3. BÖLÜM
GÖÇEBE
Terleyen elimi güçlü parmaklarının arasından çekmeyi o kadar çok istiyordum ki. Denemiştim ama bu faydasızdı. Elimi hiç bırakmayacak gibi, beni içeriye sokmaktan daha önemli bir şey yokmuş gibi tutuyordu...
Ellerimizin birleştiği yere baktığımda bunun yanlış olduğunu düşünüyordum. Ona karşı yumuşamış ya da iyimser bir düşünceye kapılmış değildim. Henüz.
Beni ardında çekiştirdiğinden sürtünüp geçtiğim insanların çokluğu mekânın kalabalıklaştığını fark etmeme neden oldu.
Başımı kaldırdığımda kalabalığın daha da arttığını doğruladım. Öncesinde adımlarım karışmasın diye yalnızca önüme bakıyordum. Aklımda tamamlayamadığım telefon görüşmesi vardı.
Göçebe ile konuşmam yarıda kalırken, ben daha peşimde olanın kim olduğunu bile öğrenememiştim. "Şey," dedim elimi çekiştirip geldiğimiz yöne doğru başımı çevirerek. İnsanlar akın akın guruplar halinde içeriye giriyordu. Bu mekânın nesi vardı? Neden bu kadar çok ilgi görüyordu?
Düşüncemi bir cevaba ulaştıran o sesi duydum. Bar tarafından kalın ve gür sesli bir adam, "İki bira alana bir bira da bizden!" diye bağırıyordu. "Akşam 20.00'a kadar sürecek."
Abim buranın yeni açıldığını söylemişti. Müşteri toplamak için iyi taktikti. Fakat ben kalabalıktan nefret ederdim. Bunun biliyor olması gerekirdi.
"Şey, ben..." Bir kez daha kendimi ona duyurmaya çalıştım. "Benim bir telefon konuşması daha-" yapmam gerekiyor diyecektim ki beni anladı ve omzunun üzerinden bakarak, "Dışarısı çok kalabalık. Arayacaksan burada ara," diye söylendi. Ağzının iki yanında oluşan gergin iki çizgi kaşlarımı kaldırmama neden oldu. Elimi bırakmadan yürümeye devam ediyordu. Bakışlarımı bara doğru çevirdim ve abimi görmeye çalıştım. Onu bıraktığım yerde buldum. İyi görünüyordu, ayağa kalkmış bize bakınıyordu. Bakışlarımız buluşunca elini kaldırdı. "Nereye gittin? Şaka yaptığını sanmıştım."
Beni içeriye getirmesini Ali Cihan'dan o istemiş gibi görünüyordu. Bu yeniden başlangıç işi de Ali Cihan için gerçekten abimden dolayı olabilir miydi? Başka türlüsünü artık düşünmek istemiyordum. Yorucu ve yıpratıcıydı. Abimin arkadaşının bana asılmasındı. N'olur böyle bir şey olmasındı.
Abim ikimizi karşılayıp beni bardaki yerime çekerken, "Biz kimin için geldik buraya? Neden gidiyorsun?" diye sordu.
Mekana bakılırsa pek benim için gibi görünmüyordu ama bunu ona söylemedim.
"Kızım, Ali Cihan benim arkadaşım lan. Benim gibi uyuzun teki. Sen niye ona alınıp gidiyorsun?"
Çocukluk yaptığımı düşünüyordu değil mi? Bakışları ellerimizin birleştiği yere kayarken -evet, hala elimi tutuyordu- bakışlarını takip ettim. "Barıştınız mı?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GERDAN (Tamamlandı)
RomanceÇevresi tarafından kaptan olarak tanınan Ali Cihan Gencer aslında kod adı Kavur olan bir Milli İstihbaratçıdır. Yedi yıldır Kod adı Çaykara olan Balca ile yazışmaktadır. Mesleklerinin gizlilik ilkesi yüzünden özel hayatlarına, fiziki görünüşlerine y...