Güneş ışıklarının yüzüme vurduğunu fark ettiğimde perdeyi kapatmadığımı anladım.Sürekli unutuyordum.Kendime söve söve kalktım ve rutin işlerimi hallettim.Ardından telefonumu elime aldım.Kerem mesaj atmıştı.
Ela Gözlerine Öldüğüm:Günaydın sevgilimm
Siz:Günaydın sevgilimm
Ela Gözlerine Öldüğüm:Kahvaltı yaptın mıı
Siz:Hayır yeni uyandım.
Ela Gözlerine Öldüğüm:Güzel.
Ela Gözlerine Öldüğüm:Peki kahvaltıya bana gelmeye ne dersin?
Siz:Valla işime gelir.Hazırlanıp geliyorum.
Ela Gözlerine Öldüğüm:Tamamdır yavrum.Görüşürüz
Siz:Görüşürüzzz
Uygulamadan çıkış telefonu kapattım.Hemen dolabımın kapağını açıp yeşil bir hoodie,siyah bir etek,yeşil bir şal çıkardım.Hızlıca üzerimi değiştirdikten sonra çoraplarımıda giydim.Ardından gerekli eşyaları alıp üzerime siyah hırkamı geçirdim.Ayağıma da beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra hazırdım.Çantamı da aldıktan sonra evden çıktım ve kapıyı kilitledim.Arabama binip Kerem'in evine sürmeye başladım.
Açtığım keyifli şarkılarla geçen bir yolculuğun ardından varmıştım.Çantamı da alarak arabadan indim.Arabayı kilitledikten sonra zili çaldım.İçeriden "Geliyorum." diyen bir ses duymam ile gülümsedim.Büyük ihtimalle yemek yaptığı için eli kirlenmişti ve onu yıkıyordu.Çok geçmeden kapı açıldığında gülümsedim.
"Hoşgeldin." diyen Kerem'in kumral-bence sarı- saçları birbirine girmiş ela gözleri ise parlıyordu beni gördüğü için.
"Hoşbuldum." diye cevap verdim.
Eliyle girmem için içeriyi gösterirken "Nasılsın?" diye sordu.
"İyiydim seni gördüm daha iyi oldum." dedim.Ardından "Sen nasılsın?" diye sordum.
"Sen gördüm günüm aydı.Daha bir neşelendim." deyince güldüm.Onun yönlendirmesiyle oturma odasına gelmiştik.Çantamı koltuğun üzerine bıraktıktan sonra Kerem'e döndüm."Hırkanı ver istersen asayım." dedi.
"Gerek yok ben asarım.Sen işine dön istersen." dedim.Beni kafasıyla onayladıktan sonra mutfağa gitti.Ben de hırkamı çıkarıp askılığa astım.Ardından mutfağa Kerem'in yanına gittim.Mavi t-shirtü ve gri eşofmanının üstüne lacivert bir önlük takmış ve ocakta menemen karıştırıyordu.
"Yardım edilecek bir şey var mı?" diye sordum.
"Yani çoğunu hallettim fakat salata hazırlayıp sucukları pişirebilirsin." dedi.
Göremese de onu kafamla onayladım ve "Önlük var mı?" diye sordum.Buradan antrenmana geçeceğimiz için üzerimi kirletmek istemiyordum.
"Fırının altındaki çekmecede var." dedi.Onu yeniden kafamla onayladım.Fırının altından kahverengi bir önlük alıp taktım.Fakat arka tarafını bağlayamayınca Kerem'in yanına gittim.
"Önlüğü bağlayamadım.Sen bağlar mısın?" diye sordum.
Menemeni karıştırdığı kaşığı tavaya bırakıp "Tabii." dedi.Her zamanki gibi bana temas etmeden ipi bağladı."Oldu." dediğinde geri çekildim.Onunla böyle yakın olduğumuz anlarda heyecanlanıyordum.'Temas etse nasıl hissederim acaba?'diye de düşünmeden edemiyordum.Yine de haram olduğunu bilerek bana temas etmemesi çok değerliydi benim için.Bu düşüncelerimi bir kenara bırakarak tezgahın üstündeki salatalıkları elime aldım.Muslukta güzelce yıkadıktan sonra domatesleri de yıkadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kerry Potter
General FictionKerem Aktürkoğlu FF./ Galatasaray'ın yeni yardımcı antrenörü ve Galatasaray'ın yıldız sol kanatının kaderlerinin kesişmesi...