18.Bölüm

502 32 201
                                    

18.Bölüme Hoşgeldiniz.

İlk defa başka bir konuda yazdığım bir kitabımı bu kadar ilerletim, yani bu benim için bir başarı ve sizden madalya bekliyorum. (Psikoloji nanay)

Benimle birlikte bu yolculuğa çıktığınız için çok teşekkür ederim, ilk defa farklı bir konuda yazdığım için fazlaca eksiği elbette var ama ilerletebilmek bile benim için bir başarı.

Kitap muhtemelen 30 veya 30'lu bölümlerde final olur.

Neyse çok dram yaptım bölüme geçelim.

Bölüm şarkısı: Kıraç - Endamın Yeter

Efe'nin aşkını en iyi anlatan ve Efe'nin her daim Elzem'e söyleyeceği şarkı hangisi olurdu derseniz, ben bu şarkı derim. Çünkü bu şarkı herşeyiyle Yaşar Efe Öztürk'ün aşkını yansıtıyor.

İyi Okumalar Dilerim:)

*******

1 Yıl Önce

Gözlerim market raflarında gezdirirken, bir yandanda aklıma not ettiğim eksikleri unutmamaya çalışıyordum. İkisini bir arada yapmak kolay oluyor muydu? Tabiki de hayır ama yalnız yaşayınca çoğu şeye kendim yetişmek zorunda kalıyordum.

Mevsimlerden yazdı. Karadeniz'de yaz mevsiminde tâbiki de yağmur yağıyordu. Havalar genellikle serin ilerliyordu. Doğu'da görev yapan bir arkadaşımla sabah mesajlaşmıştık. Sıcaktan buharlaşıp gökyüzünde yoğuşup yağmura dönüşüp yağacağını söylemişti. Haklıydı da. Mevsimler eskisi gibi değildi. Havalar dengesizdi. Eskisi gibi kar yağmıyordu. Ülke genelinde yağışlar azalmıştı.

Eğer ülkemiz hızlı ve büyük bir değişim geçirmesi gerekiyordu. Yoksa ilerde çıkacak savaşlarda ağır hasarlar alabilirdik.

"Öğretmen hanım?"

Arkamdan gelen sesle olduğum yerde duraksadım. Kalbim yine hızlanmıştı. Derin bir nefes aldım. Kendime hâkim olmam lazımdı. Sesini ilk defa duyuyormuş gibi davranmamam gerekiyordu.

Ama aptal kalbime benim isteklerimin tam tersini yapıyordu. Sanki ilk defa Üsteğmen'in sesini duyuyormuş gibiydi. Deli gibi atıyordu. Göğüs kafesimi parçalayıp çıkacak gibiydi. Hâkim olamıyordum. Kalp bana aitti ama ben onu yönetemiyordum. Kalbim Üsteğmen'e itaat ediyordu. Onun sesine deli oluyordu.

Kalbim aptalın önde gideniydi, aynı benim gibi.

Üsteğmen tam karşıma geçtiğinde, sırtım gerilmişti. Üzerimde tuhaf etikleri vardı, bu beni feci şekilde korkutuyordu. Neyseki aramızda her zamanki mesafe vardı. Bu bile benim için iyi yönde bir şeydi.

"Nasılsınız Öğretmen hanım?" diye sorduğunda yeşilleriyle ani ve kısa bir bakışma yaşamıştım.

Gözlerinizi üzerimden çekmezsiniz fenalaşıp bayılabilirim.

Ne ara gelmişti ayrıca? Yazın geleceğini düşünmüyordum. Daha gelmesine çok var demişti Bertuğ.
Kesin şuan çok mutluydu. Dayısına karşı içinde ayrı bir sevgi ve bağlılık vardı. Gözlerinden anlaşılıyordu bu.

Kırılmış CânâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin