AY IŞIĞI MÜHRÜ

1- BENİ KİM ARIYOR?

Kyle Sage o gün ne yaşayacağından habersizdi. Güneşin parıltı saçan ışıkları odasının penceresinden içeriye doğru dalga dalga süzülürken Kyle ince dar kesim siyah renkteki hırkasını alarak evden çıktı.  Yolda yürüdüğü sırada hırkasını giyinirken telefonu çalmaya başladı. Kimin aradığı ile ilgili bir tahmini vardı elbette. Hızlıca fermuarı yarıya kadar çekti ve telefonu eline aldığında arayan kişinin ismine baktı. Elbette Jack' den başkası olamazdı. Derin bir nefes aldı ve telefonu cevapladı.

Merhaba Jack.. Biliyorum üzgünüm geç kaldım ama stajım için evrakları okula bırakmam gerekiyor. Ben haber vermeyi..

Hey sakin ol evlat !  dedi telefonun ucundaki yumuşak ve bir o kadar boğuk çıkan ses. Jack bilinen lakabıyla Big Boss  herkesin uğrak yeri olan Mcpalas Pop' un işletme sahibiydi. Kyle ise stajı başlayana kadar ona yardım etmek için orada işe başlamıştı.

Peki öyleyse sorun nedir ?  diye sordu Kyle tereddütlü bir sesle ve nefesini tutup Jack' in konuşmasını bekledi.

Bugün Pop' a gelemeyeceğim. Biliyorum akşam dokuzdan sonra özgürsün ama bu seferlik senin dükkanı kapatmanı isteyecektim. Endişe etme elbette karşılığını alacaksın. Diğer hergelelere güvenmediğini biliyorsun..

Kyle istemsizce gülümsedi. Evet bana borçlandın koca Boss. 

Jack homurtu ile güldü.

****

Kyle evraklarını okula bıraktıktan hemen sonra Pop'a gelmiş önlüğünü üzerine geçirerek müşterilere servis yapmaya başlamıştı. Saat beşten sonra burası oldukça kalabalık oluyordu.

Hey.. Sert bir kahve alabilir miyim ? 

Kyle bar masasının arkasından sesin sahibine baktı. Hemen geliyor dedi ve arkasına doğru döndü. Kahveyi bardağa döktüğü sırada giriş kapısının üzerindeki çan şıngırdadı. Kyle içeri giren sarışın çocuğa kısa  bir göz attıktan sonra önüne döndü ve gülümseyen bir yüz  ifadesi takınarak kahveyi isteyen müşterisine ikram etti.

Eline aldığı nemli bezle masanın üzerini siliyordu ki sarışın çocuk ona doğru yaklaştı

Pardon üzgünüm birini sorabilir miyim?

Kyle onu dinlediğini belli edercesine yüzüne baktı. Karşısındaki çocuk yüzündeki ifadeden konuşmaya girmesi gerektiğini fark etti.

Ben aaaa Kyle Sage onu arıyordum.

Kyle ismini duymuş olmanın verdiği şaşkınlıkla genç adama bakmaya devam etti. Bu adamı daha öncesinde gördüğünü hiç sanmıyordu. Peki öyleyse tanımadığı bu yabancı neden onu  arıyordu?  Genç adam onun duraksadığı fark ederek arka cebinden bir zarf çıkarttı. Ona doğru uzattı ve " Bunu ona verebilir misin?"

E..evet ama ne için? Neden onu arıyorsun ki? diye sordu Kyle. Sesindeki şaşkınlığın aksine bez ile masayı silmeye devam ederken  umursamaz görünmeye çalışıyordu. 

Genç adam gülümseyerek" Bu onun için özel bir davet.. Bu zarfı kendisine verirsen içinde ne olduğunu öğrenir belki de bakarsın daha sonrasında sana da söyler.."

 Kyle homurtu ile karışık yapmacık bir gülümseme ile ona baktı. Ona uzatılan zarfı adamın parmakları arasında zarifçe çekerek aldı. Zarfın önünde altın işlemeli gibi görünen Kyle Sage için.. yazısına baktı. Hafifçe yazının üzerinde işaret parmağını gezdirdi.

Adım ne demiştin ? diye kafasını kaldırıp sormuştu ki karşısında hiç kimsenin olmadığını gördü. Tek kaşı havaya doğru kalkarken etrafına bakındı. Daha bir saniye kadar önce karşısında duran adam görünmez olmuştu.

Zarfı hızlıca açtı ve içindeki kartı çıkarttı.

Kasabaya döndüğümü siz değerli dostlarıma bildirmekten mutluluk duyarım. Yarın gece evimde yapılacak olan partime özel olarak davetlisiniz. 

Leon Black

Kyle bir an kalbinin göğüs kafesinden dışarı çıkacağını hissetti. Nabzı hızlanırken dizlerinin bağı çözülmüştü. Bar masasına dayanarak güç aldı. Yıllar önce kapattığı bu sancılı aşk yeniden gün yüzüne çıkmak için çırpınıyordu..