Bu bölümü @7x_nisa_x7 'nin isteği üzerine yazdım.Ve ona ithaf ediyorum.
...
"Evinin yollarına,postersiz duvarlarına ,yağmurlu sokaklarına ışık oldum." dedim.
"Lüle lüle saçlarına,kızarmamış yanaklarına,ıslanmış kurallarına ışık oldum." dedi Kerem.Ne mi yapıyorduk?Pikniğe gidiyorduk tabiikide.Ama şarkı söyleyerek.Daha doğrusu Kerem söylüyordu.Çünkü benim söylemem günahtı.Ben sadece düz bir şekilde şarkı sözlerini mırıldanıyordum.Bir iki dakika sonra şarkı bitince Bluetooth ile bağladığım telefonumdan 'Kıraç-Endamın Yeter' açtım.Kerem ile şarkı zevklerimiz benzer olduğu için bir şey söylemedi.
Şarkı sözlerini duyduktan biraz sonra Kerem "Kalbim senden senden vazgeçmeyecek.Korkma,içimde aşkın hiç bitmeyecek.Eğer istersen sonsuza dek sürecek.İnan bu adam hep seni sevecek." dedi coşkuyla bana bakarak.
Gülerek "Yola bak yola." dedim.
"Yanımda sen varsan tek yol sensin.Eğerki yanımda değilsen tek yol sana çıkanlardır." dedi.Ben onun sözlerini düşünürken çoktan bir kaç şarkı değiştmişti.Gerçekten seviyordu beni.Fazlasıyla.O sırada arabanın durduğunu fark edince Kerem'e baktım.O da bana bakıyordu.
"Geldik güzelim." dedi gülümseyerek.Onu kafamla onayladım.Beraber arabadan indik.Kurabiye sepetini de aldıktan sonra tanıdık kalabalığa doğru ilerlemeye başladık.Yaklaştığımızda gözüme ilk çarpan şey Yunus'un Torreira ile şakalaşan görüntüsü oldu.Onların boğuşmasını gören Kerem bana izin isteyen gözlerle bakınca güldüm.
"Ne duruyorsun?Ver şu kabı da git yanına." dememle Kerem kurabiye kabını vermiş ve koşarak üstlerine atlamıştı.Etrafı kısaca özetleyecek olursam yere büyük bit hasır serilmişti ve çoğunluk bunun üzerindeki minderle yatıyordu ya da sohbet ediyordu.Hasırın biraz uzağında mangal kurulmuştu ve mangalın başında Halil vardı.Bunun da biraz ötesinde büyükçe bir masa ve etrafında sandalyeler vardı.Masanın üzerindeki kaplara bakılacak olursa evden yemek getiren tek ben değilmişim.Elimdeki kapları masanın üzerine koyduktan sonra mangalın başında 'buraların hepsi benim' diyen ağa gibi duran Halil'in yanına gittim.
Beni gördüğü gibi gülümsedi ve "Oo hoşgeldiniz çifte kumrular." dedi.
O sırada Halil'e Kerem'in söylediğini fark ettim ve uzun süredir İkra ile konuşmadığımı hatırladım.Piknikten sonra onu aramayı aklıma not ettikten sonra Halil'e gülümsedim ve "Hoşbulduj hoşbulduk.Sen de hoşgeldin gurbetçi." dedim gülerek.
"Nasılsın?" diye sordu.
"İyiyim elhamdulillah.Sen?" dedim.
"Ben de elhamdulillah.İkra sana kızgın bayağı." dedi.
"Öyle ya.Uzun zamandır konuşmuyoruz.Unutuyorum bu aralar her şeyi." dedim.
"Balık mı kızartsaydık acaba?" dedi gülerek.Ben de güldüm.
O sırada yanımıza gelen Muslera "Nasılsınız?" diye sordu.
"İyi kaptan.Sen nasılsın?Yaşlılık yaramamış hiç kırışmışsın." dedim yüzümdeki gülümsemeyi silmeden.
Gülerek "Sen bunları söyleyene kadar iyiydim.Çok mu kırışmışım ya.Bence hala fazlasıyla yakışıklıyım." dedi.
"Bence her zaman çok yakışıklısın sevgilim." deyip elini Muslera'nın omzuna attı Patricia.Yüzümdeki tebessümle onları orada bırakıp hasırın üstünde oturan internetten tanıdığım Kaan'ın eşi Aylin'in yanına gittim.
"Selamın aleyküm." dedim gülümseyerek.
O da gülerek "Aleyküm selam." dedi.Ardından "Siz yardımcı antrenörsünüz sanırım." diye de ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kerry Potter
General FictionKerem Aktürkoğlu FF./ Galatasaray'ın yeni yardımcı antrenörü ve Galatasaray'ın yıldız sol kanatının kaderlerinin kesişmesi...