izini sürmek için değil yani."
Aras uzun uzun benimle bakıştıktann sonra yukarı doğru koşmaya başladı. "ÇINAR BENİ DE BEKLE."
"OF ARAS!" diyerek peşinden koşturdum.
Dördümüzün birlikte kalması da böyle devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçak Damat (BxB)
Fiksi RemajaÇınar, istemediği biriyle sırf para için evlenmek zorunda kalan kız arkadaşını düğünden kaçırmaya karar verir. Tek sorun, yanlışlıkla kız arkadaşı yerine damat olan Zafer'i kaçırmasıdır.