Sıcak bana iyi gelmiyor ve ben yazın doğdum. Ağustos sıcağında doğdum ama sıcaktan nefret ederim.
Midem bulanıyor, başım dönüyor.
Ama bölüm yazmaya devam ediyorum. Çünkü bu kitabımı yazın bitirmeye kararlıyım.
Bölüm şarkısı: Koliva - Yüksek Dağlara Doğru
Şarkıların bazen bölümle alakası olmuyor bile, kendimi gaza getirecek şarkıyı seçiyorum ve sizin içinde buraya yazıyorum.
Neyse ben sizi daha fazla tutmayayım:)
Yıldızlarınızı parlatmayı unutmayın ✨
İyi okumalar dilerim:)
*******
1 yıl önce
Üsteğmen Trabzon'dan gideli üç haftadan fazla olmuştu. Kendisiyle ilgili iyi veya kötü bir bilgi kulağıma gelmemişti. Fark ettiğim tek şey ise Öztürk ailesindeki herkesin moralinin bozuk olmasıydı. Yaz okulundaydık ve Bertuğ derslere eskisi kadar katılmıyordu. Onu almaya gelen Gülhan hanım'ın yüzü genellikle asık olurdu. Sadece oğlunu gördüğü an yüzü bir-iki dakikalığına aydınlanırdı.
Geçtiğimiz günlerde kendimi Doğu Anadolu bölgesindeki haberleri takip ederken bulmuştum. Kasıtlı yapıyordum aslında. Kulağım, gözüm ister istemez buna misafir kalıyordu. Allah şükür haberlerde de kötü bir haber bugüne kadar görmemiştim.
Birdenbire masada duran telefonum çalmaya başlamıştı. Telefonu elime aldığımda Elmas'ın aradığını gördüm. Kim bilir yine ne için arıyordu da benim sinirlerimi hoplatacaktı.
Önce derin bir nefes aldım, Elmas'ın bütün saçmalamalarına karşı sakin kalmak için. Sonrada yavaşça telefonumu açtım ve kulağıma götürdüm.
"Efendim Elmas."
"Nasılsın aptal aşık," dediğinde burun kemerimi sıktım. Açar açmaz başlamıştı yine.
"Elmas eğer benimle uğraşamak için aradıysan söyle kapatayım telefonu, dakikalarını boşa harcama güzelim."
Tam Ekim kapatma tuşuna gitmişti ki, "Dur dur kapatma kuzen sana müjdeli bir haberim var." dediğinde önce bir tereddüt etsemde yüzüne kapatmaktan vazgeçip, müjdeyi sormaya karar verdim. "Neymiş müjden?"
"Senin Üsteğmen görevden dönmüş." dediğinde kulaklarıma inanmadım. Şaka yapmıyordu değil mi? Ne zaman dönmüştü ki?
"Dalga geçmiyorsun değil mi, Elmas?" derken bir yandanda sandalyemden kalkıp odamdan çıkmıştım. Mutfağa doğru seke seke gittiğim sıra, "Bunun şakasını yapmayacağımı çok iyi biliyorsun Elzem. Tamer'den aldım bilgileri, ona da bir arkadaşı söylemiş." diyerek olaya açıklık getirmeyen çalışıyordu.
"Peki... Nasılmış? Yani o ve asker arkadaşları görevden sağ salim dönebilmiş mi?"
"Dönmüşler, dönmüşler sakin ol. Bildiğim kadarıyla da Üsteğmen omuzundan vurulmuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırılmış Cânâ
ChickLitTrabzon'da ki bir ilkokula atandığı zaman hem hayatının aşkını bulacağını, hemde orada bir aileye sahip olacağını bilemezdi. Elzem Adıgüzel & Yaşar Efe Öztürk