Sabah geç saatlerde gözlerimi açtıktan sonra hemen hazırlanıp tesislere gitmiştim çünkü antrenmana geç kalmak istemiyordum.Arabayı parkettiken sonra sahanın kenarında sohbet eden İcardi,Torreira ve Mertens'in yanına gittim.
"Günaydın!" dedim neşeyle.
"Günaydın!" dediler hep bir ağızdan.
"Nasılsınız bakalım?" diye sordum.
"Biz iyiyizde ortalık biraz karışık galiba he?" dedi Torreira.
"Öyle ama bizi ilgilendiren çok bir şey yok.İlgilenmesi gereken yönetim kurulu.Biz oynayacağımız topa bakalım." diye cevap verdiğimde beni başlarıyla onayladılar.
Mertoens "Sen memlekete gidecek misin?" diye sordu.
"Evet,gideceğim." dedim.
"Ne zaman gideceksin?" diye sordu İcardi.
"Antrenmandan sonra eve uğrayıp oradan direkt uçağa bineceğim." dedim.Beni kafalarıyla onayladıklarını görünce "Bir şey mi oldu?Niye bu kadar merak ettiniz?" dedim.
Pot kırmış gibi birbirlerine baktıktan sonra en sonunda Mertens bana dönüp "Bir şey olmadı.Öyle sadece merak." dedi.Çok inanmasamda takmadım.Tüm oyuncular sahaya çıkınca ısınma hareketlerine başladılar.Oyuncuları izlerken gözüm hep Kerem'de biraz fazla kalıyordu.Ela gözleri düşünceli bakıyordu.Keşke zihin okuyabilseydik.Keşke iç ses.Hani bana isim bulacaktın?Tamam tamam.Ela olsun mu ismin?Kerem'i düşünerek koydun değil mi?Evet.İyi be.İç sesi bir kenara bıraktıktan sonra oyuncuların yanına gittim.
"Üç grup halinde 5'e 2 pas çalışmasına geçelim." dedim herkesin duyacağına inandığım bir ses seviyesiyle.Herkes beni başıyla onaylarken Kerem hâlâ düşünceli görünüyordu.Antrenman çıkışı onunla konuşmak istesemde acelem olacağı için ona mesaj atmaya karar verdim.O sırada oyuncularda pas çalışmasına başlamışlardı.Oyuncuları izleyip onlar hakkında elimdeki deftere not alıyordum.Yeterince pas çalışması yaptıklarına kanaat getirince son olarak dört takımlı turnuva yapmaları için talimat verdim.Okan Hoca antrenmanı benden az yönetiyor gibi dursa da aslında tüm yapmam gerekenleri beraber konuşarak karar veriyor ve antrenmanları planlıyorduk.
Antrenman bittikten sonra hızlıca takım ile-Kerem'i bulamadım-vedalaşıp arabama bindim eve sürdüm.Sadece 2 gün kalacağım için bir sırt çantasına gerekli eşyalarımı koydum.Ardından evden çıkmak için kapıyı açtığımda karşımda Kerem'i görmem ile şaşırdım.
Bir kaç dakika bakıştıktan sonra sonunda konuşmaya karar vermiş olacakki "İçeri davet etmeyecek misin?" dedi.
"Aslında acelem-" diye geveleyecekken "Boşversene gel içeri." dedim.Elimle onu içeri davet ettiğimde gülerek içeri girdi.O önceden de geldiği evin oturma odasına ilerlerken ben de sırtımdaki sırt çantasını kapının kenarına bıraktım onun peşinden ilerledim.O L koltuğun bir ucuna otururken ben de ondan biraz uzak bir yere oturdum.
"Önemli bir şey mi oldu?" diye sordum hafif bir endişeyle.
"Aslında bir şeyler çoktan olmuşu fakat ben yeni farkederek aptallık ettim." dedi gülümseyerek.Benim dikkatle onu dinlediğimi görünce konuşmaya devam etti."Sare ben nasıl söylenir bilmiyorum.İlk defa böyle şeyler hissediyorum ve nasıl açıklayacağımı da bilmiyorum." dediğinde cidden konuşmakta zorluk çektiğini farketmiştim.
"Bir bardak su ister misin?" diye sordum.Aslında az çok ne diyeceğini tahmin etmiştim ve aklımca salağa yatıyordum.
"Hayır hayır.Zaten seni yeterince meşgul ediyorum şu an.Uçağına geç kalmanı istemem." dedi.Derin bir nefes aldı ve "Ben seni seviyorum Aria." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kerry Potter
General FictionKerem Aktürkoğlu FF./ Galatasaray'ın yeni yardımcı antrenörü ve Galatasaray'ın yıldız sol kanatının kaderlerinin kesişmesi...