8. Bölüm - Karşılaşma

15.3K 1.3K 272
                                    


8

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8.Bölüm - Karşılaşma

Ali Cihan

"Kızı güzel uğurla. Telefon numaralarınızı aldınız değil mi? Bak, Ali Cihan bu işten artık dönüş yok. Hazal ile arkadaşlığımızı biliyorsun. O kızın kalbini kıracak bir şey yaparsan bizi de etkilersin. Baban Niyazi'nin yüzüne bakamayacak hale gelir. Bu yüzden akıllı ol, oğlum. O kız tam ailemize, sana göre. Onun kıymetini bil ve en kısa sürede şu işi bir resmiyete dökün. Ne bileyim, nişan falan yapalım. Söz bile olur. Daha kardeşin Diyar var. Sen aradan çık ki ona da birini bulup yuvasını kurabilelim."

Ayakkabılarımı giyerken annemi dinlemek zorunda kalmak kendimi rahatsız hissetmeme neden oluyordu. Amacı bu olmasına rağmen onu görmezden gelemiyordum. Son iki haftadır ailemin her bir üyesini Balca ile olduğuma ikna etmiştim. Bu işin bir mükafatı olduğu gibi cezası da vardı. Annem şu anda yaptığı şey, cezamın ön gösterimini zihnime kazımaktı. Başarılıydı. Balca ile gerçek bir ilişki yaşamamış olsak da, ayrılığımız ailelerimiz nezdinde gerçek olacaktı. Bu yüzden ailelerimizin zarar görmemesi için gereken önlemleri almam gerekiyordu. İki aile arasındaki sıkı dostluk, çocuklarının ayrılıklarıyla asla sarsılmamalıydı.

Kafamdaki düşüncelerle iç çekerek yerimde doğruldum. "Numarasını elbette aldım ve onu sık sık arayacağım," dedim içi rahatlasın diye. Şimdilik ceza kısmını düşünmek istemiyordum. Yakaladığım rahat hayatın keyfini sürmek niyetindeydim. Annemin dırdırlarını ne kadar ertelersem o kadar iyiydi. "O da benimle konuşmak için can atıyor. Şu an için resmiyet söz konusu değil. Şunun şurasında iki haftadır konuşuyoruz. Belki seneye bakar-"

"O kadar olmaz," dedi annem gözlerini belirginleştirerek. Elleri belinde konumlanırken kapının eşiğinde karşıma geçti. "Elin kızı o kadar oyalanmaz Ali Cihan! Bir yıl çok uzun bir süre. Sana evlen demiyorum. En azından bir teneffüs bulun ve o Çanakkale'ye gelsin. Şu sözü yapalım."

"Balca'nın," dedim annemin omuzlarını tutarak. Beni evlendirmek şu hayatta en çok istediği şeydi. Onu kırmak istemiyordum. Hâlâ bu işi en doğru şekilde sürdürmek niyetindeydim. "İşleri çok yoğun. Bir yıl buralarda olamayacak. Beni de biliyorsun anne. Senin oğlun kaptan. Her günüm burada geçiyormuş gibi konuşma. İki hafta sonra ben de gidiyorum."

"Doğru." Hayal kırıklığıyla omuzları çöktü.

Parmaklarımla orayı sıktım. "Üzülme. Balca'yı bırakıp geleyim, bunu konuşalım," dedim. Konuşacağımız şeyin anneme umut aşılayacağının elbette farkındaydım. Umutsuz oğlu için sevinmesini istiyordum. En azından bir süreliğine.

"Ali Cihan," dedi gözlerimin içine bakarak. "Çok mutluyum oğlum. Bugünleri bana yaşattığın için her gece sana dua ederek başımı yastığa koyuyorum."

Ona sarıldım. Annem derin bir nefes aldı. "Otuz dört yaşındasın ve bir an hiç evlenmeyeceksin sandım. Torun benim de hakkım. Senin bir evlada ihtiyacın var." Elimle sırtını okşadım. Duygu sömürüsüne geçen konuşmalarına aldırmadım. Boynunun yanını öptüm. "Doğru kadınla yapılan çocuğa asla hayır demem. Sen mutlu olduğun için ben de mutluyum."

KIZIL GERDAN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin