12. Bölüm - Bir Mesajınız Var

13.3K 1.2K 117
                                    


12

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12. Bölüm - Bir Mesajınız Var

Ali Cihan

Günler sonra telefonumu elime aldığımda ilk yaptığım şey ondan bir mesaj olup olmadığını kontrol etmekti. Bunun olması biraz düşük bir ihtimaldi çünkü Çanakkale'de Balca'yla ayrılmadan önce konuşmuştuk ve teşkilatın kararını olumsuz etkilememek için bir süre birbirimize mesaj göndermeme kararı almıştık. Doğru zamanı teşkilatla konuştuktan sonra ben belirleyecektim ve ona yazacaktım.

Ancak beklediğim gibi olmadı. Kalbim telefonumun ekranındaki bildirimle hızlandı. Beni bir mesajla bile heyecanlandırabilen tek insan Balca'ydı. Hem Çaykara hem Balca. Düşüncemle gülümsedim.

"E-posta kutunuzda bir mesajınız var," diye yazan bildirime dokundum.

📩Balca: "Sözümü tuttum. Sana kendi e-posta adresimden yazıyorum. Kavur'a değil, Ali Cihan'a :) Bu da sorun olacaksa söyle. Bir daha yazmam :) Nasıl gidiyor diye merak ettim. En azından bu mesaja cevap ver de rahatlayayım. Bir de sana atanan kimmiş🌷"

Yazdıkları yüzünden yüzümdeki gülümseme genişlerken garsonun getirdiği kahveyi alıp terasa doğru adımladım. Atina'daydım. İki saat önce gemimi limana zincirlemiştim. Tüm mürettebat kalacağımız otelin odalarında istirahate çekilmişti. Bense odama çıkmak yerine otelin lobi barından kendime bir fincan kahve söylemiştim ve onu bitirene kadar açık havanın tadını çıkarmak istiyordum. Burada hava Türkiye'dekinden biraz daha güzeldi. Güne güzel başlamıştım ama bunun şu an hava ile ilgisi yoktu. Balca'nın yazdıklarında gözlerimi bilmem kaçıncı kez dolaştırıp sırıtırken kahvemi yudumlayarak beyaz minderli bahçe koltuğuna kuruldum.

Ayak bileğimi diğer dizime yaslarken iç geçirdim. Zeki olduğunu düşünüyordu. Mesajlaşmak konusunda kastettiğim yalnızca teşkilatın bize verdiği e-postalar değildi. Lakin hin fikirlerine ilk defa bayılmıştım.

Fincanı koltuğun kol kısmına bırakarak ona bir mesaj yazmaya hazırlandım. Şu an uyuyor olamazdı. Benim gibi erken kalktığını yedi yıl boyunca deneyimleyerek öğrenmiştim.

📩Ali Cihan: "Günaydın deli bal :)Bu sabah Atina'ya vardım. Şu an kahve içiyorum ve keyfim hayli yerinde. Bana atanan kişiyi de öğrendim. Daha doğrusu Sencer öğrendi. Kim olduğunu neden öğrenmek istiyorsun? Bir de nasılsın? En azından bu mesaja cevap ver de rahatlayayım."

Mesajıma bu kadar hızlı yanıt almayı beklemiyordum. Yalnızca kahveme uzanıp tek yudum almıştım ki telefonum titredi ve ekranımda, "Bir mesajınız var," bildirimi belirdi. Yedi yıl boyunca şu bildirim beni kalp krizine sokan tek şeydi. Kalp sağlığım iyiye gitmiyordu. Dur, çalış, dur, çalış... Derin bir nefes aldım.

📩Balca: "Çok iyiyim :) Ankara'ya döndüm. Bu arada Sincanlı ile çalışmaya başladık. Fena biri sayılmaz ama bir sen değil. Ben bunu açıkça söyleyebiliyorsam senin de bana o kızın adını vermen sıkıntı yaratmaz diye düşünüyorum Kıdemli Ajan Kavur. Bu arada İvan'ı yakaladığında fotoğraf istiyorum. Bence görevimi çaldığın için bunu hak ettim🌷"

KIZIL GERDAN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin