7.Bölüm - Faroz ve Sızı
"Zayıflamışsın."
Yüzümü dikkatle inceleyerek ellerimi avuçlarının arasında sıkan nenemin yaşlı gözlerine bakmayı sürdürdüm. "Ben iyiyim," dedim ama buna inanmayacağını, beni baktığı yerden görmeye devam edeceğini biliyordum. "Asıl sen zayıflamışsın nene. Yemeklerini yemiyor musun?"
Nenem kendimi bildim bileli elma kadar kırmızı tombul yanaklarıyla balık etli bir kadın olmuştu. Şimdi kemiklerini bile sayabiliyordum. Daha öncesinde üzerine tam olan elbisesi şimdi bol geliyordu. Elbisesinin kol kısmını çekiştirdim. "Bu ne, bu? Dedem sana bakmıyor mu?"
"Deden," dedi gözlerini devirerek. "Onun kendine faydası yok."
"Duyuyorum Saniye! Geliyorum oraya. Meyveler bitsin, kıza yalan söylemek ne demek göreceksin."
Dedemin mutfak tarafından gelen sesini işittiğimizde ikimiz de birbirimize bakarak güldük.
"Yalan mı Mustafa? Kız gelene kadar neredeydin? Kahvehanede değil miydin?"
Dedem elinde büyük bir meyve kasesi ile salonun kapısında belirdi. "Sen benim kahvehanemi bırak da bu çocuk neden dışarıda duruyor?" diye sordu. Öncesinde neneme bakarken bakışları yüzüme çevrildi. Sorunun asıl muhatabı bendim çünkü. Ali Cihan'dan söz ediyordu.
"O biraz utangaç," dedim bakışlarımı yanımda kalan pencereye çevirerek. İnce tülü parmaklarımla biraz araladım. Ali Cihan evin önündeki bahçede adımlıyordu. Bakışları sokakta oynayan çocuklardaydı ve dalgın görünüyordu.
Beni Adatepe'ye nenemlerin yanına getirmişti. Daha doğrusu annemler onunla gitmemi, dedemin ve nenemin de onunla tanışmasını istemişti. Saniye Yılmaz tam bir insan sarrafıydı ve eğer o onaylarsa biz yıldırım nikahı ile bile evlenebilirdik. Tabii ki bu düşünce de anneme aitti. Bu yüzden o bahçede beklerken ben evdeydim. Evlenmeyeceğim bir adamı nenem ve dedem ile tanıştıracak değildim.
"Seni buraya kadar getirmiş, utanmamış," dedi dedem bize doğru ilerlerken. "Şimdi neyin utangaçlığı bu?" Koltukta diğer yanıma oturdu. Meyve kasesini kucağıma bıraktı. Elma ve kiraz vardı kâsenin içinde. "Söyle de gelsin. Kimmiş, bir tanıyalım."
"Aman dede," dedim ağzıma bir kiraz atarken. "Önemli biri değil."
"Annen söyledi," dedi nenem. "Seni isteyecekmiş. Niyetiniz ciddiymiş. Neden önemsiz diyorsun?"
"Yaşa Saniye," dedi dedem daha ben bir şey diyemeden. "Bu çocuk bir saattir kapıda bekliyor. Senin için. Elin oğlunu neden ağaç ediyorsun? Madem önemsiz." Resmen sağlı sollu sorguya çekiliyordum. Oflayarak ağzımdakini çiğnedim.
"Anneme ne bakıyorsunuz siz. Tamam, konuşuyoruz ama daha evlenme aşamasında falan değiliz. Ciddileşsin, ben onu size-"
"Yakıştı mı bu sana Niyazi'nin kızı?" diye sordu dedem sitemle. Ben ne zaman yanlış bir şey yapsam damatlarının kızı oluyordum. Fakat bu defa oyuna gelmeyecektim. Dedemle nenemi gerçek olmayan bir ilişki uğruna kandırmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GERDAN (Tamamlandı)
RomanceÇevresi tarafından kaptan olarak tanınan Ali Cihan Gencer aslında kod adı Kavur olan bir Milli İstihbaratçıdır. Yedi yıldır Kod adı Çaykara olan Balca ile yazışmaktadır. Mesleklerinin gizlilik ilkesi yüzünden özel hayatlarına, fiziki görünüşlerine y...